Luca Brecel: Kızlarla eskisi gibi değil / Özel Röportaj

Bugünkü oyunundan memnun musun? Bazı bölümlerde kendine sinirlendiğini gördük.
Bence kötü oynamadım, sence? Üçüncü frame’de biraz konsantrasyon kaybı yaşadım, Mann’ı oyuna dahil etmemem gerekirdi. O yüzden kendime kızdım. İnsanlar geçen yılki Crucible performansımın ardından, doğal olarak beklentilerini üste çekiyor ama hey, ben daha 17 yaşındayım.

Peki oyunundaki en büyük eksikliğin ve artılarının ne olduğunu düşünüyorsun?
Herkes uzun mesafe potlarımı biraz daha geliştirmem gerektiğini söylüyor. Sanırım haklılar da. Kısa ve orta mesafe vuruşlarda çok sorun yaşamıyorum ama iş uzun mesafeye gelince biraz tereddüt yaşadığımı söyleyebilirim.

Geçen sene Dünya Şampiyonası’nda ana tabloya kalarak Stephen Hendry’nin rekorunu kırdın ve tarihte bunu başaran en genç oyuncu ünvanını ele geçirdin. Artık Belçika’daki antrenman odalarının değil de, Crucible’ın bir parçası olmak seni nasıl hissettiriyor?
Bunun ne kadar harika bir duygu olduğunu size anlatamam. Antrenörümle beraber, bunun planlamasını yıllar önce yapmıştık. Rekoru kıracağımı biliyordum ama gerçekleştiğinde, o atmosferde bulunduğumda birçok kez “Vay be, ben nerdeyim?” dedim. Crucible tarihine geçtiğimi bilmek fantastik bir duygu.

Peki içinde bulunduğumuz takvim yılında hedeflerin ne?
Bilmiyorum, belki PTC Finalleri? Dünya Şampiyonası’nda yeniden ana tabloya kalmayı elbette hep düşünüyorum ve sanırım en realistik olanı da şimdilik bu. Eh, bu dediğimden sonra sanırım sen de diğer gazeteciler gibi röportaja yaşımı ekleyeceksin.

Steve Davis, geçen sene Dünya Şampiyonası’nda Stephen Maguire ile yaptığın maçtan sonra “Luca gelecek sene buraya daha güçlü gelecek. Ve beş yıl sonra... Şampiyonluk onun için gerçekçi bir hedef” demişti. Onunla aynı fikirde misin?
Bu mümkün. Eğer kendime güvenli bir şekilde turda yer almaya devam edersem... Asla bilemezsiniz. Ama sanırım Dünya Şampiyonası’nda beş yıl sonra şampiyonluğu hedefleyecek konuma gelmek gerçekçi bir hedef.

Oyun stilin çoğu kez Ronnie O’Sullivan’a benzetildi. Karar aşamasını çok hızlı geçiyorsun ve pot yapmak senin için o kadar da zor değil. Rory McLeod ve Dave Harold gibi oyuncuları izlerken canın sıkılıyor mu?
Hayır, bence bu büyüleyici. Az önce büyüleyici mi dedim? Onu röportajda “ilginç” olarak değiştirebilir misin? Evet, bana göre onların oyun tarzına da saygı gösterilmeli. Kimse hızlı oynamak zorunda değil ve bana karşı bu yolu seçmelerinde bir sakınca yok.

Daha önce, “Kızlara fazla takılmadığım ve bira içmediğim için mutluyum” demiştin. Hâlâ böyle devam ediyor musun?
Hazır mısın? Bunu ilk kez sana söyleyeceğim. Evet, evet artık gerçeği açıklamanın vakti geldi. Bira içmiyorum ama kızlarla sanırım durum biraz değişti. İngilizcem çok iyi olmadığı için durumu daha ayrıntılı anlatamıyorum, mazur görün. Kızların hayatıma bir anda nasıl girdiklerini gerçekten anlamadım.

Turda düzenli olarak konuştuğun bir oyuncu var mı? Vaktini kimle geçiriyorsun?
Genelde herkesle görüşüyorum ama Judd Trump ve Jack Lisowski düzenli olarak iletişim hâlinde olduğum oyuncular. Özellikle Judd harika biri, onunla vakit geçirmek çok hoşuma gidiyor. Ayrıca Trump’ın olağanüstü bir snooker oynadığını söyleyebilirim. Onu izlemekten keyif alıyorum.

Biliyorum biraz klişe bir soru ama günde kaç saat antrenman yapıyorsun? Binlerce Belçikalının 17 yaşında birini takip etmesi nasıl hissettiriyor?
Günlük antrenman rutinim galiba üç saat. Birebir antrenmandan çok, kendi eksik yönlerimi antrenörümle geliştirmeye çalışıyorum. Annem ve babam da spora odaklanmam konusunda yardımcı oluyorlar. Ülkemdeki durum ise gerçekten heyecan verici. Bu kadar fazla insanın benim turnuvalarda ne yaptığımı merak etmesi, gelişimim hakkında sorular sorması harika.

Snooker dışında hangi sporlarla ilgileniyorsun? Eden Hazard, Chelsea kariyerine olağanüstü başladı. Philippe Gilbert, 2011’e göre sönük bir sezonu geride bıraksa da, Dünya Şampiyonası’nı büyük bir zaferle kapattı. Ülke sporuyla ilgili düşüncelerin neler?
Real Madrid taraftarıyım ve futbolu izlemeyi çok seviyorum. Hazard’ın Belçikalı olduğunu bilmek gurur verici ve gerçekten Chelsea’de o kadar göz alıcı bir futbol oynuyor ki, her izlediğimde büyüleniyorum. Philippe Gilbert ise ülkem için bir efsane. Onun üzerinde konuşmaya bile gerek yok.