Altın Luca

“Jimmy White, ben ve benim ardımdan Judd Trump. Kıstas başarı olmasa da, oyun anlamında belirli bir akımın temsilcileri sayılırız. Joel (Walker) ve Luca (Brecel) da gelecekte oyuna renk katabileceklerini düşündüğüm, dönemlerinin en önemli iki yıldız adayı”

Üst kısımdaki sözler belki de oyun geçmişinde mevzubahis yeşil çuhaya eğlence katmak olunca akla gelen ilk isim, Ronnie O’Sullivan’a ait. Henüz profesyonel lisans almamış Joel Walker’ı bir kenara koyarsak, 2009 yılında tarihin en genç 19 yaş altı şampiyonu ünvanını ele geçiren Brecel daha on dördüncü doğum gününde profesyonel oyuncuların geniş kesimi tarafından turun “harika çocuğu” ilan edilmişti bile.

Belçika'nın umudu
2010’da daha önceleri Kim Clijsters, Romelu Lukaku ve Jurgen van der Broeck gibi isimlerin layık görüldüğü “Belçika’da yılın genç yeteneği” ödülünü alan Luca, German Masters ve Dünya Açık gibi organizasyonların yanısıra geçtiğimiz sezon hak kazandığı wildcard ile sıralama turnuvalarına da katılmıştı. Hatta Power Snooker bünyesinde ekim ayında Ronnie ile karşılaşıp, bir dakikada 50’yi bulunca Roket’in argo kullanarak “vay be” benzeri tepki verdiği iddia edilen bir maç da var.

2016’dan önce Dünya Şampiyonluğu yaşamayı ana hedefi addeden Brecel için eski kazananlardan Graeme Dott’ın analizine kulak verelim:

“Kesinlikle bu çocuk benim 14 yaşındaki halimden bir milyon kez daha iyi. İnsanlar çevremde ‘Luca inanılmaz, onu kesin görmen lazım’ şeklinde konuşuyordu ama pek kulak asmıyordum. Size söyleyebilirim ki, bu genç adam büyüme çağında görmüş olduğum oyuncular arasından en yeteneklisi.”

"Ding'i de bilirdik"
Dünya Serisi’nin ilk turlarında önce Jimmy White’ı 4-3, ardından da Ken Doherty’yi 5-3’lük skorla geçip çeyrek finalde Dott ile oynayan Luca, masada iki frame’lik üstünlüğü yakalamasına rağmen karşılaşmayı 5-4 ile kaybetmişti. Hiç kuşkusuz, zamanında dönemin çocuk süperstarı Ding Junhui’ye de yapılan yakıştırmalar, beklentiler hâlâ hafızalarda. Konuyla ilintili Brecel’in gelişimini izleyen Belçikalı gazeteci Marnik Geukens şunları söylüyor:

“Ding’in zamanında bu kadar büyük potansiyelle gelip, spor çevresini nispeten hâyal kırıklığına uğrattığını biliyorum ama bence Luca öyle değil. Üç hobisi var: Snooker, snooker ve snooker. Ding’e ek olarak, normalden çok daha sakin ve beyaz top kontrolünün yaşına göre muazzam seviyelerde bulunduğunu söyleyebilirim. Mental anlamda da; örneğin Graeme ile oynadığı maçın ardından boşluğa düşmüş gibiydi. Ağlamadı ama gözlerinden hırsını okuyabiliyordunuz. Luca kazanmaya alışık ve eğer kaybederse onu maçlardan sonra beş dakikalığına yalnız bırakmanız gerekiyor”

İlk kez bir yılı profesyonel oyuncu statüsünde tamamlayan Brecel, 2011’in kariyeri için mihenk taşı olduğunun farkında. Sezon boyunca belki de tahmin edemeyeceği kadar tecrübe edinen ve turdaki önemli oyuncularla iletişimini geliştirme şansı yakalayan Luca’nın artık yavaş yavaş kariyer etkileyici kararları alacak yaşa geldiğini söyleyebiliriz.

1995 doğumlu oyuncu için konuşma boyunca hayranlığını gizlemeyen Grame Dott, bitimde ekliyor: “Eğer kızlar ve birayla fazla haşır neşir olmazsa, Dünya Şampiyonu olmaması için hiçbir neden yok.”