Küçük Mo

17 Eylül 1934. Jessamine ve Martin Connoly, telaşlı bir şekilde San Diego Hastanesi’ne gidiyor zira ilk çocukları doğmak üzere.İkili tam zamanında hastaneye yetişiyor. Doğum sırasında bebeğin kalp ritimlerinde küçük bir pürüz çıkıyor ama sonuç başarılı. Maureen Catherine adını verdikleri kızları dünyaya geliyor.

Maureen dört yaşındayken ailevi problemler patlak veriyor. Bir zamanlar müzik sektöründe bulunan Jessamine, deniz teğmeni olan kocası Martin’den geçimsizlik nedeniyle boşanıyor.İlerleyen yıllarda halası ve annesi tarafından büyütülen Maureen, at binmeyi bir tutku haline getiriyor. Hatta bir gün annesine bunu meslek olarak yapıp yapamayacağını dahi soruyor ancak olumsuz yanıt alıyor. Kızının içindeki spor aşkını tenisle dindirmeye karar veren Jessamine, onu Wilbur Folsom koçluğundaki tenis akademisine yazdırıyor.

1945, La Jolla Küçükler Tenis Turnuvası. Maureen, sağ el backhand’lerindeki sertliği ve agresif geri çizgi oyunuyla turnuvada fırtınalar estiriyor. Turnuvayı takip eden San Diego Sports yazarı Nelson Fisher, yaşı küçük ama oyunu büyük olan bu kıza bir lakap veriyor: Küçük Mo.

Genç Connoly, Folsom koçluğunda sol elini de güçlendirmiş ve oyununu iyice agresifleştirmeye başlamıştı. Korttaki rakipleri gibi kısa boylu, biraz zayıftı ama kort içindeki performansı çok daha büyük ve ihtişamlıydı. Koç Folsom, Oyundaki sertliği inanılmaz. Küçük yaşlardan itibaren ileride bir yıldız olacağını biliyordum, bu nedenle bazı kararlar almamız lazımdı.” diyordu. Folsom, oyuncusunu daha iyi yerlere getireceğini düşündüğü için yerini Alice Marble, Bobby Riggs gibi önemli isimlere koçluk yapan Elanor Tennant’a bıraktı.

Tennant, Maureen için ikinci bir anne gibiydi. Antrenmanların ardından beraber alışverişe çıkıyorlar, yemek yiyorlardı. Tabii Tennant’tan öğrendiği en önemli şey tenisti. Genç tenisçi, koçu hakkında Elanor kaybetmeye karşı olan öfkemi kort içinde olumlu olarak kullanmamı sağladı. Kompleksimi bir kenara bırakıp hatalarımı maç içinde tespit etmemi ve oyunumu rakibin zayıf tarafına yıkmamı öğretti, bu benim için inanılmaz bir artı oldu.”

16 yaşında olan Connoly, 1951’de Shirley Fry’ı mağlup ederek Amerika Şampiyonası’nı kazanan en genç isim oldu. Peki daha sonra? 1953 yılında Avustralya Açık, Fransa Açık, Wimbledon ve Amerika Açık’ı kazanarak bir yıl içinde bütün Grand Slam’leri kazanan ilk kadın tenis oyuncusu olmayı başardı. Genelde ise Don Budge’ın ardından bunu başaran ikinci isim oldu. Tabii diğer turnuvalarda zaferlere devam etti, ta ki 20 Temmuz 1954’e kadar.

Küçük Mo, 1954’teki Wimbledon zaferinin ardından evine döndüğünda atı Colonel Merryboy’a bindi. O sırada arkalarından geçen bir kamyon Merryboy’u korkuttu ve bir anda hızlanmasına neden oldu. Kontrolü kaybeden Mo, yere düştü ve acıyla inlemeye başladı. Çünkü bir ayağı kamyonun dev lastiklerinin altında kalmıştı. Hastaneye götürülüp ameliyata alınan Küçük Mo, fibula kemiğindeki kırık nedeniyle henüz 20 yaşındayken tenise veda ediyordu.

1966. Evli ve bir çocuğa sahip olan Connoly, mide kanserine yakalandı. Sayısız ameliyata rağmen bir türlü toparlanamadı. Karnındaki tümör git gide yayılıyordu, kemikleri artık dayanamaz hale gelmişti. Geri çizgi oyununda kadınlar adına bir devrim yaratan, agresif, iki elini de iyi kullanabilen, ardında koca bir miras bırakan Maureen Connoly, 21 Haziran 1969’da hayatını kaybetti.

Küçük Mo, dördüncü Grand Slam zaferinin ardından, İstediğim her şeye sahibim, her şeye. Eğer bugün tenise veda etmek zorunda kalsam sanırım fazla üzülmem çünkü güzel bir hayat kurabilirim. Tabii ki tenise aşığım, onu seviyorum ama ne olacağı belli olmaz. 20 farklı kişinin hayatını yaşamış gibiyim.” diyerek; ilerisini görmüşçesine, veda niteliğinde bir konuşma yapıyordu.