Hentbol - İsveç 2011

Kanlı İkinci Dünya Savaşı’nın öncesinde Berlin’de 1936 Olimpiyatları için inşa edilen Deutschlandhalle’de yapılan son etkinlik, spor tarihi için bir ilkti: Dünya Hentbol Şampiyonası. Parkede sadece dört takım vardı; Almanya, Avusturya, İsveç ve Danimarka. Oynanan altı maçta 53 gol atıldığı – ki bugün herhangi bir hentbol maçında bu rakam rahatlıkla aşılıyor – ilk şampiyonada zirve Hitler’in alkışladığı coşkun Almanlar’ın oldu.

73 yıl geride kaldı. Bugün büyük zirveleri hâlâ Avrupa’nın tekelinde olsa da, hentbol yaygın ve sevilen bir spor… Dünyada 20 milyon hentbol oyuncusu var ve Avrupa dışında Afrika ile Asya’nın da en sevilen takım sporları arasında zirveyi zorluyor.

Sporun köklerini saldığı Kuzey Avrupa’nın güzel ülkesi İsveç, 1954, 1967 ve 1993’ten sonra dördüncü kez hentbol ziyaretçilerini ağırlayacak. 13 Ocak’ta ev sahibi sarışınların Şili’yle yapacağı açılış maçı ise garip bir tesadüf olmuş. Zira İsveç, 21 katılımla şampiyonanın gediklisi. Şili ise Bahreyn ile birlikte 2011 Dünya Şampiyonası’nın çömezlerinden biri.

A GRUBU: Güneydeki Kristiansand ve Lund kentleri, son üç şampiyonanın altın madalyalı takımlarının kapışmasına sahne olacak. 2005’teki zaferinden sonra düşüşe geçen 2013’ün ev sahibi İspanya, yeniden çıkış arıyor, ama bu pek kolay değil. Bu yıl Avrupa şampiyonasında bir galibiyet alarak 10’uncu olabilen Almanya da – gruptan çıksa da – sıkıntı yaşayabilir. Zeitz gibi bir maestronun yer almadığı ekip, Groetzki ve Schröder gibi gençleriyle, Gensheimer ve Hens gibi yıldızlarına güveniyor.

Son dönemin fenomeni Fransa’nın esintisi, büyük ihtimalle İsveç’te son kez hissedilecek. 100’ün üzerinde milli forma giyen 9 üyesi bulunan müthiş ekibin 1993’ten bu yana yarı final görmediği yalnızca bir şampiyona oldu. Sorhaindo, Guigou, Dinart, Fernandez, Gille Biraderler’in yanında iki eşsiz yetenek Abalo, Karabatic ve kaleci Omeyer, takımı rahatlıkla yarı finalist yapmak için yeterli.

Üç takımın bir üst tura yükseleceği grupta Tunus, İspanya ve Almanya’dan birini alaşağı etmek için fırsat kollayacak. 16 Ocak’taki İspanya maçını kazanırsa, eski dünya dördüncüsü Tunus’un son 12’ye kalması kolaylaşır.

B GRUBU: ‘Keklik’ grupta İzlanda’nın lider olacağını kestirmek güç olmasa gerek. 320 bin nüfuslu ada ülkesi, Gudmundur Gudmundsson yönetiminde olimpiyat gümüşü ve Avrupa üçüncülüğü kazanarak gücünü gösterdi. Köklü bir hentbol kültürüne sahip ‘Volkanik Adalılar’, Atlason, Sigurdsson ve süper oyun kurucu Parmarsson ile tüm takımların gözünü korkutuyor. 37 yaşındaki hentbol evliyası Olafur Stefansson, attığı 1443 gol ile hentbol tarihinde milli formayla en skorer isim olmanın yanında burada takımını zirveye taşırsa ciddi anlamda tarihin en büyüğü Magnus Wislander’e kafa tutacak.

Norveç ve Macaristan arasında geçecek gibi görünen ikincilik mücadelesinde Orta Avrupalılar bir adım önde. Görev adamlarıyla dolu Norveç’te lider oyuncu eksikliği dikkat çekerken, Macaristan’da Laszla Nagy ile birlikte Gyula Gal, Tamas Mocsai, Ferenc Ilyes, Carlos Perez gibi her takımın kapışacağı yıldızlar var.

Play-off turunda Hollanda’yı yenip tam 18 yıl sonra dünya şampiyonasına gelen Magnus Andersson’un çalıştırdığı Avusturya, Norveç’in önüne geçebilir. Amerika kıtasının finalisti Brezilya ile Asya üçüncüsü Japonya ise grubun keyfine baksın.

C GRUBU: Heyecanlı maçların oynanacağı C Grubu’nda Danimarka ve Hırvatistan liderlik için, Romanya ve Sırbistan da ilk üçü tamamlamak için mücadele verecek. Son iki şampiyonada yarı final gören Danimarka, grup maçlarını ‘kapı komşusu’ Malmö kentinde oynayacak. Bilgisinden sual olunmaz Ulrik Wibek’in kadrosu, çoğu Flensburg’da oynayan lejyonerleriyle yenilenme sancısı içindeki Hırvatistan’a ağır basıyor.

2003’te dünya şampiyonu olan ekipten Slavko Goluza’ya dümeni teslim eden Hırvatistan, gençleştirdiği kadrosuyla ilk kez sınav verecek. Bu şampiyona, yeni bir Hırvat devriminin ilk işaretlerini taşıyor. Metlicic, Dzomba gibi eski yıldızların yerine gelen Cupic, Duvnjak gibi gençler Balkan ulusunun bakışlarını parıldatıyor.

Efsane Veselin Vukovic’in çalıştırdığı Sırbistan ile kadınlarda geçen ay Avrupa üçüncüsü olan sevinçli Rumenler’in mücadelesi, gruptan çıkan ekibi belirleme açısından kilit maç olacak. Daha önce katıldığı 5 şampiyonanın dördünde sonuncu olan Avustralya ile Afrika üçüncüsü Cezayir’in ise gruptan çıkma anlamında pek şansı bulunmuyor.

D GRUBU: Son dört dünya şampiyonasında yarı finale kalamayan hentbol devi İsveç, kazandığı 11 madalya ile tarihin en başarılı takımı. Euro 2010’da galibiyet alamadan 15’nci olurken, ilk gün 13-7 öndeyken kaybettikleri Slovenya maçı onlar için yıkım olmuştu. Ola Lingdren ve Staffan Olsson gibi iki unutulmaz ismin ortaklaşa oluşturacağı stratejinin İsveç’i nereye taşıyacağı soru işareti. Gruptaki en zorlu rakipleri Polonya ile son maçı yapacak olmaları bir avantaj gibi görünüyor. Barcelonalı pivot Magnus Jernemyr, Ciudad’dan Jonas Kallman, Dalibor Doder ve Oscar Carlen’e çok iş düşecek. Kiel’in sert şutörü Kim Andersson’ın sakatlığının oluşturduğu soru işareti ise şampiyonada ortaya çıkacak.

Yedi oyuncusu Bundesliga’da oynayan Polonya, grubun liderliği için favori. Bogdan Wenta’nın taktik dehası ile Polonyalı yıldızların milli takımda başkalaşan performanslarını göz önüne alırsak, yine madalya çıkarmaları beklenebilir.

1.95’in üzerinde sadece bir oyuncusu olan Asya’nın daimi lideri Güney Kore ise, grubun ‘üçüncü’ ekibi. Ana gruba kalması beklenen Koreliler’in boy ortalaması beş santim daha uzun olabilseydi, işler daha da değişebilirdi elbet. Ama eldeki malzemeyle olan ekmek budur. Avrupa’nın önemli takımlarında forma giyen oyunculara sahip Slovakya ve Latin Amerika’dan gelen Arjantin ile Şili ise grubun tuzu, biberi…