Bir kulüp nasıl batırılır?

Malcolm ismi size neyi çağrıştırıyor? Malcolm X? Malcolm in the Middle? Peki ya Malcolm Glazer’a ne dersiniz?

Bu saydığım isimlerden ilki, yani Malcolm Little, aralarında en çok sevgiyle anılanı, özellikle siyahlar tarafından. Ortadaki Malcolm da tıpkı dizinin başlığında olduğu gibi, ne sevilir, ne de nefret edilir. Ancak bir Glazer var ki düşman başına... Düşmanlar da bunun farkında. Daha sonra buna da geleceğim.

Kimdir bu bahsi, geçen, kimse tarafından sevilmeyen Malcolm Glazer? Gıda, televizyon, sağlık, bankacılık, finans, doğalgaz, benzin, internet gibi alanlardan hayli para kazanan, kesesini dolduran bir işadamıdır öncelikle. 83 yaşındaki bu ihtiyarın bir de hobisi var. O da spor kulüplerini satın almak. Sporu çok sevdiği şüpheli olan tüccarın asıl derdi para kazanmak. Bunun için sağlam argümanlarım var!

Daha önce mutfak tasarım firması Formica ve Harley Davidson’ı alma girişimleri hüsranla sonuçlanan ihtiyar kurt, 1995 yılında durumu pek de parlak olmayan Tampa Bay Buccaneers’i satın aldı. Oğulları Bryan, Edward ve Joel’in de fazla vakit geçmeden takımın finansıyla haşır neşir olmalarını sağladı.

İki sezon sonra, 1982 yılından bu yana ilk kez takım play-off oynamaya hak kazandı. Amerikan Futbolu deyince akla hemen gelmeyen bir takım olan Buccaneers, 2002’de Super Bowl’u kazanacaktı. Artık Glazer’ın yeni bir hedefi vardı: Bir futbol takımı, pardon bir 'Soccer' takımı satın almak...

Parayla saadet her zaman olmuyor
2000’lerin başında zenginlerin yepyeni bir modası vardı artık. Parayı ver, bir Premier Lig kulübü satın al. 2003 yılında bunun bir örneği yaşandı. Roman Abramovich Chelsea’ye ‘artık benimsin’ diyordu. Para harcamayı pek bir seven bu Rus işadamı, Şişko Nuri gibiydi. Her ‘Benim olacak Fıstık vurucam kırbacı’ dediği an bir yıldız Londra’da beliriyordu. Kırbaç şaklıyor, futbolcu mavi formayı giyiyor. Formül basit.

Glazer’ın durumu bundan biraz daha farklıydı. O şirketi yavaş yavaş ele geçirme yolunu seçecekti. Önceleri 3.17’lik United hisseleri, 2003 sonunda %15 oldu. John Magnier ve J. P. McManus hisseleri de çok geçmeden bu gözüdoymaz adama geçti. 2005 Mayıs’ında ise yüzde 75’lik olan pay çok geçmeden daha da artıyordu. Peder Bey’inden öğrendiği saatçilik işini pek takmayan Malcolm, saatten ziyade zamanı ve parayı kontrol etmeyi tercih etmişti. United artık onundu.

Beş kuruş harcamadan takım satın almak
Eskiler boş konuşmaz. Para parayı çekiyor... Glazerlar ceplerinden beş kuruş para çıkmadan United’ı nasıl ele geçirdiğinin hikâyesi de oldukça enteresan ilerliyor. Zira 810 milyon sterlin karşılığında kulübün tapusunu cebine koyan aile, bu meblağın yalnızca 270 milyon sterlinini kendisi karşıladı. Gerisi nereden mi? Bankalar ne güne duruyor!

Bankalar ve hedge fonlarından borç alan aile, koyduğu parayı da bir şekilde çıkarttı. Kısacası ailenin zararı yok. Peki borçlu kim? Manchester United kulübü.

Takımın başında Muhteşem Alex Ferguson’un olması Kırmızı Şeytanlar için büyük şans. Ancak 71 yaşına gelen Sir’ün en fazla beş yıl daha bu görevi sürdürmesi beklenebilir kendisinden. Kısacası United’ın sportif olarak krize girmesine daha var. Peki ya maddi kriz ne zaman patlak verecek. İşte bunu kestirmek çok zor.

Kulübün geleceğini görememesi taraftarları da endişelendiriyor. Öyle ki, kendilerine “Kızıl Şövalyeler” diyen bir grup taraftar, Glazer’a kulübü satın almak için teklifte bile bulundu. Ardından “Love United, Hate Glazer” isimli oluşum Kızıl Şövalye’lere rakip oldu. Bu konsorsiyum da Glazer ailesine 1.2 milyar dolarlık bir teklif yaptı. Ancak ‘Şişko Nuri’ buna fiyat arttırarak yanıt verdi.

Yeşil-sarı kaşkollar çıksın ortaya
1878’de yeşil-sarı renklerle futbol yaşamına ‘merhaba’ diyen kulübe gönül verenler kuruluş yıllarına olan özlemini farklı yollarla dile getirmeye başladı.

Tekrar yeşil-sarı kaşkollar çıktı Old Trafford’da. Bury’de taraftarlar Glazer’ı protesto etme amaçlı FC United of Manchester’ı kurdu. Takım misyonundan fazlasını yerine getirecek, bir anda 10. kümeden yedinci kümeye yükseldi. Taraftarlardan oluşan konsorsiyumlar kulübü kurtarmaya çalıştı, ancak bunda başarılı olamadı.

1990’ların başından bu yana sürekli zirvede olan Kırmızı Şeytanlar, şu anda olmasa da, gelecekte ciddi bir fırtınayla karşı karşıya. Şimdilerde kulubün 800 milyon sterlin civarında borcu olduğu iddia ediliyor. Taraftar endişeli, Glazer vurdumduymaz. Sonuç itibarıyla bedavaya alınmış bir takım var ortada.

Şimdilerde Glazer ezeli rakip Manchester City’nin en sevdiği başkan konumunda. Hatta o mâlum dövizler “Love Glazer Hate United” olarak evrilmiş bile. Ancak ortada bir gerçek var ki, o da United’ın görkemli dönemi bir anda tepetaklak olabilir. Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin?

Glazer Ailesi'nin yeni parlak fikri İngiliz devini, Singapur Borsası'nda halka arza açmak. 1 milyar dolarlık bir arz düşünülürken, kulübün borcunu azaltmak için sıcak para girişinin sağlanması düşünülüyor. Eğer bu da Amerikalı ailenin yeni bir şeytani planı değilse, Manchester temsilcisi az da olsa rahat bir nefes alabilir.

Glazer’in Manchester United karnesi:
Lig Şampiyonluğu: 2006–07, 2007–08, 2008–09, 2010-11
Lig Kupası: 2005–06, 2008–09, 2009–10
Community Shield: 2007, 2008, 2010
Şampiyonlar Ligi: 2007-2008
FIFA Dünya Kulüpler Kupası: 2008