Pembe üzerine bir çalışma #3

Bizi son kez Tiren kıyılarına götürecek beşinci etaba yağmurla başladık. 140 kilometrelik, Giro’nun görece kolay etaplarından biriydi. Ancak kara haber tez geldi. Dördüncü etapta düşen ve dizlerini yaralayan Tom Dumoulin, kendini denedi ancak devamını getiremedi. Giro’dan çekilmek zorunda kaldı. "Unutun beni, hatıralar yeter size." dedi. Tour’a çok sağlam gireceğini tahmin edebiliriz Dumoulin’in.

Etabın başında altı kişilik bir kaçış grubu oluştu. Dört İtalyan, bir Kolombiyalı ve bir Belçikalı pelotondan koptu ancak pek bir fark yaratamadılar. Aradaki mesafe iki dakika dahi olmadı. Yerli ve milliler yine kaçıştaydı: Üç İtalyan pro-conti takım; Bardiani, Androni, Nippo Vini Fantini görevlerini ifa ettiler.

Peloton oldukça yavaştı. Bunda tabii ki yağmurun payı vardı. Bir o kadar da bisikletçilerin aktif dinlenmesi buna sebep oldu belki de. Hakları da var; bir sonraki etap alacakları 233 kilometre yol, hazır hava da yağmurluyken pelotonu yavaşlattı da yavaşlattı.

Son düzlükte yine erken önde kalan bir Groupama-FDJ gördük. Arnaud Démare kazanmayı çok istiyor ancak diğer takımlar FDJ’yi sprintte öncü kuvvet olarak kullanıyorlar. Üçüncü kez erkenden ön tarafta kaldılar, dolayısıyla Démare’ı son metrelere taşıyamadılar.

Deceuninck-Quick Step’in İtalyanı Fabio Sabatini sprinti açan isim oldu. "Elia Viviani, etap galibiyeti elinden alındığı için agresif olur mu?" sorusu herkesin aklındaydı ancak “tricolore” sprintte varlığını hissettiremedi. Soğuk havaları pek sevmediğini biliyoruz Viviani’nin.

Sabatini’nin açtığı sprintte Fernando Gaviria oldukça güçlü gözüktü. Gaza bastı, ancak biraz erken yaptı bunu. En iyi zamanlama, üzerinde siklamen mayo olan bisikletçinindi. İkinci etabın kazananı Pascal Ackermann, beşinci etapta da finiş çizgisini ilk geçen isim oldu. Gaviria ikincilik, Démare üçüncülükle yetindi. Podyuma da şükür.

Soğuk, yağmurlu geçen beşinci etabın ardından rotamız Adriyatik Denizi'ydi. Altıncı etap, Giro’nun bu seneki en uzun ikinci etabıydı. Uzun bir etap, kalabalık bir kaçış grubuna ev sahipliği yaptı. 13 bisikletçi ana gruptan ayrıldılar, avangartlık yaptılar.

Etabın başlarında Mikel Landa ve pembe mayolu Primoz Roglic'in karıştığı bir kaza oldu. Roglic ana grubun 40 saniye kadar gerisinde kaldı. Bu durum mu Roglic'in canını daha çok sıkmıştır yoksa milyonlarca insanın "mahrem" yerlerini görmesi mi, bunu bilemiyoruz.

Güneş, önceki günün aksine bulutların arkasına saklanmadı. Hava koşulları bir şeyler denemek için uygundu. Böyle bir denemede bulunmasını beklediğimiz Androni’li Fausto Masnada’ya UAE-Emirates’ten Valerio Conti eşlik etti. İki İtalyan, etabın bitimine yaklaşık 30 km kala, yokuşta kontra ataklarını yaptı. Hamleleri ortak, ancak amaçları farklıydı...

Etap başlarken genel klasmanda lider Primoz Roglic’in 1:59 gerisinde olan Conti pembe mayoyu, Alpler Turu’nda iki etap galibiyeti alan Masnada ise etap galibiyetini istiyordu. Çok muhtemeldir ki bu anlaşmayı yaptılar. Conti atağın ilk anlarında biraz ön tarafta kalsa da sonradan Masnada’yla ortak çalıştı. Son kilometreye beraber girdiler. Conti pek zorlamadı, Masnada finişi ilk sırada geçerek kariyerinin en büyük başarısını elde etti.

İtalyanlar mutluydu. Bir İtalyan takımı, İtalyan bisikletçisiyle etabı kazandı. Öte yandan, pembe mayoyu 2016 yılından sonra ilk kez bir İtalyan giydi. En son 2016 yılında Giro’yu kazanan Vincenzo Nibali giymişti Maglia Rosa’yı.

Podyumu tamamlayan isimse Movistar’lı José Joaquin Rojas oldu.

Primoz Roglic’li, Simon Yates’li favoriler grubu 7 dakika 19 saniye sonra finişi geçebildiler. Roglic ile Yates arasındaki 35 saniyelik fark değişmedi. Ancak Conti, Roglic ile az buz bir fark yaratmadı: İtalyan, Slovenin tam 5 dakika 24 saniye önünde. Bu farkın, pazar günü koşulacak 34.7 km’lik bireysel zamana karşı etabıyla erimeye başlayacağını söylemek mümkün.

İlk dinlenme günü öncesi koşulacak üç etabımız daha kaldı. Yedinci etap 185 kilometre uzunluğunda. İkinci kategoriden bir yokuş çıkılacak. Kaçışa gitmesi için tasarlanmış bir etap desek abartmış olmayız. Tabii bunun için altıncı etapta olduğu gibi kalabalık bir ön gruba ihtiyacımız olacak.

Cumartesi günü koşulacak sekizinci etap ise Giro 2019’un en uzun etabı, tam 239 kilometre. Adriyatik kıyılarında start alacak, denizden uzun bir süre ayrılmayacak, sonra içeri doğru bir kıvrılıp yine Adriyatik kıyılarında bitecek bir sekizinci etap izleyeceğiz. Toplu sprint finişi beklenebilir bu etaptan. Ackermann’ı, Viviani’yi, Gaviria’yı fazla özlemeyeceğiz.