Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

NBA'de 2017 raporu

Eurosport Türkiye

Güncellendi 31/12/2017 - 15:21 GMT+3

2017/18 sezonunda takvim yılı değişirken, neredeyse yarısı tamamlanan NBA’de bu sezon heyecan verici şeyler yaşandı. Ligde sezon başından bu yana gelişen olayları, beklenmedik performansları ve geleceğin ne getireceğine dair yorumları Eurosport Türkiye editörü Meriç Gürsoy yazdı.

Klay Thompson #11 of the Golden State Warriors attempts to block LeBron James #23 of the Cleveland Cavaliers during the second half at Quicken Loans Arena on December 25, 2016 in Cleveland, Ohio. The Cavaliers defeated the Warriors 109-108

Görsel kaynağı: Getty Images

2017 takvim yılı geride kalırken NBA’de heyecan verici şeyler yaşanmaya devam ediyor. Sezonun geride kalan kısmında fazla sayıda olan sakatlıklar izleyenlerin yüreğini burkarken, özellikle uzun yıllar sonra bu seviyede görülen çaylak performansları, alıştığımız playoff yarışının dışında da bizi sürükleyen ve lige bu sezon daha fazla yakın olmamızı sağlayan bir faktör oldu.
Doğu Konferansı’ndan başlamak gerekirse, geçtiğimiz yaza damga vuran takasla beraber Kyrie Irving’in önderlik ettiği Boston Celtics, yine sezon başında Utah Jazz’den ayrılarak takıma katılan bir diğer yıldız Gordon Hayward’ın daha sezonun ilk maçında tüm izleyenleri şoka sokan, sahadaki oyuncuları da gözyaşlarına boğan sakatlığına rağmen Doğu’yu sürüklemeyi başardı. Irving’in performansı bir tarafa, özellikle Al Horford’ın oynadığı iki yönlü üst düzey oyun, Boston’ın tatlı bir takımdan şampiyonluk adayı bir takım haline gelmesinde kritik role sahip. Uzun forvet ve pivot oynamasına rağmen tepede çok sık topla oynayan Horford, takımının asist lideri.
Doğu’nun diğer atlısı Cleveland Cavaliers’ta ise işler bir öyle bir böyle. Derrick Rose ve Isaiah Thomas’tan sakatlıkları sebebi ile faydalanamayan takım, üst üste aldığı kötü sonuçların ardından aşağılarda kalsa da özellikle kariyerinin istatistiksel olarak en iyi sezonunda olan 32 yaşındaki LeBron James’in üstün performansı daha sonra takımı ait olduğu yere, konferansın en üstlerine çekti. Normal sezonu nerede bitirirler meçhul, fakat hala Doğu’daki şampiyonluk adayım onlar.
Doğu’nun zirvesinden bahsederken Toronto Raptors’tan bahsetmemek olmaz. Kanada ekibi, Noel Bayramı’nda Boston ve Cleveland’ı da geçerek konferans liderliğine oturdu. Takımın en önemli yıldızları durumunda olan iki All-Star guard Kyle Lowry ve DeMar DeRozan, liderliğe oynamalarına rağmen yeterli saygıyı görmediklerinden ve hala konferansın küçük kardeşi olarak görülmelerinden dolayı şikayetçi. Açıkçası, görmezden gelinemeyecek kadar iyi ve efektif bir performans ortaya koysalar da üzgünüm ki herhangi bir olası playoff eşleşmesinde Boston veya Cleveland’a karşı 2 galibiyetten fazlasını alabileceklerinden şüpheliyim.
Doğu’nun gerisine baktığımızda ise Orlando Magic saman alevliğine soyundu. Sezon başındaki performansları ile playoff potasında hatta en yukarılarda olmalarına rağmen daha sonra gelen 10+ mağlubiyet serisi ile beklenilen yere, aşağılara indiler. Giannis Antetokounmpo önderliğindeki Milwaukee Bucks ve John Walllu Washington Wizards’ın playoffa kalmalarının çok zor olmayacağı kanaatindeyken, kalan 3 kontenjan için Indiana Pacers, Detroit Pistons, Miami Heat ve Philadelphia 76ers’ın yarışacağını düşünüyorum.
Batı Konferansı’nda ise tahmin edildiği üzere işler daha karışık. Golden State Warriors ve Houston Rockets zirvede sıyrılan iki ekip konumunda. Zaman zaman kısa aralıklarla da olsa Stephen Curry ve Draymond Green’i sakatlıklar sebebi ile kullanamayan Golden State’te Kevin Durant sahneye çıktı ve takımını zirveye taşımadını bildi. Çok büyük bir ihtimalle normal sezonu zirvede tamamlayıp hiç zorlanmadan da konferans finaline yükselmeyi başaracaklar.
Houston cephesinde ise büyük bir mutluluk var. Zira, sezon başında geçen sezonun asist kralı James Harden’ın yanına bir başka oyun kurma ustası Chris Paul’u monte eden takımda bu iki dominant oyun kurucunun nasıl bir takım oyunu sağlayacakları meçhuldü. Bunun cevabını öğrenmek için kasım ayını beklemek zorunda kaldık çünkü Paul, sezonun ilk maçında sakatlanmıştı. Paul, döndükten sonra Houston performansını çok yukarıya taşımayı başardı ve uzun galibiyet serileri yakaladı. Harden ve Paul’un yanı sıra genç pivot Clint Capela da bu denli iyi iki oyun kurucu ile beraber oynamanın ekmeğini yedi ve takımına büyük katkı verdi. Böylesine pasör zekalarla oynarken zaman zaman “istemeden de olsa” ofansif patlamalar yaşayan oyuncu, pota savunmasında da fark yarattı ve Houston’a derinlik kattı.
Gregg Popovichin koçluk ettiği San Antonio Spurs ise ligin en iyi iki yönlü oyuncusu sayılabilecek olan Kawhi Leonardın sakatlığı sebebi ile takımdan uzak kaldığı zamanlarını çok da kötü geçirmedi. LaMarcus Aldridge’in önderlik ettiği takım Batı’da 3. sıraya yerleşirken, Leonard da sakatlığını bugünlerde atlattı ve tempoya tekrar ayak uydurmaya başlıyor. Ayrıca Karl Anthony Towns ve Andrew Wigginsli genç ve dinamik kadrosunu Jimmy Butler ve Jeff Teague gibi All-Star tecrübeli oyuncular ile takviye eden Minnesota Timberwolves, Tom Thibs yönetiminde beklentilerin altında kalsa da ilk 4 sırada kendisine yer bulacak gibi gözüküyor.
Çoğu kesimce eleştirilen Russell Westbrook, Paul George ve Carmelo Anthonyli Oklahoma City Thunder, bu eleştirilere rağmen playoff kotasında kendisine yer bulacak kadar yükselirken, buradan sonrasında ise işler karışıyor. 6, 7 ve 8. sıralar için Denver Nuggets, Damian Lillard ve CJ McCollum’un sürüklediği Portland Trail Blazers, ikiz kuleler Anthony Davis ve DeMarcıs Cousins’a sahip New Orleans Pelicans, Los Angeles Clippers ve Utah Jazz kapışacak gibi duruyor. Hatta, sezon başında bu listede Memphis Grizzlies’in de olması beklenirken, İspanyol pivot Marc Gasol, aşil tendonundan sakatlanan Mike Conley ve gösterdiği performansla yılın geri dönüşlerinden birisine imza atan Tyreke Evanslı takım şu anda Batı’nın dibine demir atmış durumda.
Bireysel ödüllerde de bazı detaylarda seçenekler azalmış durumda. Sezonun en değerli oyuncusu (MVP) ödülünde kariyerinin en iyi sezonunu geçiren LeBron James en önde gözüküyor. 33. doüum gününü kutlayan James, 27.8 sayı 8.2 ribaund 9.2 asist 1.6 top çalma ve 1 blok ortalamaları ile oynuyor ve maç başına tam 37.4 dakika sahada. James Harden ve Kevin Durant de diğer iki favori olarak dikkat çekerken, geçen sezonun triple double canavarı Russel Westbrook ve Giannis Antetokounmpo da sürpriz adaylar olara arkada bekliyorlar.
Yılın en çok gelişme kaydeden oyuncusu (MIP) konusunda üç favorim var. Geçen sezonu Oklahoma City’de triple-double ortalamaları ile tamamlayan Westbrook’un yanında tamamlayan Victor Oladipo, sezon başında Paul George’un da içinde olduğu takasla Indiana’ya gitti ve burada All-Star performansı göstermeye başladı. 16 sayı ortalamadan 23e çıkan Oladipo, bunun dışında ribaund, asist, top çalma ve blok ortalamalarında da yüksek bir çıkış yakaladı ve istatistiklerin yanı sıra takımına liderlik edip diğer oyuncuların performanslarının da artmasında altın paya sahip oldu.
Oladipo’ya en büyük rakip ise Orlando’dan: Aaron Gordon. Smaç yarışmasındaki performansı hala akıllarda olan Gordon, bu sezon oyununu her yönde geliştirmeyi başardı. Artık 4 numarada başlayan oyuncu, atletik yapısı ile beraber savunmada ve potaya direk hücumlarda rakiplerini korkutacak seviyeye gelirken, üç sayı çizgisinin gerisinden ise ligin en yüzdeli oyuncularından birisi haline gelmesi onu savunması çok zor bir hale getiriyor. Geçen sezon 12.7 sayı 5.1 ribaund ile oynayan Gordon, bu sezon şu ana kadar 18.4 sayı ve 8 ribaund ortalamalarına sahip.
Ekstra bir düşüş yaşamamaları halinde Oladipo veya Gordon’un bu ödülü kazanacağı malum olsa da Philadelphia’da ışıltılı isimlerin arasında kalan Robert Covington da bu sezon büyük bir çıkışta. Şahsen iki yönlü oyunu ligde en iyi oynayan oyunculardan olduğunu düşündüğüm Covington, takımı için joker rolünde. Hücumda üç sayı gerisinden, savunma anlamında da top çalma ve blokta zaman zaman absürt sayılabilecek seviyede iyi performans gösteren oyuncu, Joel Embiid ve Ben Simmons kadar popüler olmasa da benim gözümde takımının en önemli oyuncusu olabilir.
Son olarak yılın çaylağını konuşmadan geçemeyiz. Uzun bir aradan sonra bu kadar çok iyi çaylağın aynı anda sahada olması izleyenleri heyecanlandırıyor. Geçen sezon seçilmesine rağmen tüm sezonu sakatlığı sebebi ile kaçıran Ben Simmons, bu sezon çaylak statüsünde ve Philadelphia’yı taşıyan isim konumunda. 16.5 sayı 8.6 ribaund 7.6 asist 1.9 top çalma ve 0.9 blok ortalamaları yakalayan Simmons, büyük ihtimalle yılın çaylağı seçilecek. Utah Jazz’de de Donovan Mitchell, takımın Hayward’ın gidişinden sonra zorlanacağı düşünülen skor üretme sorununa çare olmanın ötesinde, beklentileri aşıp 40 sayı barajlarını dahi geçti ve şu anda 18.2 sayı ortalamasına sahip. Los Angeles’ta ise sezonun en çok konuşulan isimlerinden olan Lonzo Ball, medyayla oynamaya bayılan babasının gölgesinde kalsa da “beklenen” performansının çok da uzağında kalmadı. Sürekli olarak kötü şut yüzdesi ile eleştirlen Ball, skorer bir oyuncu olmak zorunda olmadığını eleştirmenlere henüz ispatlayamadı. 10 sayı ortalamayı geçemese de Ball, 7+ ribaund ve asist, 1+ top çalma ve blok ortalamaları ile çok değerli bir oyuncu olduğunu ispatlıyor. Top hakimiyeti 1. sınıf olan Ball, henüz genç ve geleceğe yatırım yapan bir takım konumundaki Los Angeles Lakers’ta ileride fark yaratan adamlardan olacaktır. Ayrıca, sık sık eleştirilen şut performansında iyi bir isabet oranı yakalayınca onu eleştirenler de kafasını kuma gömüyor. Son olarak yine Los Angeles'te Kyle Kuzma (17.7 sayı 6.8 ribaund) ve Chicago Bulls'tan Lauri Markkanen (14.7 sayı 7.4 ribaund) dikkat çeken çaylaklar arasında.

MERİÇ GÜRSOY

Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam