Son çeyrek #2

Fenerbahçe Beko için Kızılyıldız karşılaşmasındaki en önemli gelişme takımın uzun zaman sonra Jan Vesely’e kavuşacak olmasıydı. Bu gelişme aynı zamanda bize Fenerbahçe’nin bu sezonki yeni düzeni hakkında yeni ipuçları verecekti. Kızılyıldız, maçta, geçen hafta Panathinaikos karşısında olduğu gibi James Gist’i pota altında kullanarak fark yaratmaya çalıştıve bunu yine başardı. Fenerbahçe Beko’da ise Nando De Colo karşılaşmanın ilk bölümünde yaratıcı oyuncu rolünden çıkıp skorer olarak karşımıza çıktı. Kızılyıldız, James Gist - Derrick Brown - Mouhammad Faye gibi patlayıcılığı yüksek oyuncularla Fenerbahçe uzunlarının zaaflarını iyi değerlendirdi. Fenerbahçe uzunları ise hücumda birkaç pozisyon dışında beklenen etkinlikten uzaklardı. Bu durum temsilcimizde tüm skor yükünün kısalara binmesine sebebiyet verdi ve hücumda yaratıcılığı törpüleyip kısırlığı beraberinde getirdi. Zeliko Obradovic, hem hücumda hem savunmada uzun rotasyonunu sürekli olarak değiştirip çözüm arasa da istediği sonucu alamadı.Atletizm avantajınıhücum ribauntlarındaki 15-11’lik üstünlüğüyle perçinleyen Kızılyıldız, Fenerbahçe Beko’nun dış şut savunmasında da boşluklar bulmasıyla maçıistediği noktaya getirdi. Fenerbahçe Beko, Kızılyıldız’a 68-56 yenilerek sezona ikide sıfırla başlamış oldu.

Hafta içi aldığı Zenit mağlubiyetiyle gündeme gelen CSKA, bu karşılaşmayı bir mesaj maçı olarak görüyordu. Bayern ise evinde aldığı Milano galibiyetiyle sezona istediği başlangıcı yapmış ve Moskova’ya Acaba yapabilir miyiz?” sorusunu sorarak maça çıkmıştı. CSKA, Mike James’in 12’de üç saha içi isabetiyle oynadığı bu karşılaşmada pota altını iyi kullanarak ve delici oyuncularıyla potaya penetre ederek bu krizi çözmeyi başardı. Özellikle hücum ribauntlarındaki 16-8’lik CSKA üstünlüğü, Moskova ekibi için zaferin anahtarı oldu. Bayern ise Greg Monroe dışındaki oyuncularını hücumda devreye sokamayınca CSKA’nın skor gücüne erişemedi ve karşılaşmayı 79-68 kaybetti.

Asvel geçen hafta bir diğer Yunanistan ekibi Olympiacos’u evinde mağlup etmeyi başarmıştı. Ancak PAO karşısında maça istediği gibi giremediler. Panathinaikos, Deshaun Thomas ve Jimmer Fredette ile hücumda etkili olurken Nick Calathes ile istediği akışkanlığı yakalıyordu. Yunanistan temsilcisi, son çeyreğe kadar maçı domine ederken farkı çift hanelerde tutmayı başardı. Son çeyreğin ilk iki dakikasında Asvel’den gelen 8-0’lık seri, tribünleri hareketlendirirken Asvel adına bir geri dönüşü başlattı. Fransa ekibi, son iki dakikaya 76-70’lik skor üstünlüğüyle giren Panathinaikos’a Charles Lombahe-Kahudi’nin üç sayılık basketleriyle karşılık verdi ve maçı 79-78 kazanmayı başardı. Bu sonuçla beraber Asvel ikide iki yaparak ligin şu ana kadarki bölümünde en büyük sürprizlerinden birini yaptı.

Real Madrid şu anda Euroleague’de en düzenli basketbolu oynayan takım olarak dikkat çekiyor. Maccabi maçının ilk yarısında Jordan Mickey ve Jaycee Carroll ile hücumda istediği tempoyu yakalamayı başardılar ve devreyi 50 sayı üreterek tamamladılar. Maccabi, ilk yarıda 44 sayı üreterek maçın içinde kalmayı başardı. Elijah Bryant ile hücumda etkili olan İsrail ekibi, ikinci yarıya Real Madrid’in top kayıplarını iyi değerlendirerek başladı ve skorda üstünlüğü yakaladı. Son çeyrekte Maccabi’de Scottie Wilbekin sazıeline alırken, Real Madrid’de ise lider rolünü Jayce Carroll üstlendi ve bitime iki saniye kala bulduğu üçlükle takımına 86-85’lik üstünlüğü getirdi.

Geçen hafta Alba Berlin karşısında varlık gösteremeyen Zanit, Barcelona karşısında maça pota altını iyi kullanarak başladı. Bu duruma bir de Evgeniy Voronov’un skor katkısı eklenince Zenit ilk çeyreği Barcelona karşısında önde geçmeyi başardı. Maçın geriye kalan bölümünde Zenit’e pota altında Nikola Mirotic’le üstünlük kuran Barcelona, Kyle Kuric’in hem savunma hem de hücumdaki kusursuz performansıyla sonuca gitti. Son çeyrekte rakibine 28-7’lik üstünlük kuran Barcelona, maçı 87-63 kazandı.

Khimki, Baskonia karşısında maça hücumda Janis Timma’nın etkili oyunuyla başladı. İlk çeyrek sonunda istedikleri farkı yakaladılar ve maçın direksiyonuna geçtiler. İkinci çeyreğin son bölümünde Luca Vildoza’nın skor katkısıyla yeniden maça dönen Baskonia, ikinci yarının başında Tornike Shengelia’nın da katkısıyla maçta dengeyi sağladı. Bu dakikadan sonra topu daha çok pota altına indiren Khimki, kadro derinliğinin de etkisiyle farkı yeniden açtı. Baskonia, son çeyrekte Pierria Henry’nin etkili oyunuyla maça dönmeye çalışsa da Khimki karşılaşmayı 79-76’lık skorla kazanmayı başardı. Hücum ribauntlarında 20-10’luk üstünlük, Baskonia’ya maçı getirmedi.

Anadolu Efes bu hafta maça Shane Larkin’e kavuşmanın heyecanıyla çıktı. İki takım da maça yüksek tempoyla ve etkili dış şut performansıyla başladı. Maçın, Alba Berlin’in istediği oyun yapısında ilerlediğini söylenebilirdi. Almanya temsilcisi, hızlı hücum setleriyle istediği dış şutları bularak skorda üstünlüğü ele geçirirken Anadolu Efes ise rakibine Shane Larkin ile karşılık veriyordu. Anadolu Efes, ikinci yarıda da tempoyu düşürmek yerine olan tempoya oyunca Alba Berlin geriden gelip öne geçmeyi başardı.Efes son bölümde Vasilije Micic’in hücumları doğru yönlendirip skora da etki etmesiyle fark yarattı. Uzatmaya giden maçta temsilcimiz, rakibini 106-105 mağlup etti. Maça dair en ilginç not ise iki takımın da üçsayı çizgisinin gerisinden %50 seviyesinde isabet bulması oldu. (Anadolu Efes 20’de 11, Alba Berlin ise 30’da 14 ile üçlük attı.)

Olympiacos David Blatt ile yollarını ayırdıktan sonraki ilk sınava Valencia karşısında çıktı. Valencia, geçen hafta olduğu gibi bu hafta da maça girmekte zorlandı. Deplasmanlardaki yumuşak yapıları yine başlarına bela oldu. Vassilis Spaoulis, Mindaugas Kuzminskas ve Kostas Papanikolaou ile ilk yarıyı domine eden Olympiacos, ilk yarıyı 54-30’luk skorla önde kapattı ve ikinci yarıda da arkasına bakmayarak maçı 89-63 kazanmayı başardı.

Geçen hafta Bayern’e kaybeden Milano, evinde Zalgiris karşısında galibiyetten başka bir seçeneği düşünmüyordu. Maça Jeff Brooks’un skorer oyunuyla başlayan Milano, savunmada da işi epey sıkı tuttu. Zalgiris geçen yıl olduğu gibi yine skorda üretkenlik problemi yaşadı. İlk çeyreği 23-7 önde geçen Milano istediği basketbolu sahaya yansıtıyordu. İkinci çeyreğe Zach Leday ve Lukas Lekavicius’un etkili oyunuyla başlayan Zalgiris, ikinci çeyrekte önemli bir reaksiyon gösterdi. Devreye girerken farkı yedi sayıya çektiler. İkinci yarının başında yine hücumda üretkenlik sorunu yaşadılar ve Milano farkı bir kez daha çift hanelere çıkardı. Zalgiris koçu Sarunas Jasikevicius’un Thomas Walkup ve Jock Landale hamleleri, takımımaça yeniden ortak etti ve Milanolular tedirgin oldu. Ancak İtalyan ekibi maçın kırılma anlarında hata yapmadı ve Zalgiris’i 85-81 yenmeyi başardı. Milano’ya zaferi getiren en önemli etken ise üç sayı çizgisinin gerisinden yüzde 50 ile isabet bulması oldu.