Son çeyrek #1

Bu sezon bütçesini en çok arttıran takımlardan biri olan Khimki, dış şut ağırlıklı oyun tarzını sürdürse de yaptığı takviyelerle pota altında da sertlik kazanmış durumda. Pota altında yakaladıkları bu sertliği Maccabi karşısında çok iyi değerlendirdiler. Onların tek soru işareti Alexey Shved’in çok fazla düzen dışı şut kullanması. Yine de Maccabi karşısında Janis Timma, Anthony Gill, Jonas Jerebko gibi yan parçaların etkili oyunuyla galibiyete ulaşmayı başardılar. Maccabi ise özellikle Omri Casspi eklemesiyle Scottie Wilbekin’in yanına bir lider oyuncu daha ekledi. Sezon içerisinde bu eklemenin kıymeti daha iyi anlaşılacaktır. Maccabi, bu maçta yaptığı 15 top kaybıyla Khimki hızlı hücumlarına şans tanıdı ve Khimki yakaladığı ritimle sürekli olarak direksiyonda kalarak maçı kazandı.

Bu yıl Jimmer Fredette ve Tyrese Rice gibi önemli skorer eklemeleri yapan Panathinaikos, sezona yeni koçu Argiris Pedoulakis’le Final Four hedefi koyarak başladı. Kızılyıldız karşısında maça top kayıplarıyla başlayan PAO, takım olmakta zorlanıyor özellikle hücumda bir düzen oluşturamamış durumda. Bu maçı kadro kalitesi ve Kızılyıldız’ın dış şut eksenli oyunu sayesinde kazanmayı başardılar. Kızılyıldız ise kadro kalitesi en sınırlı olan Euroleague ekibi konumunda. Maçta pota altında James Gist’i çok iyi kullandılar. En büyük eksileri ise hücum yapısının tamamen dış şutlara dayalı olması. Savunma sertliği konusunda maç içinde bir istikrar sağlamakta zorlansa da Kızılyıldız, bu sezon seyirci desteğiyle evinde sürpriz galibiyetler alabilir.

Bayern Münich evinde oynamanın avantajınıtakım kimyası ile birleştirdiği maçta Milano’yu rahat geçti. Özellikle Greg Monroe eklemesi Bayern’in pota altındaki skor gücünü arttırırken savunma sertliğini de başka bir seviyeye taşımış durumda. Bayern, Milano karşısında rakibinden daha az top kaybı yaparak ve daha iyi bir şut yüzdesi yakalayarak galibiyete uzandı. Milano’da ise hem hücumda hem de savunmada roller henüz tam olarak oturmuş değil. Bununla birlikte Münich karşısında üçsayı çizgisinden yalnızca 22’de dört atabilen Milano, bu kötü yüzdeyle birlikte galibiyetten uzaklaştı.

Real Madrid şu anda Euroleague’de takım içi rolleri en iyi oturmuş olan ekip. Fenerbahçe karşısında maça çok hızlı başladılar, Facundo Campazzo kenara gelene kadar hücumda sıkıntı yaşamadılar. Onlar için en büyük problem Campazzo’ya bağımlı bir takım haline gelme riski. Madrid bu karşılaşmada uzun rotasyonundaki çeşitlilikle Fenerbahçe karşısında fark yarattı. Fenerbahçe Beko’nun ise mutlaka sağlıklı bir Jan Vesely’e ihtiyacı olduğu görüldü. Derrick Williams maçın tamamında sahada kalarak Zeliko Obradovic’in Fenerbahçe döneminde bunu başaran ilk isim oldu. Temsilcimizin maç içerisinde gösterdiği reaksiyon ve geri dönüş denemeleri sezonun geleceğine yönelik umut verse de Fenerbahçe için sezonun ilk bölümünden minimum hasarla çıkmak çok önemli olacak.

Geçen sezon play-off yapmayı başaran Zalgiris, bu sezon yeni yapısıyla yine bu hedefe ulaşmaya çalışacak. Kadro değişse de Baskonia karşısında geçen yılki problemler sürdü. Özellikle hücumda çok ciddi bir üretkenlik sorunu yaşayan Zalgiris, savunmada da yeni takım olmanın zorluklarını yaşadı. Savunmada gerek oyuncu paylaşımı gerekse pota altı sertliği olarak geriye gitmiş durumdalar. Baskonia ise Shavon Shields’ın skorer oyunu, Tornike Shengelia’nın pota altındaki savunma katkısı ve iki sayılık atışlarda oluşturduğu farkla (Zalgiris %36,1; Baskonia ise %62,9 ile isabet buldu) galibiyete uzandı.

Anadolu Efes ilk maçına geçen yılki lideri Shane Larkin olmadan çıktı. Bu durum, Anadolu Efes’in yeni eklemelerle birlikte maçın başında bir düzen bulmasını ve ritim yakalamasını zorlaştırdı. Özellikle Nikola Mirotic’e karşı savunmada çözüm bulmak bir türlü mümkün olmadı. Efes üç kritik departmanda da (ribaundlar, top kayıpları, üçsayılık isabet yüzdesi) rakibinden daha kötü bir karneyle günü tamamladı.Temsilcimiz adına gecenin en önemli artısı ise Alec Peters’ın takımla uyumu ve sağladığı skor katkısı oldu. Barcelona, süper yıldızı Nikola Mirotic’in 24 sayılık performansıyla zafere uzanırken, bu sezon Final Four’un önemli bir adayı olduğunu ve kadroya doğru eklemeler yaptığınıhenüz ilk maçtan gösterdi.

Bu sezon play-off yapması beklenmeyen iki takımın mücadelesinde Alba Berlin, Zenit’i rahat geçti. Oynadığı yüksek tempolu ve keyifli basketbolla maçın başından sonuna kadar üstün olan Alba Berlin, seyircilerinin enerjisiyle evindeki maçlarda sürpriz yapabileceğinin işaretlerini verdi. Alba,üç sayılık atışlarda fark yaratarak (Alba Berlin %44,8; Zenit %26,9 ile üçlük attı) zafere uzandı. Zenit’in ise henüz uyum yakalayamamışbir takım olduğunu ve koç Joan Plaza’nın istediği sertlik seviyesinden uzak olduğunu gördük. Deplasmanlarda işleri zor olsa da evlerinde hem koçu hem de deneyimli oyuncularıyla daha farklı bir görüntü çizeceklerdir.

Euroleague’in yeni ekibi Asvel, ligdeki ilk maçında Olympiacos’u mağlup etti. Fransız seyircisinin Euroleague özlemi ve enerjisi Asvel’e maçı kazandıran en önemli unsurdu. Bu sezon Asvel’in seyirci enerjisiyle birlikte en önemli avantajıatletizm olacak. İç saha maçlarında atletizm avantajlarını kullanarak hedef maçları kazanabilirler. Olympiacos için ise çalkantılıbir süreç geride kaldı. Takım olarak bu sezon sadece Eueoleague maçlarına odaklanacaklar. Bu onların en önemli avantajı. Kadrodaki en önemli liderleri takımda tutmayı başardılar ancak saha içerisinde yapbozun pek çok parçası eksik. Ayrıca koç David Blatt da çok formsuz. Olympiacos, yine de deneyimiyle play-off için adaylardan biri olacaktır.

Şampiyonluk adaylarından CSKA, sezona VTB Ligi’nde aldığı Enisey mağlubiyetiyle başlayınca soru işaretleri oluşmuştu. Son şampiyon, Valencia karşısında hücumdaki rol dağılımını oldukça başarılı bir şekilde sağladı. Mike James 20, Darrun Hilliard ise 22 sayı üretince Valencia’nın maçı kazanması olanaksız hale geldi. CSKA, üç sayılık atışlarda %54,8’lik isabetle oynarken Valencia ise yalnızca %23,8’le isabet buldu. Valencia, uyumlu bir kadroya sahip ancak pota altı rotasyonu fazla yumuşak. Özellikle deplasmanlarda bunun problemini sezon boyunca yaşayacaklardır. İç saha maçlarında ise üçsayılık isabet yüzdesi, Valencia’nın alacağı galibiyet sayısını belirleyecektir.