Olduramadık

Türkiye ilk yedi dakikasını berbat geçirdiği, daha sonra hızla toparlanıp inanılmaz bir performans gösterdiği maçın son saniyesine 81-79 önde girdi. Ancak basit bir faulün ardından Jayson Tatum’ın üç serbest atıştan ikisini isabete çevirmesiyle maç uzatmalara gitti. Uzatma periyodunda son sekiz saniyeye 92-91 önde giren Türkiye’nin dört serbest atıştan da yararlanamayıp maça noktayı koyamamasına karşın ABD’nin çizgiden ikiden ikiyle ayrılması tarihi bir zafere engel oldu.

İlk periyotta rakibin perde sonrası şut setlerini, yavaş ayaklı uzunlara sahip olduğu için savunamayan Türkiye; ikinci periyottan itibaren farklı bir savunma anlayışına geçti. Ersan İlyasova’nın serbest atış çizgisi etrafında konumlandığı ve Cedi Osman, Furkan Korkmaz, Doğuş Balbay gibi enerjisi yüksek kısaların adam değişim savunmasını üstlendiği bölümler farkın açılmasını engelledi.

Türkiye’nin ABD hücumlarını ön alanda pres, ardından çizgi gerisi alan savunması ve en sonunda da bire bir savunma düzeniyle karşılaması, rakibin hücum süresini ortalama dokuz saniye kısaltmış oldu. Böylece net bir şutör olmadan turnuvaya gelen ABD, ana set düzenini verimli bir şekilde kullanamadı. Bu anlayış maçın en kritik noktalarından birisiydi.

Milli Takım, Scottie Wilbekin oyuna girene kadar çizgi gerisinden düşük yüzdeyle oynuyordu. Bu bölümde Melih Mahmutoğlu’nun penetre kanallarının açılması ve Melih’in bu kanalları en verimli şekilde kullanması farkın açılmasını önledi. Wilbekin oyuna girdikten sonra takımın hücum alanı biraz daha açıldı. Yani Ersan, Cedi, Melih, Buğrahan Tuncer, Furkan gibi isimler oyunda oldukları süre boyunca çizgi gerisine konumlandı. Semih Erden veya Sertaç Şanlı ikilisinden sahada olan, boyalı alanda kalarak rakip takımın uzunlarını tepeye çıkartmadı. Böylece Wilbekin içeriye penetre ettiği zaman topu dışarıya aktarıp hızlı skor üretimini sağladı.

Tabii Ufuk Sarıca’nın Ersan odaklı oyun planı kurduğunu söylemek mümkün. Maçı 23 sayı ve 14 ribaundla bitiren yıldız oyuncu, Avrupa standartlarında elit bir penetre ve şut tehdidine sahip olduğu için Amerika savunmasında bir çekim etkisi yarattı. Yani rakibin savunması onun olduğu bölgeye doğru yoğunlaştı. Ufuk Sarıca işte tam da bu savunma hamlesine karşı Ersan’ın yanına üç net kısa ve bir uzun sistemini yerleştirince sahadaki beş oyuncusuna da alan açmış oldu.

Uzatma periyodunun son sekiz saniyesinde çizgiden dörtte sıfırla dönen Türkiye, aslında 45 dakika boyunca bu konuda zorlandı. Milliler 14/23’le serbest atış atarken, ABD çizgiden 25/32’yle oynadı. Yani çok iyi hazırlanan makro planları mahveden bir detay…

Son olarak şu eklenebilir: ABD, tarihindeki en zayıf kadrolardan birisiyle turnuvaya geldi. Evet, bu doğru ancak guardları Kemba Walker bu yaz arasında en çok konuşulan isimlerden birisiydi. Donovan Mitchell ve Jayson Tatum ikilisinin ligin en değerli gençlerinden olduğu, pota altında yer alan Myles Turner ve Brookl Lopez’in kısa özellikleri barındırdığını, en önemlisi kenarda basketbol tarihinin en iyi koçlarından olan Gregg Popovich ve modern oyunun bir nevi kurucularından olan Steve Kerr’ün olduğunu unutmamak lazım. Bu, 12 Dev Adam için ümit veren bir mağlubiyet. Tabii her ne kadar hüznü barındırsa da…

Hazırlayan: Kuzey KILIÇ