Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

"Ben Taksim'deki olayları neden Reuters'ten takip ediyorum?"

Eurosport
TarafındanEurosport

Yayınlandı 01/06/2013 - 15:38 GMT+3

Gezi Parkı'nda kamu vicdanına karşı yapılan müdahaleyi, spor medyası kimliğiyle ancak bu şekilde size ulaştırabilirdik. Erman Kunter ve Orhun Ene, yaşananlara dair düşüncelerini Eurosport'la paylaştılar.

Taksim olaylari, Gezi Parkı

Görsel kaynağı: Eurosport

Malum ana akım medyanın konuyla ilgili tutumu sebebiyle Taksim Gezi Parkı'nda olan bitenden pek çok kişinin haberi yok. Taksim'de yaşananlar bilinmiyor, insanlar sadece sosyal medya ve internet kanalıyla bilgi akışına dahi olabiliyor. Gezi Parkı'nda kamu vicdanına karşı yapılan müdahaleyi, spor medyası kimliğiyle ancak bu şekilde size ulaştırabilirdik.
Ülkenin önde gelen iki başantrenörü Erman Kunter ve Orhun Ene, Taksim'de uygulanan şiddete dair düşüncelerini Eurosport'la paylaştılar.
Erman Kunter (Beşiktaş)
"Ben olayları neden Reuters'ten takip ediyorum?"
Ortada çok kesin olan bir şey var, orantısız güç kullanılıyor. Mahkemele kararı varsa, bariyerler neden orada duruyor? Bunu anlamak mümkün değil. Mesela sadece yabancı basını takip ederseniz olaylardan haberdar olabiliyorsunuz. Oturup tekrardan düşünmeliyiz, durumumuza bakmalıyız. Ben neden Taksim olaylarını Reuters'ten takip ediyorum? Sadece Halk TV ve internet var. Kaldırılsın bu bariyerler eğer mahkeme kararı varsa; tansiyonu düşürmek hükumetin görevi. Orantısız güç kullanımını, insanların şiddet görmesini kabul etmek mümkün değil.
Sigarayı bırakma kampanyası başlatıyoruz ama insanları gaza alıştırdık. Artık gidip bakkaldan biber gazı alınacak herhalde. Biz de kara mizah yapıp kafamızı dağıtmaya çalışıyoruz. İdare edenlerin, ülkeyi yönetenlerin görevi tansiyonu düşürmek. Hiçbir şey yapılmıyor. Kafanızı devekuşu gibi kuma gömemezsiniz; telefondan, Twitter'dan, ondan, bundan, şundan yayılacak bu olaylar. Tekrar ediyorum, mahkeme kararı varsa kaldırın gitsin o bariyerleri.
Orhun Ene (Banvit)
"İnsanlar kabuklarından çıktılar"
İnsanların tepkilerini göstermesi, rahatsızlıklarını ifade etmesi; bir tepki ortaya koyması demokrası adına önemli. İki üç tane ağaç için başlayan bu tepki, şimdi Türkiye'deki çeşitli kesimlerde, çeşitli farklı düşüncelere sahip insanları bir araya getirdi. Türkiye demokrasisi bir testten geçiyor. Biz gençlik yıllarımızda tepkimiz koymayı, rahatsız olduğumuz konuları ifade etmeyi beceremedik. Bu imkanı bulamadık, toplanamadık. İzin verilmedi çünkü. O zamanki yapı çok farklıydı. Bizim gençliğimizde birlikteliğe, toplu eylemlere izin verilmedi. Bugün çok daha duyarlı bir toplum ve çoğunluk halinde tepkilerini ifade edebilen bir grup var. Şiddet olmamalı, şiddet olmadığı sürece de insanların tepkilerine saygı duyulmalı. Türk demokrasisi sadece böyle gelişebilir.
Yurt basınının olaylara tepkisiz kalması kabul edilebilir bir durum değil. Gerçek basının görevi illa ki güçlü olan tarafın fikrini, düşüncesini karşı tarafa aktarmak hiçbir zaman olmadı. Bazen çoğunlukta olmayanların, azınlıkların da eşit şekilde haklarını kullanmaları demokrasinin gereği. Basının konuyla ilgili haber yapmaması kesinlikle kabul edilemez. Ancak neden bu noktaya gelindi, onun da sebepleri bulunmalı. İnsanlar bu haberleri yapmaktan neden çekiniyor? Bunun nedeni bulunmalı.
Artık insanlar kabuklarından çıktılar. Çocuklarımız için demokratik bir ortam istiyorsak Türk basınına bu konuda görev düşüyor. Şimdi daha çok ekonomik anlamda ne kazanılacak, ne kaybedilecek onun hesabı yapılıyor. Gelecek nesillere daha iyi bir ülke bırakmak adına demokratik azınlıkların haklarını dile getirebildikleri bir ortam sağlamalıyız. Burada da basının yapması gerekenler var.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam