EuroBasket 2017 yarı final değerlendirmesi

Nefes kesen çeyrek final maçları sona erdi. İspanya, Almanya karşısında ilk yarıda zorlansa da, sıkışan oyunlar için rotasyonu üzerinden turnuvanın en iyi çözüm üreten takımı olduğunu bir kez daha gösterdi ve 3.çeyrekte bulduğu 31 sayıyla adını çeyrek finale yazdırmayı başardı. Slovenya, Letonya’nın süperstarı Porzingis’in 34 sayısına, Dragic-Doncic gard ikilisinin 53 sayısıyla karşılık verdi ve müsabakaların başladığı 31 Ağustos tarihinden beri oynanan en keyifli maçı izlettiler. Slovenya’da 18 yaşındaki Doncic’in sorumluluk almaktan kaçmayan yapısı ve fiziksel özelliklerinden beklenmeyecek üstün kuvvetiyle, Porzingis’e karşı oynadığı sırtı dönük oyunları uzun yıllar jeneriklerde görebiliriz. Rusya, bazen skoreri Shved’e rağmen bazen de Shved sayesinde maçlarını kazandı ve adını yarı finale yazdırmayı başardı. Yunanistan’a karşı oynadıkları çeyrek final mücadelesinde, maçın en kritik anlarında Shved’siz oynaması takımın kendisine olan özgüvenini arttırdı. Fakat rakipleri Sırbistan karşısında işleri çok zor. Sırplar, İtalya karşısında oynadıkları maçta en hazır takım olduklarını gösterdiler. Görev dağılımlarının belirginliği sayesinde, fark kaç olursa olsun disiplinden kopmuyorlar ve aynı oyunlarını devam ettirebiliyorlar.

İSPANYA - SLOVENYA (14 Eylül/Saat:21.30)Pau Gasol olduğunuzu hayal edin. Sadece milli takım kariyerinizde, 3 EuroBasket şampiyonluğunuz (2015, 2011, 2009), 1 tane Dünya Kupası şampiyonluğunuz (2006) ve 3 tane de Olimpiyat madalyası sahibisiniz (2 gümüş,1 bronz). Yaşınız 37 ve yorucu geçen NBA sezonunun ardından milli takımınızın formasını giyer miydiniz? Özellikle bu motivasyonun kaynağını anlayabilmek için, EuroBasket 2017 boyunca İspanya’nın hiçbir maçını kaçırmadım. Parkede çok eğlenen, kendisini elinde basketbol topuyla ifade edebilen bir adam ve ona saygıyla karışık çok büyük sevgi besleyen takımını gördük. İspanya, 31 sayı ürettikleri Almanya maçının 3.periyodundaki gibi oynadığı oyunla eğlenmeye başladığı an, Avrupa basketbolunun bile ötesine geçiyor. Modern takımları şampiyonluk adayı yapan detay, üretebildikleri çözümlerdir. Açık alanda Ricky Rubio’nun oyun kuruculuğu, sete set hücumda Sergio Rodriguez’in deliciliği veya Gasol kardeşlerden özellikle Marc Gasol’un tepeden pas istasyonu olarak hücuma hükmetmesi gibi setlere sahipler. Bunlarla skor üretemezlerse, topu Pau Gasol’a indirip skor üretmeye çalışıyorlar.

Slovenya tarafındaysa, Gasol kardeşlere rakip olarak Dragic-Doncic şirketi var. İki oyuncu ve takımla ilgili turnuva başındaki en büyük soru işareti, acaba takım onların temposuna uyum sağlayabilecek miydi? Uyum sağlamanın bile ötesine geçtiler ve takım, Dragic-Doncic’in, savunmada yorulmamasını ve bütün enerjilerini hücuma saklamalarını sağladı. Slovenya, hücumda oynadığı ikili oyunlarla sayı üretebiliyor. Özellikle Randolph’ün perde sonrası dışa doğru devrildiği hücumlarla (pick’n pop), Vidmar’ın perde sonrası içeri devrildiği hücumlar (pick’n roll) kolay skor üretme şansı doğuruyor. Dragic’in ve Doncic’in, izolasyonları da takımın esas hücum setlerini oluşturuyor. İki oyuncunun da en büyük artısı, zor şutları veya pozisyonları yüksek yüzdeyle bitirebilmeleri.

Anahtar İstatistik: Finale bir adım kala karşılaşacak iki namağlup takım için maçın düğümünü ribauntlar çözecektir. İspanya, grup maçlarında en çok ribaunt alan takımken, Top-16 ve çeyrek finalin lideriyse Slovenya oldu. İki takımın da kendi temposunu zorlayabilmesi için ribauntları alması gerekiyor.

Bu ikililere dikkat: İspanya, Almanya’ya karşı oynadığı çeyrek final maçında attığı 84 sayının 37’siyle, aldığı 37 ribaundun 14’ünü Gasol kardeşler üzerinden gerçekleştirdi. Slovenya tarafındaysa, çeyrek finaldeki Letonya maçında attıkları 103 sayının 53’ü Dragic-Doncic tarafından geldi. Fakat Gasollerin karşısında bu sefer Vidmar ve Randolph olacak. İspanya hücumlarında, rakibin pota altı savunmasında Vidmar’ın kuvveti, Randolph’un atletizmi çok zor anlar yaşatabilir. Diğer yanda, Rubio’nun şutunu riske edip Gasol kardeşlere ikili sıkıştırma yapmanın iyi bir çözüm olmadığını ve oyuncunun %43’le 3 sayı isabeti bulduğunu da unutmamak lazım.

RUSYA - SIRBİSTAN (15 Eylül/Saat:21.30)Eşleşmenin belli olduğu maçın ardından Kurbanov’un; “Karşımızda Spanoulis yok biz kazanacağız!” sözlerinden sonra çok az kişi onlara şans veriyordu. Maçın ilk yarısı Yunanistan’ın oyun ve skor üstünlüğüyle 37-31 bittiğinde de, Rusya adına umutlar tükenmek üzereydi. Ama ilk yarı sadece 4 sayı bulan Shved, ikinci yarıya skorer kimliğini hatırladı ve 2/11-3’lük denemesine rağmen 26 sayı bularak takımını maça ortak etti. Son üç dakika fazla zorlaması yüzünden, Koç Bazarevich onu oyundan alarak takımına güvendiğini gösterdi. Takımda onu haklı çıkaran bir performans ortaya koydu ve adını yarı finale yazdırmayı başardı. Rusya hücumları, Shved’in izolasyonları üzerine kurulu. Eğer skorer oyuncu saçmalık seviyesinde şutlar denemeye başlarsa, Mozgov’un pota çevresi bitiriciliğine ve hücum ribauntlarından doğacak ikinci şansları denemeye başlıyorlar.

Sırbistan, takım içi görev dağılımlarının en net olduğu ekip. Sayı atacaklar, ribaunt alacaklar, uzun oyuncularına top geldiği an içeri topsuz koşu yapacaklara kadar belli. Bogdanovic’in yüksek yüzdeli skorerliği ve pota altında cüssesiyle fark yaratan Marjanovic’in katkılarıyla çokta zorlanmadan yarı finale geldiler. İşin savunma tarafındaysa, bir çok oyuncusunun bulundukları pozisyona göre kalıplı, uzun kollu olması, boyalı alan ve çevresini cehenneme çevirmelerini sağlıyor. Rakip hücumcu toplu/topsuz içeri penetrelerinde sürekli Sırp duvarına çarpıyor. Kolay sayı katiyen yemiyorlar.

Anahtar İstatistik: Rusya, Sırbistan’a turnuvadaki tek mağlubiyetini aldıran takım. D-Grubu ikinci maçında, Sırpları sürekli faul çizgisine yolladılar ve bütün oyun tempolarını altüst ettiler. Bu maç içinde anahtar istatistik, faul yüzdeleri olabilir (Kaybettikleri maçta 24/35 %69 serbest atış ile oynadılar.)

Bu ikililere dikkat: Bogdanovic, turnuvanın en dominant skorer performanslarından birini gösteriyor ve bu yolda ona en çok yardımcı olan oyuncu da Marjanovic. Dev oyuncunun içeride kapladığı alan ve kollarını havaya kaldırıp pas istasyonu haline gelmesi, Sırpların en özel hücum setlerini oluşturuyor. Rusya tarafında, Shved ve Mozgov’un oyunu onlara yarı final kapısını açtı ama Sırplara göre bir farkla. Mozgov’un attığı sayılar takımın iyi sete yerleştiğini ve hücumda topun doğru noktaya indiğini gösterirken, Shved’in sayılarıysa hücumun tıkandığının göstergesi oluyor. Fakat Avrupa basketbolunda giderek azalan saf skorerleri izlemek ayrı bir keyif olacaktır.

EuroBasket 2017’nin yarı final maçları başlıyor. Takımlar, oyuncular, hakemler herkes hazır.

Umarım seyirciler de hazırdır ve böylece turnuvanın başından beri yarısından fazlası boş olan salonları doldurabiliriz.