Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Sevim’den beyaz sayfa

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 06/03/2012 - 12:06 GMT+2

Sakatlık ve kişisel sebepler yüzünden üst seviye atletizme yaklaşık üç yıl ara veren Sevim Sinmez, yeni antrenörü Mehmet Kale ile birlikte üç adım atlamada Türkiye şampiyonu ve Balkan üçüncüsü olarak geri döndü. Yeni hedefler İstanbul’da final, salon Türkiye rekoru ve Helsinki ile Londra’ya vize.

sevim sinmez

Görsel kaynağı: AA

Dürüst olayım, 9-11 Mart’ta İstanbul’da düzenlenecek Dünya Salon Atletizm Şampiyonası’nda üç adım atlamada mücadele edecek Sevim Sinmez’in ismini bu yılki Türkiye Şampiyonası’na kadar duymamıştım. Ancak, başta kendi cehaletime verdiğim bu durumun mantıklı bir gerekçesi varmış. Sevim, üst düzey atletizmden sakatlık ve kişisel sebepler yüzünden yaklaşık üç sene uzak kalmış. Şimdi, bu sene birlikte çalışmaya başladığı yeni antrenörü Mehmet Kale ile beyaz bir sayfa açmanın mücadelesini veriyor.
“Atletizme 1998’de Mersin’de başladım. 2008 öncesinde Fenerbahçe’nin sporcusuydum. Açık pist üç adım atlamada 23 yaş altı Türkiye rekoru hâlâ bana ait. Ama sonra ara vermek zorunda kaldım. Aslında spordan kopmamıştım fakat yüksek yoğunlukta antrenman yapmaya bu sezon döndüm” diyor Sevim. 25 Şubat’ta yaptığı en iyi derecesi 13.53, büyükler salon Türkiye rekorundan sadece yedi santimetre kısa: “İstanbul’daki seçmelerde Türkiye rekorunu kırmak istiyorum. Sonra da final... Final yarışabilirsem, orada da gözümü Avrupa Şampiyonası ve Olimpiyat barajlarına dikeceğim.” Ocak sonunda 13.38 ile yetindiğini düşünürsek, kısa zamanda gösterdiği gelişme de hedeflerinin inandırıcılığını arttırıyor sanki.
Sevim de İstanbul’da kamp yapmayan isimlerden. “Antrenörüm Eskişehir’de öğretim görevlisi ve oldukça yoğun. Bu yüzden biz de Eskişehir’de kamp yapıyoruz. Ama buradaki imkânlar gerçekten de iyi.” Milli atlet, İstanbul’da sadece üç adım atlayacak, ama bu sene uzun atlamada da şansını deneyecek. Acaba uzun atlamada önünde Karin Melis Mey gibi bir isim olduğu için mi üç adıma öncelik veriyor diye merak ediyorum. “Hayır, Melis ile ilgisi yok” diyor: “Aslında uzun atlamaya yönelik bir antrenman programı yapmamıştık. Ama muhtemelen bu sene ikisini bir arada götüreceğiz. Zaten uzun atlamada Melis’ten sonra en iyi dereceler benim. Helsinki için uzun atlamada baraj 6.60. Ben şimdiden 6.24 atladım. Barajı çok rahat geçeceğime inandığımdan, uzun atlama da yapıyoruz.”
“Yeniler eskileri unutturuyor”
Hazır kariyerinde beyaz bir sayfa açmışken, çok göz önünde bulunmaması daha mı iyi? “Hayır. Basın nefes aldırsın diye bir isteğim kesinlikle yok. Hatta tam tersi, ilgilensinler. Ama tabii atletizm ucu açık bir spor. Başarı oranı da düşük. İlk zamanlarda bir ilgi oluyor, fakat yeni biri çıktığında eskiler unutuluyor.”
Uzun atlamacılarla üç adım atlamacıların arasındaki temel farkları merak ediyorum. İyi bir üç adım atlamacı olmak için iki bacağınızın da kuvvetli olması gerekiyormuş. Uzun atlamada ise bir bacağın daha zayıf olmasının telafisi mümkünmüş. “Fakat uzun atlamada da çok sür’atli olmak lazım, zira atlayışa son sür’at sprintle giriyoruz” diyor Sevim.
picture

sevim sinmez

Görsel kaynağı: AA

Acaba o da atlayışından hemen önce neler yapacağını kafasında canlandırıyor mu? “İnan, en iyi derecelerim hep atlayıştan hemen önce neler düşündüğümü hatırlayamadığım anlarda geliyor. Adımımı nasıl atacağımı, nasıl sıçrayacağımı sadece antrenmanlarda düşünüyorum. Bir tek antrenmanlarda ‘Şurayı doğru yaptım, şurası daha iyi olabilirdi’ diyebiliyorum. En iyi derecemi yapmışsam, atlayışını değerlendir deseniz, hatırlayamam.”
Sevim de yoğun antrenman programı yüzünden sosyal hayatı ziyadesiyle sekteye uğrayan atletlerden. “Sinemaya gitmeyi severim ama son dönemde bir tek Fetih ve Sen Kimsin’i izleyebildim, o kadar. Bir de beş dakika boşluk bile bulsam, bir yerlerde kahve içmeye çalışırım.”
“14.10 - 14.30 gibi bir derece atlamadıktan sonra, kariyer hedefime ulaştığımı söyleyemem” diyen Sevim, kadınlarda dünya şampiyonasında yarışan ilk üç adım atlamacımız olmak için gün sayıyor. Helsinki ve Londra vizeleri gelirse, o katılımlar da kadınlarda birer ilk olacak.
Ertan Hatipoğlu: Kadınlarda üç aday
Söze, her zamanki gibi, Türkiye’nin önde gelen atletizm teknik direktörlerinden Ertan Hatipoğlu’nun yorumlarıyla nokta koyuyoruz:
Kadınlarda Kazak Olga Ripakova muhtemelen şampiyonluğu kimseye kaptırmayacak. Bu sezon 14.84’ü var. Gerçi biraz erken atlamış. Yargeris Savigne de altın madalya adayı. Mrs. X kim olur dersen, o da Rusya’dan Viktoriya Gurova Valyukeviç. Benim zamanımda Gennadiy Valyukeviç vardı salon Avrupa şampiyonu; onun kızı. Uzun zamandır saklanıyor, piyasada yok. 2005’te 14.74’le Avrupa şampiyonu oldu Madrid’de. Dün gibi hatırlıyorum. Sonra kayboldu gitti. Ama buraya gönderdiklerine göre, Mrs X bu. Bu üç kişi haricinde altını kimse zorlayamaz.
Podyum adaylarına gelince; Yamile Aldama var, eski Kübalı, eski kurt. Madalya alabilir, ama altın asla. Jamaikalı Kimberly Williams ve Kübalı Mabel Gay de altını değil ama podyumu zorlayabilir. Mücadele çok yüksek seviyede olmasa da çekişmeli geçecek. 15 metre görülemeyebilir.
Sevim için ise final şansı pek görmüyorum. Türkiye rekoru kırarsa, çok başarılı olur. İyi bir sporcu, ama final şansı oldukça az. Rakipler güçlü. Ama tabii bu demek değildir ki Sevim başarısız olacak. Daha önce de söyledim, atletizmde prensip, kendi en iyi dereceni geliştirmektir. 13.53’ten 13.73’e çıkarsa, mükemmel olur. “Kendi en iyi derecemi yaptım, daha ne yapayım” deme şansı bulur.
“Taylor kumun dışına çıkabilir!”
Buraya dikkat edin; erkeklerde dünya şampiyonu Christian Taylor kumun dışına çıkabilir. ABD Şampiyonası’nda 14 fuleden 17.21 atlamış, yani antrenmanda atlar gibi. Her şeyini buraya saklamış. Görgü tanıklarından birinin söylediğine göre, orada faullü 17.82 atlamış. Zaten Taylor gibi bir adam buraya sadece şampiyonluk için gelmez. ABD’lilerin içinde bu duygu vardır. Sıra dışı işler yapmayı hedeflemiyorlarsa, gelmezler. Taylor da onlardan biri. Degu’da zaten şampiyon oldu. Buraya şampiyon olmaya değil, şov yapmaya geliyor. Belki de dünya rekorunu tarihe gömmeyi hedefliyor. Herkes onu konuşsun istiyor. Michael Johnson’ın Atlanta’da yaptıklarını hatırla. İşte ABD’lilerin olayı budur.
Will Claye, uzun atlamaya da gidiyor. Ashton Eaton ABD seçmesinde birinci olmuş, ama Amerikalılar akıllılık edip onu heptatlona almışlar. Orada nasılsa altını kapar diye düşünüyorlar. Claye ise uzuna asılacak. Üç adımda şampiyon olamaz.
picture

Christian Taylor, daegu

Görsel kaynağı: Reuters

Taylor şampiyon olur dedik; diğer madalyaların adayları ise Claye’in dışında Kübalı Alexis Copello, İtalyan Fabrizio Donato ve Rumen Marian Oprea. Bir de geçen yaz 17.70 atlayan 23 yaş altı şampiyonu Ukraynalı Şerif El Şerif var; ama o bu yıl formsuz. İstanbul’da madalya şansı yok.
YARIN: Karin Melis Mey ve Alper Kulaksız’ın mücadele edeceği uzun atlama.
NOT: Röportajların hem hazırlık hem de yazıya dökülüş sürecinde katkılarını esirgemeyen turkatletizm.com yazarlarından Kamer Durgeç’e teşekkürler.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam