mark spitz eurosport ozel

2008 Olimpiyat Oyunları’nda Michael Phelps’in sekiz altın madalya toplamasına kadar tek Olimpiyat’ta yedi altın kazanarak bu dalda rekoru elinde bulunduran Mark Spitz bu yıl 24'üncü kez düzenlenecek Boğaziçi Kıtalararası Yarışları için geldiği İstanbul'da sorularımızı yanıtladı.

Yarıştığı zamanlarda dört ayda uzattığı ve kesmediği bıyığı ile bir ikon haline dönüşen ABD’li efsane yüzücü, yedi altınlı Olimpiyat’tan, iki hafta sonra başlayacak Londra Olimpiyatı ve Phelps-Lochte mücadelesine dair görüşlerini paylaştı.

- 1968’de altı madalya bekleyip iki altında kaldınız.
Şimdi düşündüğümde, ikisi altın dört madalya Meksika’da hiç de kötü değildi. Yüzdüğüm iki dalda dünya rekorunun sahibiydim ve onlarda altın madalya bile kazanamadım. Kötü olan buydu. 100 metre kelebekte gümüş kazandım. 200 metre kelebekte ise elemeleri geçtim ancak finallerde bitmiştim. Elemelerde yüzdüğüm zamanı dahi yüzsem kazanıyordum ama yapamadım.

1972’de 200 kelebekle başladım ki o zamanlar dünya rekoru bendeydi, haftaya çok iyi başlamak istiyordum ve o kadar büyük bir farkla kazandım ki bir daha arkama bakmadım.

- Münih’te 100 metre serbest yüzmek istemediğiniz doğru mu?
Bu doğru çünkü altıda altı yaparsanız kahramansınız. Yedide altı ise… Koçum bana “Dünyanın en hızlı yüzücüsün. 100 metrede dünya rekoruna sahipsin. Bunu yapmak zorundasın” dedi ve ben de yaptım. Çünkü 10 altın madalya da kazansanız, 100 metreyi kazanan adam en hızlısıdır. Atletizmde de bu böyledir.

- Yüzme en popüler ilk üç spordan biri olmasa da en zorlu sporların başında…
Eminim çalışması ve antrenmanları zorlu geçen diğer sporlar da vardır. Olimpiyat’ta en çok izlenen sporlar yüzme, atletizm ve jimnastik. Yüzlerce saat canlı yayın var. Yüzme ilk hafta ve yüzmenin son günleri, atletizmin ilk günleri ile çakışıyor. Ve bütün iki hafta boyunca jimnastik var. Tabii ki basketbol gibi başka başarılı olduğumuz sporlar da var. Ama bütün haftaya baktığımızda ABD halkı bizi izlemek zorunda çünkü başarılıyız.

Yüzme önemli bir spor bizim için. Ama sadece dört yılda bir ve sadece bir hafta. Bütün büyük sporlar Amerika’da genellikle gözden düşüyorlar. Genel yayın kanallarında değil daha çok kablolu ya da uydudan yayınları yapılıyor. Bu bizim için iyi aslında, müsabakalar gösteriliyor, daha çok yayın saati alıyoruz ama sadece yüzmeden zevk alanlar, bu sporu sevenler için geçerli bu. Yüzmede Michael Phelps ve Ryan Lochte gibi isimler dışında da çok başarılı sporcular var ama bunlar bilinmiyor.

ABD’de bir konferansta ne kadar çok başarılı atletin Olimpiyat’ta yer aldığını ve ünlü olduklarını söylediklerinde “Hayır öyle değil” dedim. Geçen Olimpiyat’a bakalım akla ilk gelen isim kim? Michael Phelps. Peki ya ondan sonra? Cevap vermekte zorlanırlar. Bu sadece yüzmede de geçerli değil. Daha geriye gidin… Michael Johnson. Daha geriye… Carl Lewis. Daha geriye… Nadia Comaneci ve bir adım geride Mark Spitz. Ondan gerisini kimse bilmez çünkü ne televizyon ne de global bir ağ var.

Bu her ülke için geçerli. Bulgaristan’dan bir adam Türkiye’ye gelip de Olimpiyat şampiyonu olunca milli kahraman olur ve bir çok genç halterci olmak ister. Veya Türkiye’den biri gelip Fransa Açık’ta Rafael Nadal’ı yenerse Türkiye’de raket satışları patlama yapar. Hatta çocuklar geceleri o raketlerle uyur. Hepimiz insanız. Hepimiz TV’de görüp olabileceklerimizden ilham alırız.

- 1972 Olimpiyat Oyunları’ndan sonra 22 yaşında emekli oldunuz? Hiç pişman oldunuz mu? Çünkü 1992’de geri dönmek istediniz.
17 yıl spordan uzak kalmıştım. Aslında sorunum hiç çalışmamam değildi. Hâlâ fittim. Nasıl antrenman yapacağımı unutmamıştım. Ben rakiplerime karşı nasıl mücadele edeceğimi unutmuştum. Nesil değişmişti. Geri dönmem için çok para ödenmişti ve kariyerimde ilk defa para için yüzmek beni etkilemişti.

ABD’li tenisçi Jimmy Connors ile konuşuyordum. “Eğer yüzmede de tenis gibi bir müsabaka yapısı, eleme yapısı olsaydı ben de senin yaptığın gibi 42 yaşında çeyrek finale çıkardım” dedim. Ama yüzme öyle değil. Zaman temelli. Saniyenin yüzdeli farklarından konuşuyoruz. Teniste birkaç kötü servis atarsanız telafi edersiniz. Yüzmede kötü çıktınız mı yarış bitti. Çıkışlar sol taraftan.

- Phelps ve Lochte’den Londra’da neler bekliyorsunuz?
Bence Phelps kazanacaktır. Bahse girerim. Çünkü diğerlerinden daha deneyimli, nasıl kazanacağını biliyor ve hepsinden daha fazla altın madalyası var.

-Bir keresinde Phelps ile yarışsanız berabere biteceğini söylemiştiniz.
Beni “büyük” yapan tek şey rakiplerimi yenmeyi bilmemdi. Ben de biliyorum, o da biliyor. Bu yüzden berabere biterdi. Bir keresinde biri bana, “Siz rakiplerinizi çok büyük farklarla geçiyordunuz. Saniyenin yüzde biri ikisi değil, saniye farkıyla. O yüzden bence siz kazanırdınız” demişti. Ben de ona, “Şu andan itibaren benim en iyi dostumsun” demiştim.

- Phelps’in 200 metre serbestten çekilmesine ne diyorsunuz?
Bence çok mantıklı. Ben de olsam, 7 altından sonra böyle muhafazakar yaklaşırdım.

- Londra’da olacak mısınız?
Şimdilik hayır.