Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Voleybol Ligi: Vladimir Nikolov: Kazanan bir takım olduğu için buradayım

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 01/12/2012 - 15:51 GMT+2

Sarı-kırmızılıların Bulgar smaçörü Vladimir Nikolov, Galatasaray Dergisi’ne konuştu. Nikolov, "Kazanan bir takım olduğu için buradayım" dedi.

vladimir nikolov

Görsel kaynağı: Resmi Siteden Alınmıştır

35 yaşındaki tecrübeli smaçörün Galatasaray Dergisi'ne verdiği röportajın tam metni şu şekilde:
Çok genç yaşta, yanılmıyorsam 17 – 18 yaşlarında profesyonel voleybolcu oluyorsun. Ondan önce voleybola nasıl adım attın, ailen mi yönlendirdi, kendin mi ilgi duyuyordun?
Evet, 17 yaşımda profesyonel voleybolcu oldum. İlk başta yüzüyordum. Çünkü ailem her bir bireyin yüzmesi gerektiğini düşünüyordu. 10-11 yaşlarındaydım, sokakta çocuklarla oynamaya başladım ilk önce. Ondan sonra bir antrenör geldi, okulda en uzun olanları seçti. Tabii bize sadece eğlence gibi geliyordu. Bu şekilde voleybol oynamaya başladım. Sonradan çok hoşuma gitti bu ve birkaç sene sonra şunu fark ettim ki voleybol benim için bir fırsat haline dönüşebilir. Çünkü o dönemde Bulgaristan'dakirejimdeülke dışına çıkmak, yurtdışında şansını denemek kolay değildi. Bunları yapabilmek adına sizi farklı kılacak bir şeylere ihtiyacınız vardı. O dönem sporculara çok fazla olanak tanınıyordu. Ben de hem voleybolu çok sevdiğim hem de bu olanaklardan yararlanmak istediğim için voleybolculuğu kendime meslek edinmeye karar verdim.
Sonrasında LevskiSiconco’da oynamaya başlıyorsun. LevskiSiconco ile beş defa Bulgaristan’da şampiyonluk yaşadıktan sonra ilk defa ülke dışına çıkıyorsun ve 2002 – 2003 sezonunda Erdemirspor’a transfer oluyorsun. İlk transferinde Türkiye’yi seçmenin özel bir önemi var mı?
Ya Yunanistan'a gidecektim o dönem içerisinde ya da Türkiye'ye gelecektim. Ya Panathinaikos olacaktı ya da Erdemir. Ama Erdemir şampiyon takımdı o dönemde. Ama Panathinaikos kendi çapında, üçüncülüğe, dördüncülüğeoynayan bir takımdı ve ben kazanmak için mücadele eden bir takımda olmayı tercih ettim.

Bir sezon sonra Türkiye’den ayrılıp Fransa’ya Tours VB takımına gidiyorsun. Burada da önemli başarılar yaşıyorsun. Şampiyonluk, Süper kupa Şampiyonluğu, Kupa Şampiyonluğu ve Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu gibi başarılar kazanırken bir de Şampiyonlar Ligi’nde en değerli oyuncu seçiliyorsun. Bize biraz Fransa maceranı anlatır mısın, Fransa deneyimi için kariyerinin dönüm noktası diyebilir miyiz?
Türkiye voleybolu o dönem şimdiki gibi uluslararası alanda zirveyi zorlamıyordu. Biraz gerilerdeydi diyebilirim. Ben Türkiye’de iyi bir sezon geçirip Erdemirspor’la final oynamıştım ama hedeflerim daha büyüktü. Bu sebepten Avrupa çapında başarılar kazanmayı da hedefleyerek ToursVB’den gelen teklifi değerlendirdim. Dediğiniz gibi burada hem Fransa düzeyinde hem de Avrupa çapında önemli başarılar kazandık ve ben de Şampiyonlar Ligi’nin en değerli oyuncusu seçildim. Bu başarılar çok önemliydi ama yine de Fransa deneyimime kariyerimin dönüm noktası diyemem. Çünkü ben zaten daha ülkemdeyken kendimi kanıtlamış ve kariyer planımı yapmıştım.
Tours VB takımından sonra 1 sezonluğuna Japonya’ya TarayArrows takımına gidiyorsun. Kariyeri boyunca Avrupa kıtasında oynamış bir sporcu olarak Japonya tercihi biraz radikal bir karar değil mi, burada bir sezon kaldıktan sonra tekrar Avrupa’ya dönmenin sebebi kültürel bir uyum sorunu mu?
Açıkçası o ana kadar Japonya’ya gitmek gibi özel bir tercihim yoktu ama gelen teklif geri çeviremeyeceğim kadar iyiydi. Bu sebeple kabul ettim. Orada da final oynadık. Son 25 yılın, neredeyse Japonya voleybol tarihinin en iyi servis rekorunu kırdım. Sezon sonuna doğru Japon Ligi’nin kalitesi beni tatmin etmemeye başladı. Daha önemli bir ligde, güçlü bir takımda oynamak istiyordum. İtalya’da güçlü bir takımda oynama fırsatı doğunca da bunu değerlendirdim. Sonuçta İtalya Ligi o dönem için dünyadaki en zorlu ligdi ve ben de burada tutunabileceğimi, kazanabileceğimi kanıtlamak istiyordum.
Japonya’nın ardından İtalya’ya dönüyorsun ve buradaki kariyerinde farklı takımlarda iki İtalya Şampiyonluğu, bir Süper Kupa Şampiyonluğu, bir Lig Kupası Şampiyonluğu yaşıyorsun. Aynı zamanda, 2009 senesinde LannuttiCuneo takımıyla Cev CUP Şampiyonluğu da yaşıyorsun ve organizasyonun “En İyi Blok Yapan Oyuncusu” seçiliyorsun. Bu önemli başarıları yakaladıktan sonra kariyerine İtalya’da devam etmemenin sebebi ne, oradaki misyonunu tamamladığını mı düşündün?
Beş sene önce oraya gittiğim zaman İtalya Ligi’nin seviyesi üst düzeydi. Ama krizden sonra şu anda gerçekten güçlü sadece iki takım kaldı. Bu iki takım içinde iyi bir seviyedeler diyebiliriz. Geri kalanlar temel olarak gerçekten alt seviyede takımlar haline geldiler. Bu üst seviyede olan iki takımdan birinde kalabilseydim devam ederdim. Ama zaten bu iki takım hem kendi formasyonlarına sahiplerdi hem de ikişer tane çok kuvvetli pasör çaprazları vardı, ihtiyaçları yoktu bana. Böylece buraya geldim çünkü Galatasaray bana bir şeyler kazanma fırsatı veriyordu.
Peki Galatasaray'ı tercih etme sebebin ne, transferin nasıl gerçekleşti?
Galatasaray bana kazanacak bir takımla oynama fırsatı veriyor. İtalya'da kalabilirdim, Rusya'ya gidebilirdim, Brezilya'ya gidebilirdim. Ama bütün bu teklifler arasında bana gerçekten kendi liginde kazanma fırsatını sunacak takımla gelen ve bunun üzerine bir de Avrupa'da oynanıp orada bir şeyler kazanma fırsatı veren Galatasaray oldu.
35 yaşında olgun bir oyuncusun. Bundan sonra voleyboldaki kariyer planın nedir?
Yapmayı bildiğim ve iyi yapmayı bildiğim tek şeyin bu olduğunu göz önünde bulundurarak vücudumun iyi oynamama izin verdiği son güne kadar voleybol oynamaya devam edeceğim. Bir
süreklilik, sahada sergileyebildiğim ve iyi oynayabildiğim sürece şuanda yaptığımı daha iyi yapmak için sonuna kadar mücadele edeceğim. Elbette artık kendimi geliştiremediğim, gerilediğim ve talihsizliklerin arttığı bir zaman gelecek. Ama dediğim gibi bedenim iyi oynamama izin verdiği sürece devam edeceğim.
Sezon başlangıcında Süper Kupa'da Fenerbahçe karşısında kötü bir oyunla 3 – 0 kaybettik. Ama ardından lige iyi bir başlangıç yaptık. Oynadığımız altı maçın beşini kazandık. Bunların arasında Halkbank ve Fenerbahçe galibiyetleri de var. Bu değişimi nasıl açıklıyorsun?
Her şeyden önce bilmemiz gerekiyor ki Fenerbahçe çok kaliteli bir ekip ve onlara karşı kaybedebiliriz. Ama bu onlara karşı kazanamayacağımız anlamına gelmiyor. Yani bütçe ve oyuncu karşılaşmasına baktığında bu kuvvetli takımlara karşı yalnızca çok çalışarak ve yüzde yüz performansımızı sahaya yansıtarak, üst düzey bir takım oyunu ortaya koyarak kazanabiliriz. Biz de ligde böyle bir periyot ortaya koyduk ve Süper Kupa’da mağlup olduğumuz Fenerbahçe’yi yendik. Sonuç olarak bir mucize yarattığımızı düşünmek de yanlış olur. Bizim devam eden süreçte, 2 – 3 aylık periyotta kazanan bir takım yaratmak içi çok çalışmamız ve çıkışımızı sezon sonuna kadar sürdürmemiz gerekiyor.
Takımımızın son durumunu nasıl buluyorsun, takımımızın güçlü olduğu yönler, eksik bıraktıklarımız sence neler?
Bizim takımımızda çalışmak isteyen, öğrenmek isteyen, ilerlemek isteyen ve şu an olduğundan ileri gitmek isteyen çok oyucu var. Bu bizim için önemli bir artı ve takımın seviyesinin yükselmesini sağlıyor. Bunun dışında çok önemli bir artımız daha var: Ulaş Kıyak. Burada mesele Ulaş’ın takımın en önemli oyuncusu olması değil, tüm yerli oyunculara örnek olması da tek başına değil. Aynı zamanda sürekli kazanmak isteyen bir insan olması, o isteğe, o arzuya sahip olması onu çok değerli kılıyor. Benim gözümde Ulaş takım için bir hazine. Kendisi zaten Türkiye’nin en iyi pasörü ve buna rağmen hala öğrenme ve gelişme isteği var. Şu ana kadar yaşadığımız sakatlıklar ise bizim için olumsuz oldu. Sakatlık yaşamadan, herkesin form tuttuğu ideal kadromuzla henüz oynayamadık. O yüzden tam gücümüzü ve performansımızı henüz yansıtamadık. Eksiklik olarak olmasa bile bizi olumsuz etkileyen bir durum olarak bunu söyleyebilirim.
Galatasaray erkek voleybolda en son 1988 – 1989 sezonunda şampiyonluk sevinci yaşamıştı. Şu anda böyle bir hedefimiz var mı, şampiyonluktan söz etmek için çok mu erken?
Hepimiz çok istiyoruz şampiyonluğu kazanmayı elbette. Ama kazanacağız demek için senin de söylediğin gibi çok erken. Aslında takımın durumu 3 – 4 ay sonra netleşecek. Bir de voleybol çok değişken sonuçların alınabildiği, yarışta avantajın anlık olaylarla el değiştirdiği bir oyun. Yaşanan bir sakatlık, bir maçta birkaç oyuncunun basit hataları her şeyi değiştirebilir. Netice olarak sezon sonunda şampiyon olmak istiyoruz ve bunun için çok çalışıyoruz. Ama şimdiden bu havaya girmek için erken olduğunu düşünüyorum.
Sence bu sezon zirve yarışında en önemli rakiplerimiz hangi takımlar olacak?
Fenerbahçe, Halkbank, ArkasSpor bizi bu yarışta en çok zorlayacak takımlar.

Galatasaray’ın oynadığı oyunun, kadro kalitesinin Şampiyonlar Ligi seviyesinde olduğu söyleniyor. Bunu göz önüne alarak Challenge Cup’ın en büyük favorisi Galatasaray diyebilir miyiz?
Challenge Cup’ta kesinlikle bizden çok daha fazla yatırım yapmış iki takım daha var. Bunlardan biri Rusya temsilcisi Ural Ufa, diğeri de İtalyan takımı Piacenza. Bu iki ekip de ciddi yatırımlar yaptılar ve çok güçlü ekipler. Tabii ki bu durum onlara karşı kazanamayacağımız anlamına gelmez ama tek ve en büyük favoriyiz diyemem.
Türkiye'ye daha önce de gelmiştin en çok nereleri sevdin, nereleri gezme imkânı buldun?
Tabii ki İstanbul’u çok sevdim. İstanbul'da çok güzel yerler var. Boğazdaki Galatasaray Adası en beğendiğim yerlerden biri. Aynı şekilde Galatasaray'ın Kalamış Tesisleri de çok hoşuma gidiyor. Tarihi yerlere de daha önce gitmiştim ama çok kalabalık oralar. Eşimin hamile olmasından dolayı da bu dönem daha sakin yerleri tercih ediyoruz.
Yoğun bir tempoda çalışıyorsun. Ailenle vakit geçirmek için zaman bulabiliyor musun?
Hafta içerisinde pek fırsatımız olmuyor. Çocuklarımı sabah okula götürüyorum sonra ben antrenman yaparken onlar geri dönüyorlar. Ben eve döndüğüm zaman onlar ödevlerini yapıyorlar sonra banyolarını yapıp yatıyorlar. O yüzden pek fırsatımız olmuyor haftaiçi beraber vakit geçirmeye. Cumartesi – Pazar zaten maç yapıyoruz. Çocuklarımda maçlara geliyorlar. Ailemle çok daha fazla vakit geçirebilmeyi isterdim ama sonuçta onların geleceği için çalışıyorum ben de. Belki ben sporu bıraktığım zaman onlarla geçirebilecek çok daha fazla vaktim olacak ama onlar çoktan büyümüş olacaklar ve o zaman belki onlar benimle beraber olmak istemeyecekler. Hayat böyle.
Galatasaray taraftarını nasıl buluyorsun?
Taraftarımızın karşısında top oynamak benim çok hoşuma gidiyor. Onların desteği bizim için çok önemli. Nihayete baktığında bu bir şov ve şov için seyirci kitlesine ihtiyaç var. Şu ana kadar bizim yanımızda oldular ama bundan sonra tribünleri her maçta doldururlarsa çok daha mutlu olurum.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam