Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Tenisin rastası Dustin Brown

Eurosport Türkiye

Güncellendi 03/07/2015 - 11:50 GMT+3

Wimbledon'da Rafael Nadal'ı eleyerek büyük ses getiren Dustin Brown'ı daha yakından tanıyalım.

Dustin Brown - Wimbledon 2015

Görsel kaynağı: Reuters

Wimbledon'da elemelerden gelerek ana tabloya katılan Dustin Brown, ikinci turda Rafael Nadal'ı eleyerek büyük bir sürprize imza attı. Korttaki sıradışı görüntüsüyle dikkat çeken Brown'ın geçmişi ve karakteri de bir o kadar ilgi çekici.
8 Aralık 1984'te Batı Almanya'nın Celle kentinde dünyaya gelen Dustin Brown, Jamaikalı bir baba ile Alman bir annenin çocuğu. Almanya'da küçük yaşta sporla tanışan Brown, hentbol, futbol ve judo sporlarını da denedikten sonra teniste karar kılmış. Babası Leroy ile annesi Inge 1996'da Jamaika'ya taşınmaya karar verince Montego Bay'deki halka açık kortlarda hayalinin peşinde koşmaya devam eden Brown, 2010'da Futures serisinde mücadele edecek seviyeye gelmeyi başarmış.
picture

Dustin Brown - Wimbledon 2015

Görsel kaynağı: Reuters

Jamaika'daki köklerine sıkı şekilde bağlı olan Brown, 19 yıldır hiç kestirmediği saçları, küpeleri ve piercingleriyle tam bir rasta. Tarzı nedeniyle hem çocukluğunda, hem de ilerleyen yıllarda pek çok kez önyargılı tavırlarla karşılaşan Brown, bir röportajında hala zaman zaman Almanya'da barlara ve kulüplere girmekte zorluk çektiğini söylemişti.
Brown'ın gövdesinde dünkü Nadal maçında tişört değiştirdiği esnada görüntüye gelen dev bir dövme bulunuyor. Bu dövmede yer alan portrenin Jamaikalı efsane müzisyenler Bob Marley ve Dennis Brown'a ait olduğu iddia edilse de, Dustin Brown daha sonra dövmede resmedilen kişinin babası olduğunu açıkladı.
picture

Dustin Brown'ın dövmesi

Görsel kaynağı: Reuters

Dünkü zafer, Dustin Brown'ın Rafael Nadal'a karşı aldığı ilk galibiyet değil. Brown, Rafa'yı geçen yıl Almanya'nın Halle kentinde oynanan turnuvada, yine çim zeminde mağlup etmişti. İlginçtir, Brown'ın daha önce Wimbledon'da eski bir şampiyonu devirmişliği de var. 2013'te ikinci turda karşılaştığı 2002 şampiyonu Lleyton Hewitt'i tıpkı Nadal maçında olduğu gibi dört sette deviren Brown, Hewitt maçından sonra yaşadığı duyguları, "Normalde pek ağlayan biri değilim, ama maçtan sonra çocuk gibi ağlamıştım" sözleriyle açıklamıştı.
Elde ettiği önemli galibiyetlerin Brown'ı bu kadar duygusallaştırmasının nedenini belki de geçmişte aramak gerek. 30 yaşındaki oyuncu kendine bir tenis kariyeri inşa etmek için büyük zorluklara göğüs germiş. Jamaika Tenis Federasyonu'ndan aradığı desteği bulamayan Brown, Avrupa içinde turnuvadan turnuvaya seyahat ederken ebeveynlerinin aldığı bir karavanı hem araç, hem de ev olarak kullanmış. Kimi zaman karavanına benzin koyacak parayı, diğer tenis turnuvalarında mücadele eden oyuncuların raketlerine kordaj çekerek kazanmış.
Brown şu anda dünya 102 numarası. Kariyerinde ulaştığı en yüksek nokta ise 78. basamak. Görüntüsüyle ve oyun tarzıyla aslında korta ait değilmiş gibi duran bu garip adamı, sadece Nadal'ı yendiği için değil, daha iyi bir noktaya gelmek için verdiği çaba için de takdir etmek gerek. Brown sonlarına yaklaştığı kariyerinin geri kalanında elbette elit bir oyuncu olmayacak, fakat en azından hafızalarda kendine bir yer edinmeyi garantiledi.
Tolga İnan -
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam