Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Çağla ile röportaj

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 08/08/2011 - 14:46 GMT+3

Türk tenisinin yükselen yıldızlarından Çağla Büyükakçay, Eurosport.com Türkiye'nin sorularını yanıtladı. Genç raket medyanın tenise olan ilgisizliğinden şikayetçi.

çağla büyükakçay

Görsel kaynağı: Eurosport

Türk tenisindeki durum hepimizin malumu. Yeterli tesis ve düzenli işleyen altyapı yoksunluğunda tutunabildiğimiz tek dal bireysel başarılar oluyor. İşte kadınlar tenisinde geleceğe umutla bakmamızı sağlayan isimlerden biri de Çağla Büyükakçay. 21 yaşındaki milli tenisçi ile yükselişinin ardındaki etmenler ve bu seviyeye gelirken yaşadığı zorluklar hakkında bir söyleşi yaptık.
Türkiye’nin sıcak kenti Adana’da doğan Çağla, yaşadığı yerin bu özelliğini almış. Röportajın başından sonuna içten tavırları ve gülen gözleri ile sorularımızı cevapladı. Ailesinin de spor kültürünün içinden gelmesinin yardımıyla sekiz yaşında tenise başlayan Çağla, “Ailem beni sabah dokuzda kulübe bırakır akşam dokuzda alırdı. Tenis benim için hep bambaşkaydı” diyerek bu spora olan bağlılığını belirtti.
Profesyonel tenisçi olmayı kafasına koyduktan sonra ABD’ye gidip okul ve kariyerini birlikte sürdürmeyi düşündüğünü belirten milli raket sonra bu fikrinden vazgeçtiğini söyledi:
“Adana küçük bir yer olduğu için tenis profesyonel bir meslek olarak görülmüyordu ve bir örnek yoktu önümde. Bu yüzden Amerika’ya gitmeyi düşünüyordum. Hem iyi bir şekilde okur, akademik kariyer yaparım hem de tenise devam edebilirim diye.
“Ben 12 yaşındayken şampiyonluklar başladı. Ardından 15 yaşında Enka’ya transfer oldum. Aslında Amerika yine aklımdaydı ama Amerika’dan dönen tanıdıklarımın tenisinin gerilediğini gördüm. Bu yüzden gitmekten vazgeçtim.”
İlk sponsor
Bu kararının çok yanlış olabileceğini ve cesur bir adım attığını söyleyen 21 yaşındaki tenisçi, “Çünkü sponsor bulamayabilirdim ve burada kalıp sıradan bir bölüm okuyor olabilirdim. Şanslıydım ki sponsor buldum. Soyak İnşaat’tan teklif geldiğinde pek şaşırmadım ama ailem çok telaş yaptı. Profesyonel bir tenisçi olmanın zorluklarından bahsettiler” ifadelerini kullandı.
Şimdilerde Turkcell’in desteğini arkasına alarak başarıya koşan Çağla, ilk sponsorunun kapanmasıyla iki sene boyunca büyük sıkıntılar yaşamış:
“Çok kötü bir süreçti. İki sene yalnız kaldım ve desteksiz olmayacağını çok iyi anladım. O sırada Marmara Üniversitesi Spor Yöneticiliği’ne girdim yine de vazgeçmedim tenisten. Ayrıca Federasyon da destekledi ve maddi bir sıkıntı yaşamadık. Şimdi Turkcell’le çok daha motiveyim ve büyük turnuvalarda oynamaya başladım.”
Çağla, Türk tenisinde öncü bir ismin olmamasından da şikayetçi. Şu anki sıralamasının kendisini tatmin ettiğini ama yükselmek zorunda olduğunu da söyleyen dünya 232 numarası, “Önümüzde birileri olsaydı daha hızlı ilerlerdik. O zamanlar 400 numarada olmayı başarı sayıyorduk” dedi ve gelecekte deneyimlerini kendinden küçüklere aktarmak istediğini de ekledi.
Türkiye’de tenisin geleceği
Tenisin okul yaşantısını etkilediğini belirten genç raketi devam zorunluluğu üzüyor. Profesyonel tenisçi olmanın kendine özgüven aşıladığını anlatan Çağla şunları söyledi:
picture

jelena jankovic, cağla büyükakçay

Görsel kaynağı: AA

“Ben küçüklüğümden beri sorumluluk sahibi biriydim aslında. Ama profesyonel olmak gerçekten disiplinli olmayı gerektiriyor. En önemlisi özgüven sahibi oluyorsun çünkü sürekli gezip görüyorsun bu anlamda çok şey katıyor. En güzeli de Türkiye’ye bir şeyler kazandırıyor olmak. Hep bir zihniyet vardı ‘Türkiye teniste ilerlemez’ diye. Bu yıkılabilir bence mesela; teniste ben varım ve gençler için bu motive edici bir şey. Şu an gençler çok iyi imkanlara sahipler.”
Tam da bu noktada “ilerlemez” diyen zihniyeti sorduk başarılı tenisçiye. Türkiye’de spor medyasında yalan yanlış haberler yapılan, çoğu kodaman spor yazarının hakkında hiçbir şey bilmemesine rağmen atıp tuttuğu bu spor dalı Çağla’ya göre Türkiye’de gerekli ilgiyi görüyor muydu?
“Türkiye’de tenis ilerledi. Eskiden çok tenisçi vardı ama büyük şirketlerden hiçbiri sponsor olmuyordu. Şimdi büyük şirketler de destekliyor. Ayrıca gazeteler her hafta Marsel ile benim sıralama haberlerimi yayınlıyor. Hatta Marsel manşet haberi olmuştu geçenlerde. Son bir iki senede Federasyon’un yaptığı çalışmaların da katkısıyla çok daha iyi şeyler olacağına inanıyorum. Tabii bazılarının “Wimbledon ne?” diye sordukları da oluyor ve ben buna çok üzülüyorum. Futbola ait her şeyi biliyorlar ama tenisten hiç haberleri yok. Bunun yıkılması da gençlerinin ilgisinin artmasına bağlı.”
“Derece var mı, derece? Haber yapalım mı?”Genç tenisçi kendisini üzen bir anekdotu da ekledi:
“Bodrum'a tatile gittiğimde Diyarbakırlı bir garson gelip beni tebrik etti, ‘Çağla hanım tebrikler dört basamak yükselmişsiniz’ dedi. Bu benim çok hoşuma gitti, Doğu’dan böyle bir ilgi olması. O sırada medyadan yetkili birisi de oradaydı. Otelin  müdürü beni tanıştırdı ‘işte milli tenisçimiz’ diye. Adamın tepkisi ‘Derece var mı derece, yayınlayayım mı?’ oldu. Ki bu kişi İstanbul’da gayet modern yaşıyor ve medyayı temsilen orda olmasına rağmen bu davranışı çok üzücü. Ben çok genç olduğum için buna takılmıyorum. Yani daha başarılı oldukça zaten tanımak zorundalar tıpkı Marsel’in şu an bilinmesi gibi.”
Bu sinir bozucu anıdan sonra tekrar tenise döndük. Kasım ayında göreve başlayan çalıştırıcısı John Banes ile gayet uyumlu bir ikili olduklarını belirten Çağla, “John’u İstanbul’da görmüştüm ilk. Sonra ben Avustralya’ya gittim orada çalıştık. Turkcell sponsorum olduktan sonra Türkiye’ye getirtti. Yaşı benden büyük olmasına rağmen iletişimimiz çok güzel bundan öte John’un analiz yönü çok güçlü. Kort dışında puan oynarken açıkları rahatlıkla görebiliyor ve bana da bu yönden çok destek sağladı. Böylelikle hangi yönüm zayıf ve ne yapmam gerekiyor öğrenip ona göre davranıyorum” şeklinde konuştu.
Wimbledon öncesi vize sorunu
Çağla Roland Garros ve Wimbledon elemelerinde bu yıl şanssız kuralar çekti. Çim kort uzmanı olan Tamarine Tanasugarn ile karşılaşıp 6-2/6-0’lık sonuçla kaybeden milli tenisçinin bu kötü sonucunun ardında başka bir olay da yatıyor:
picture

çağla büyükakçay

Görsel kaynağı: Resmi Siteden Alınmıştır

“Tanasugarn'a çok şaşırdım. Herkesi çok rahat yendi. Hiç 34 gibi durmuyor, ondan öğrenecek çok şeyim var. Ama ben İngiltere'ye giderken büyük sıkıntı çektim. Vizede sorun yaşadım. Hazırlık turnuvalarında oynayamadım. Üç gün önce gidebildim, iki gün yağmur yağdı ve ben toplamda 3-4 saat çalışabildim.”
Sporculara vize konusunda neden bu kadar sıkıntı çıkartılır anlam veremeyerek röportajın sonuna geldik. Çağla’nın önündeki en büyük turnuva, sezonun son Grand Slam’i olan Amerika Açık:
“Amerika Açık için hazırlıklar devam ediyor. Bu hafta Rusya'da bir turnuva var 50 bin dolar ödüllü. Orada oynayacağım. 22'sinde Amerika'da eleme maçları başlıyor. 4-5 gün kala New York’a gideceğim.”
Genç tenisçi yıl sonu hedefi olan ilk 150’ye girme konusunda umut saçıyor. Biz de İstanbul’daki turnuvalarında tribünden desteklemek için söz verip onu günün ikinci antrenmanına uğurlayarak röportajı bitirdik.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam