"Kaçan siyah ve..."

Snooker tarihinin hayal kırıklıkları listesi yapılsa, şüphesiz ki başı çekmeye en büyük aday Jimmy’nin Dünya Şampiyonası hikayesi olur. Hendry’ye kaybedilen finaller ise adeta bir şarkının nakaratı gibi.

Aslında Jimmy için hikaye Hendry’den çok daha önce başladı ancak bir çok anlamda rekorlara tanıklık eden 90’lı yıllar akıllara en çok kazınan kısım oldu. Whirlwind ilk finali olan 84 yılında Davis’e 18-16 kaybetmişti, ama telaşa gerek yoktu. 12-4 geri düştüğü maçta skoru 16-15’e kadar getirmişti. Üstelik henüz 22 yaşında bir gençti ve önünde uzun yıllar vardı. Atak ve hızlı oyunu hatta diğer oyuncuların sadece hayal edebileceği vuruşlar yapmasıyla Jimmy izleyicilerin sevgilisi olmuştu bile.

90’lı yıllar başladığında beklenen final geldi. Turnuvaya damgasını Alex Higgins vurmuştu. Rakibi Steve James’e ilk turda alenen Hurricane basın toplantısından önce görevli memuru yumruklamış ve emekliliğini açıklamıştı. Yarı finalde son üç yılın şampiyonu Steve Davis’i geçen Jimmy’nin karşısında henüz 21 yaşında olan bir çocuk vardı. Ağır favori olan Jimmy, snookerın Altın Çocuğu’na 12-18 mağlup olmuş ve ikinci finalden de eli boş dönmüştü. Takip eden yılda yine final gören oyuncunun yolunu bu kez John Parrot kesti. Jimmy bu kez 18-11 kaybederken, insanlar birbirlerine Jimmy’nin şampiyon olup olmayacağını sormaya başlamışlardı bile.

92 yılını çok iyi geçiren Whirlwind, Crucible’da da harika bir başlangıç yapmıştı. Daha ilk turda 147 gerçekleştiren oyuncu, iki Kanadalı rakibine, McManus’u da ekleyerek finalde yerini aldı. Rakibi tahmin edebilirsiniz : “Hendry”. Bu kez kupa çok daha yakın gözüküyordu. Jimmy 14-8 öne geçmiş ve şampiyonluk için nefesler tutulmuştu ancak Hendry’den yeni bir rekor daha geldi. Toplamda 10 frame üst üste kazanan İskoç oyuncu rakibini ağır bir hüsrana uğratmıştı. Jimmy gerçekten şampiyon olamayacak mıydı?

93 yılında konuşulan yeni bir kahraman daha vardı. Konu ise 17 yaşında Birleşik Krallık Şampiyonu olan bu çocuğunun (Ronnie O'Sullivan) Hendry’nin en genç Dünya Şampiyonu unvanına sahip olup olamayacağıydı. Ancak Hendry o yıl da performansından bir şey kaybetmemiş, Masters ve Internetional Open’da şampiyonluk kazanmıştı. Jimmy de rakibinden pek farklı değildi. Nitekim bu performanslarla beraber Sheffield’da finalin ismi yine değişmemişti. Bir önceki senenin travmasından olacak ki, Jimmy ağır bir şekilde, 18-5 kaybetmişti. Seyirciler Jimmy’nin hiç bir zaman şampiyon olamayacağına ikna olmuş gibilerdi.

Ve 1994...
Şüphe yok ki bu yıl Jimmy hayranları tarafından hala acıyla hatırlanıyor. Hendry turnuvaya hızlı bir şekilde girmiş ancak sonrasında parmağından bir sakatlık yaşamıştı. Turnuvaya devam edip edemeyeceği konuşulurken geri dönen İskoç, Steve Davis, Nigel Bond gibi isimleri bir bir geçerek finalde yerini yine almıştı. Jimmy için de değişen bir şey yoktu aslında. Bir alışkanlığı yerine getirir gibi finale yükselmişti. İkili arasında soluğu kesecek tek finaldi belki de. Skor 17-17’ye kadar gelmiş ve karar oyununda ıstaka Jimmy’deydi. Her vuruştan sonra heyecanı giderek artan seyirciye TV başında 13.8 milyon kişi eşlik ediyordu. Ama kaçan siyahla beraber herkes suskunluğa gömüldü. Öyle ki maçın anlatımında yer alan Dennis Taylor bile bir süre sessiz kalmıştı. Boş bakışları eşliğinde rakibinin masayı temizlemesini izleyen Whirlwind yine kaybetmişti hem de doğum gününde. Maç sonrasında Hendry için, biraz şaka yollu ama içten gelerek “Artık canımı sıkmaya başladı.” diyen Jimmy için final serileri de sona ermişti.

Bu final serileri Jimmy’e tutkuyla bağlı bir çok izleyicide derin yaralar açtı. Hayranlarının olan bitenlerle ilgili söylediklerininden en çok dikkatimi çeken şuydu; “Maçın ardından hemen yatağıma gittim ve yorganın altına girdim. Artık şampiyon olamayacağını biliyordum."

Whirwind’ın bu şanssızlığı “En önemliyi kazanamayan büyük oyuncular” gibi listelerde yer almasına da sebep oldu. Jimmy’nin, rakip Hendry iken ortaya çıkan yüz ifadeleri BBC’nin de dikkatini çekmişti. Öyle ki “They Think It's All Over” isimli komedi programında bu mimikler izleyiciyle buluşmuştu.

Unutmandan, Hendry’nin gençlik yıllarında Jimmy’nin oyunundan ilham aldığı söylenir. Hatta Jimmy’nin çoğu maçını kaydedip, tekrar tekrar izlediği ve onun yaptığı vuruşları yapmaya çalıştığı da.