Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

"Amaç Yıldırım'ı kazımak"

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 17/08/2011 - 20:53 GMT+3

Şike soruşturması ülkenin politika yazarlarının da çekim alanına girdi. Yazarlar, bugünkü köşelerinde Federasyon’un kararını değerlendirdi.

aziz yıldırım

Görsel kaynağı: AA

Fehmi Koru / Star
Aransa taransa, dünya adalet tarihinde, bu kadar yasak savmacı, bu kadar nanemolla, bu kadar idare-i maslahatçı bir karar bulunamaz...
Farkında olmayabilir, ama Federasyon’un yaptığı da ‘adalet’ kavramıyla ilintilidir. Kendilerine düşen adalet dağıtma rolünü yargının sırtına bırakmakla görevden resmen kaçmış oldu Futbol Federasyonu üyeleri... Savcılar iddianameyi kaleme alacak, mahkemeye sunacak, yargıçlar dava açılmasına karar verecek; Federasyon da bunun üzerine dosyayı yeniden açacak...
Kusura bakmasınlar, ama ligi bir ay ertelemeden de alabilirlerdi bu kararı... Dosyanın üzerindeki ‘gizlilik’ damgasına rağmen kendilerine sunulan belgeleri henüz görmemiş, gazete manşetlerini işgal eden ‘kanıt’ niteliğindeki telefon konuşmalarının metinleri yayınlanmamış ve ‘itiraf’ mahiyetindeki ifadeler kamuoyuyla paylaşılmamışken...
“Önemli olan lig, onu kurtaralım” demişler...
“Ligi kurtaralım” derken ülkemiz futbolunu öldürüyor olmayalım?
Varılacak kararın, bireysel rakipleri teker teker idam mangası önüne gönderirken, o kişilerin uğruna ipe gitmeyi göze aldıkları takımları kurtarma yönünde olacağı herkesin dilindeydi. Diplerde dolaşan FB hisse senetlerinin geçen hafta yüzde 35 değer kazanmasını kararın önceden bilinmesinden başka neyle açıklayabiliriz?
Mehmet Y. Yılmaz / Hürriyet
Federasyon soruşturmasını kendi yöntemleri ile yapabilir ve bir karara varabilirdi. Mahkeme sonucunda çıkan duruma bakarak kararını değiştirmesinde de bir sakınca yoktu.
Yine söyleyeyim: Futbol Federasyonu iddianameye bakarak da karar veremez.
Adı üzerinde bu bir “iddianame” olacak ve savcılık mahkemede bu iddialarını kanıtlayıncaya kadar “kesin doğru” olarak kabul edilemeyecek bir metin.
İddianamelerde yazılı suç isnatlarının yarısından fazlasının mahkemelerde kanıtlanamadığını da biliyoruz.Yargı kararının kesinleşmesinin ülkemizde ne kadar uzun sürdüğünü de unutmayalım.
Daha önce de yazdığım gibi Federasyon organları “mahkeme” değildir.
Sürmekte olan bir yargılamaya paralel bir yargılama yapamaz, böyle bir durumda kararı ne yönde olursa olsun bu mahkemenin iradesinin yerine geçmek demektir, mahkeme kararını etki altına almak demektir.
Sedat Tunalı / Taraf
Temmuz'da başlayan operasyonun neredeyse bir buçuk ay sonrasına “şaşaalı bir basın toplantısı” koymanın, bu toplantıda uzun uzun konuşup eyyam ansiklopedisine önsöz yazmanın, çakma gazetecilerin önceden ellerine tutuşturulmuş hissi verilen sorucuklarına çakma bir heybetle cevap vermenin, hâsılı, yasaların ve toplumsal kanaatin yarattığı büyük beklentiyi bir kişinin hayaline heba eden trajikomik bir tiyatronun ikinci perdesini izlettirmenin tek bir anlamı vardı.
Bekle Türkiye! Tiyatromuzun 3. ve son perdesinde Mehmet Ali Aydınlar önce Federasyon Başkanlığı’ndan istifa edecek, ardından da o hayalini kurduğu koltuğa, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanlık koltuğuna oturacak!

Ergun Babahan / Star
Federasyon, usta hukukçulardan oluşan Etik Kurulu’nun görüşüne uyarak ‘’Elimizde şike vardır diyebilmek için yeterli delil mevcut değil’’ dedi.
Şimdi, Etik Kurulu’nun uzman hukukçulardan oluştuğunu kabul edersek, savcılığın yeterli olmayan delillerle tutuklama talep ettiğini, mahkemenin de bu yetersiz delillere dayanarak tutuklama kararı verdiğini görmeliyiz.
Etik Kurulu’nun yeterli bulmadığı deliller, mahkemeler tarafından tutuklama gibi ağır bir tedbir için nasıl yeterli görüldü?
Bu cevaba muhtaç bir sorudur ve Türkiye yargı sisteminin en ağır sorununa işaret etmektedir.
Görülen o ki, bazı merkezler Aziz Yıldırım’ın kafasının koparılması ama kurumsal olarak Fenerbahçe’nin bu işten sıyırmasına karar vermiş.
Hukukun içine başka hesaplar girmiş durumda.
Başka türlü şikeyi tespit için yeterli delil olmadan Aziz Yıldırım ve diğer sanıkların tedbirli olarak Disiplin Kurulu’na verilmesi izah edilemez.
Amacın Aziz Yıldırım’ı Fenerbahçe’den ve Türkiye futbolundan kazımak olduğu açık.
Bazıları için bu amaç doğru olabilir ama hukukun bu amaç için kullanılması vahimdir.
Gelişmeler hem futbola, hem de adalete gölge düşürür nitelikte.

Cüneyt Özdemir / Radikal
TFF'nln lüks otelde yaptığı ve içinden hiçbir şey çıkmayan basın açıklaması bana Sadri Alışık'ın Ofsayt Osman'ın hakim karşısında hepimizi gözyaşlarına boğan o savunmasını hatırlattı. Bilmem filmi hatırlayanınız var mı, hani şu Tophane'nin en bıçkın delikanlılarından Ofsayt Osman'ın hikayesi.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam