Alex de Souza Eurosport

Uluslararası Okul Sporları Federasyonu tarafından bu yıl ikincisi gerçekleşecek olan Dünya Liselerarası Futsal Şampiyonası’nın basın toplantısı bugün Çırağan Sarayı’nda yapıldı.

Toplantının dikkat çeken ismi elbette Fenerbahçe kaptanı Alex de Souza idi…

Futsal kökenli olan ve futbolu ‘mesleği’, futsalı ise ‘hobisi’ olarak gören Alex, böyle bir şampiyonanın yüzü olmaktan dolayı çok mutlu görünüyordu. Futsal futbolun temel taşıdır diyen Alex de Souza, Çırağan’da sadece Eurosport.com Türkiye’nin sorularını yanıtladı.

Basın toplantısında “Dünya Futsal Şampiyonası’nın ilkinin kendi ülkemde (Brezilya), ikincisinin ise yine kendi ülkemde (Türkiye) yapılması benim için ayrıca gurur verici” diyen Alex'in mutlu olduğu gözlerden kaçmıyordu.

Samet Güzel’le birlikte gerçekleştirdiğimiz söyleşide Alex’in futsal ile ilgili paylaşımlar yapması yüzüne gülücük olarak yansımıştı. Söyleşiye futsalla başladık, keyifli sohbet bizi Süper Lig’e götürdü…

Türkiye’de futsalın gelişmesi için neler yapılması gerek? Bir futsal fanatiği olarak senin sözlerini alabilir miyiz?
Aslında ben futsalın canlı olduğunu bile bilmiyordum. Bu sayede öğrenmiş oldum. Diğer ülkelerde yapıldığı gibi yapılması gerekiyor bence. Altı-yedi yaşından itibaren çocuklar değerlendirilmeli ve kategori kategori eğitmek ve sonuç olarak da bu çocukların büyüdüklerinde iyi birer futbolcu olabilmelerini sağlamalı. Bu da elbette federasyon kurmak ve akabinde gerekli yatırımları yapmakla olacak bir şey.

Garrincha, Socrates, Zico gibi isimler de futsalda boy göstermiş efsaneler. Onlardan kendine örnek aldığın biri var mı? Futsala böyle isimlerin sayesinde mi başladın?
Garrincha’yı izleme fırsatım olmadı ama Socrates’i izledim. Elbette örnek aldığım isimler arasında ikisi de yer alıyor. Ama bu tip isimlerden ziyade benim en çok izlediğim ve kendime örnek aldığım kişiler arasında Zico vardır. Zico çok uzun yıllar boyunca salon futbolu oynadı ve o dönemden itibaren takip etme fırsatı buldum. Dediğim gibi futsalın, futbol içindeki temel taşlardan biri olduğunu düşünüyorum. Temeli orada aldıktan sonra futbolda olumlu sonuçlar almak daha net oluyor.

Kısa sürede karar verme yeteneğini futsal sayesinde mi geliştirdin? Acaba kısa sürede karar verdiğin için mi futsalı seçtin, yoksa futsal sayesinde mi bu kadar hızlı kararlar alabiliyorsun?
Futsal benim futboldaki gelişimimi sağladı ve yeteneklerimi arttırdı. Çünkü futsala başlamadan evvel ben de her çocuk gibi topu alıp herkesi çalımlamaya çalışıyordum. Fakat hocalarımın beni uyarmasıyla, çalışmalarımızla, idmanlarımızla bendeki bu yeteneği ortaya çıkardım hem de mental olarak gelişmiş oldum. Böylece dar alanda hızlı karar verebilmeyi öğrendim.

Türkiye’de mahalle aralarında oynanan top gençlerin tekniğini geliştirdiğine dair klişelere sebebiyet vermiştir. Türk insanı da en az Brezilyalılar kadar futsala yatkın mı?
Seksen milyonluk bir ülke ve futbola olan bir tutku, aşk var. Temelden itibaren iyi eğitim verdiğiniz takdirde, bu çocukları iyi bir şekilde yonttuğunuz zaman neden Türkiye’deki oyuncular da Brezilyalılar gibi olmasın. Ben kalitenin olduğuna inanıyorum ama iyi bir şekil verilirse…

Eurosport’u izliyor musun? Eurosport ekranlarında futsal yayınlarını takip etme şansın oluyor mu? Bununla birlikte futbol dışında hangi sporları takip ediyorsun?
Elbette izliyorum. Salon futbolu maçlarını izliyorum. Aynı zamanda tenis, hentbol, bazı kış sporlarını takip etmeye çalışıyorum. Fırsat bulduğumda bakmaya çalışıyorum Eurosport’a.

Okumayı çok sevdiğini biliyoruz. Geçtiğimiz yılın sonunda sizin gibi okumayı çok seven, İspanyol futbolcu Javi Poves profesyonel olarak futboldan emekli oldu. Nedeni ise futbolun kapitalist düzeninin bir pislik olduğunu vurgulamasıydı. Sence de bu kadar rahatsız edici bir düzen var mı?
Kendisini biliyorum ve neden futbolu bıraktığını da biliyorum. Ancak saygı duymakla birlikte ona katılmadığımı söyleyebilirim. Kendi düşüncesidir, elbette herkesin dünya görüşü ayrıdır. Kendi ideolojisine göre böyle bir karar aldı… Ben katılmıyorum.

Yaklaşık sekiz yıldır Türkiye’desin. Brezilya’ya dair duyduğun en büyük özlem ne konuda? Brezilya’da olup, Türkiye’de olmayan neleri özlüyorsun?
Özlem var. Dostlarımıza karşı, ailemize karşı… Brezilya’daki hayat düzenimiz buradakine göre çok farklı. Ancak bilmemiz gereken bir şey var. Eğer farklı bir yeri çok özlüyorsanız, bulunduğunuz yerden zevk alamazsınız. O yüzden ben burada olmaktan büyük keyif alıyorum. Türkiye’de yaşarken Brezilya’daki hayatımı düşünemem. O nedenle buranın tadını çıkartıyorum.

Play-off sistemi ve Fenerbahçe’nin şampiyonluk şansı için neler düşünüyorsun?
Elbette şampiyonluk şansımız var. Play-off sistemine de değinecek olursak, eğer bu sistem olmasaydı Galatasaray çoktan şampiyondu. Bu şansı yaratmak bizim elimizde. Dört-beş puanlık bir fark Galatasaray’la aramızda. Ancak bütün maçlarımızı aldığımız zaman şampiyon biz olacağız.

Eğer play-off sistemi olmasaydı maçlara daha farklı bir ruh haliyle çıkabilirler miydi? Bu puan farkı daha az olur muydu?
Bence bu kadar puan farkı olmazdı. Çünkü isteyin ya da istemeyin hep böyle şeyler kafalarda dolanıyor: “İkinci bir şansımız olacak.” Bu nedenle benim görüşüme göre bu kadar büyük puan farkı olmazdı diye düşünüyorum.

Fenerbahçe’nin tecrübeli tercümanı Samet Güzel ve muhteşem bir manzaranın eşlik ettiği sohbetimiz böylece son buldu. Alex’e şampiyonluk yolunda başarılar dilerken, o çalışanların isteklerini kırmayarak, sabırla poz vermeye başladı tekrar...