Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Fenerbahçe yola devam ediyor

Eurosport
TarafındanEurosport

Yayınlandı 26/10/2013 - 15:11 GMT+3

Gaziantepspor ve Barcelona zaferleriyle ikiye bölünmek durumunda kalan Fenerbahçe'yi, Bozurt K. Yılmaz yazdı.

Fenerbahçe oyuncularının gol sevincinde Salih Uçan ve Baroni

Görsel kaynağı: AA

İşinden çok memnunken bir başka firmadan daha yüksek maaş teklif almış adamın kararsızlığındaki Fenerbahçeliler hafta boyunca “hangisini seçsem” diye düşündüler. Haliyle “Fenerbahçe‘nin 2 maçı neden aynı gün aynı saatte” sorusuna cevap veren çıkmadı. Birisi çıkıp “Yapacak bir şey yok. Ay tutulması gibi 33 yılda bir aynı güne denk gelir” bile demedi. Böylece taraftar “basketçiler” ve “futbolcular” diye ikiye bölündü. “Obradoviç’e güveniyorum, o işi bilir. Ben futbol maçına gidiyorum” diyenlerin en yakın dostları “Ben de Ersun Hoca’ya güveniyorum, Barcelona maçındayım” cevabını verdiler…
Futbol maçına gidenler adeta Mayıs ayında bir gün yaşadılar.Hayır,hava durumu olarak değil.Hani Mayıs ayında yarış iyice kızışmışken stadyumda maç izlerken kulağınızda radyo rakibin maçını dinlersiniz ya, işte aynen öyle bir ortam vardı. Tek fark taraftarlar rakibin değil birkaç kilometre ötede oynanan kendi maçlarını dinliyorlardı.
Maça Fenerbahçe yine boğucu bir baskıyla başladı. Gaziantepsporlu futbolcular Alper Potuk’a 3 faul yaptıklarında dakikalar sadece yediyi gösteriyordu. Zaten bir maçı seyredip bir maçı dinlerken kafası 3 saat test çözmüş öğrenci bulanıklığına gelmiş taraftarlar “kaç faulde çıkılıyor” esprisini gerçek sanmışken Alper sahneye çıktı. Eskişehirspor-Kamuyu Aydınlatma Platformu (kısa bir süre) ve Fenerbahçe formalarını giydiği kısacık futbol hayatının en verimli maçlarından birini çıkarmaya beyin ve beden olarak hazırım mesajını verdi. Emir ve Bo McCalebb’in asistlerini kaçıran taraftarına bir jest yaptı. Emenike de kafasını kullanıp ,Bogdanoviç bitiriciliğiyle Fenerbahçe’yi 1-0 öne geçirdi.Gol sonrası güzel bir sürpriz de vardı. Gollerden sonra çalan “Opus –Live is life” yerini Berkant’ın Samanyolu şarkısına bırakmıştı ve tribünler “Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek” diyerek olağanüstü bir koronun solistleri olmuştu.
Fenerbahçe , “babasından uzaktan kumandalı araba isteyen” bir çocuğun bıkmaz tükenmez baskısına benzer bir ısrarcılıkla davrandı,sahanın her köşesinde pres yapmaya devam etti. Caner’in topuk pası, Baroni’nin gol pası oldu. Sow futbolculuk maharetlerini gösterip golünü attığında Samanyolu’nun “uzaklara kaçsak seninle biz” bölümü söyleniyordu… O dakikalarda “bizimkiler farkı 8 sayı yapmış” haberleri yerini “fark 12 olmuş”a bırakmıştı. Devrenin bitmesine 1 dakika kala tribünlerin yürekten alkışı, zirveye çıkmış pas trafiği, akıl, pres ve özveri içindi.
İkinci yarıda Fenerbahçe dinlenme ve idare etme moduna girerken, Ataşehir’den gelen haberler farkın korunduğu yönündeydi. Dakikalar yaklaşık 61’i gösterdiğinde -hayır konfeti atılmadı- Okul açık ve Maraton tribünler karşılıklı bir gösteriye başladılar. Hepsi iyi güzel de o cep telefonu ışıkları açık gösteri çok gereksiz. Niye mi? Benim diyen profesyonel futbolcunun gözü tribünlere kayar, o gösteriyi kaçırmaz. Tribünlerdeki arkadaşına, eşine “çeksenize şunu “ diye kaş göz işareti yapar.
Tribünlerden gelen ateş sahaya da canlılık verirken, Gaziantepspor’u da uyandırdı , “biraz da hücum deneyelim” dediler. Buldukları ilk iki pozisyonda top okul açık tribündeki seyircilere gittikten sonra üçüncüde golü buldular. “Futbolun adaleti yok” cümlesinin “Fenerbahçe’nin sağı solu belli olmaz” anlamına da geldiğini bilen Fenerbahçeliler endişelenmekte haklıydılar. Aynı dakikalarda Ataşehir’den de farkın kapandığı haberleri geliyordu. “Bu maç 2-2 olur, Barcelona maçı uzatmaya gider kaybederiz” düşüncüleri kovulmasına rağmen zihnin etrafında ısrarlı bir sivrisinek gibi dolaşırken oyuna Salih Uçan girdi . Çocukluk yıllarını Cobacabana Plajı’nda geçirmişçesine bir dizi çalım eşliğinde ustalık belgesini göstermeye başladı. İşte Salih o çalımlara başladığında bir anda tribünlerde eller ve kollar havaya kalktı. ”Bitti bitti” sesleri sarı kırmızı forma ile Ataşehir’de sahaya çıkan Barcelona’nın kaybettiği haberini Şükrü Saraçoğlu’na veriyordu. Salih elbette bunları dinlemedi ,devam edip Emenike’ye pasını verdi.Emenike de “gol atarken görüntülerini” üçe çıkardı.
Tribünlerde Guinness Rekorlar kitabının bir temsilcisi olsa flaş haber olarak “bir futbol maçında basketbol koçu için tezahürat yapıldı” bilgisini geçerdi. Obradoviç tezahüratından sonra sırada Ersun Hoca vardı. Soyadı konusunda Yanal ve Yenal konusunda bir karışıklığı da gösteren tezahürata el sallayarak cevap verdi mi göremedik. Kadıköy’de onun lehine son tezahürat 2002-03 yılında Gençlerbirliği’ni çalıştırırken yapılmıştı.Hey gidi günler ,bunu da bir zaman “kader” başlığıyla yazalım…
Maç bitip balık istifi metrobüse binen taraftarlara “Uzunçayır” istasyonunda basketbol maçından gelenler de katılınca bir maç yüzünden ayrılan taraftarlar birleşmiş oldu. Fenerbahçe yola devam etti…
Peki Fenerbahçe ‘deki ayrılıklar da kongre sonucunda biter mi? Kim kazanı, nasıl kazanır hafta içinde yazacağız.
Kongre sonrasında “Fenerbahçe yola devam ediyor” diyebilmek tüm Fenerbahçelilerin ortak hedefi veya biz öyle olduğunu ümit ediyoruz.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam