Süper Lig - İnönü'de şampiyonluk virajı

Spor Toto Süper Lig'in 24. haftasında İnönü'de Beşiktaş Fenerbahçe'yi konuk edecek. Karşılaşma öncesiyle bir maç fazlası bulunan Galatasaray'ın puanı 47, ikinci Fenerbahçe'nin puanı 40 üçüncü Beşiktaş'ın ise puanı 39. Söze doğrudan bir giriş yapmak gerekirse iki takım için de beraberlik olabilecek en tatsız sonuç. Lider ile kağıt üzerinde puan farkı açılmamış olacak belki ama hem psikolojik olarak hem de ligin boyunun bir maç daha kısalacağı düşünüldüğü zaman iki büyük camiadan bir kişi bile beraberlik ihtimalini aklına getirmemeye çalışıyordu. Peki ne bekliyor bizi sahada, biraz buna bakalım.

Ülke futbolunun en vazgeçilmez derbi klişesidir "Derbilerin sonucu belli olmaz". Ben de buradan devam etmek istiyorum. Bir tarafta Samet Aybaba'nın zaman zaman kontrol edememekten yakındığı Beşiktaş, diğer tarafta Aykut Kocaman'ın altını çizdiği "kontrollü" futbolu sahada yansıtmayı hedefleyen Fenerbahçe. Bir tarafta Beşiktaş'ın forvetteki tek alternatifi eski Fenerbahçeli Niang, diğer tarafta Samet Aybaba'nın "Almak istedik ancak olmadı" dediği yeni Fenerbahçeli Webo. Uzatalım listeyi... "Feda" söylemine katılmayan Egemen, Sivas'ta yaptığı sıradan kurtarışlarla devleştirilen McGregor, diğer tarafta bu sezon özelinde zaman zaman sakatlığından kaynaklı formsuz olmak ile eleştirilen Volkan. Siyah-beyaz köşede Samet Aybaba'nın "Artık derbide de büyük oynamalı" dediği Manuel Fernandes, sarı-lacivert köşede ise gönderildikten sonra yerine çift haneli milyon avrolarla transfer yapılan ancak boşluğunu yine dönerek kendi dolduran Emre Belözoğlu. Uzar gider liste siz de ben de konudan kopmadan sahaya dönelim.

Beşiktaş bu sezon hiçbir derbi maçını kazanamadı. Sezona feda söylemi ile başlayan camia bir ara şampiyonluk şarkıları söylese de işler istendiği gibi gelişmedi ve hakka bir yerde de bence bu şampiyonluk havası onlara pek de yaramadı. Diğer tarafta ise Webo ve Emre'nin gelişiyle değişen Fenerbahçe. Belki Fenerbahçe yine kulübün 106 yıllık genetik kodlanmasında bulunan gösterişli hücum futbolunu sergilemiyor ancak hem Emre ile artık orta sahada daha çok mücadele eden bir takım var hem de forvette SeWebo ile rakip ceza sahasına daha fazla giren bir takım.

İki takımın da geride kalan maçlarına şöyle bir baktığımda kafamda beliren şu; Beşiktaş'ın sahadan galibiyetle ayrılması için yapması gereken bugüne kadar hiç yapmadığı bir şey olmadı. Hem rakibini hem de maçı izleyecek olan milyonları şaşırtmaları lazım. Bu sene siyah-beyazlı takımın derbi karnesine baktığımız da görülüyor ki İnönü'deki Galatasaray maçının en fazla 30-35 dakikalık bir bölümü dışında rakiplerinden iyi futbol oynayamadılar. Fenerbahçe maçı özeline bakarsak ise 3-0'lık bir mağlubiyet almışlardı Kadıköy'de.

Fenerbahçe ise özelilkle sezonun ikinci yarısında yukarıda belirttiğim takviyelerle istediği skorları almaya başladı. Belki gol sayısını arttıramadılar ancak girdikleri önemli gol pozisyonu oranında gözle görülür bir artık var. Hal böyle olunca pek gününde olmayan bir Fenerbahçe bile rakibi karşısıda bir adım önde. bir de buna ceza sahası içinde rakiplerini yıpratmaya müsait ileri üçlüsü eklenince ibre benim değerlendirmemde biraz sarı-laciverlilere doğru dönüyor.

Maçı kaybeden Beşiktaş olursa sadece şampiyonluk söylemini sürdürme şansını değil ikincilik ihtimalini de büyük olasılıkla kaybeder. Aksi şampiyonluk yolunda Fenerbahçe için de geçerli olsa da onların yine de iklincilik için toparlanacak seviyede olduklarını bu sezon bolca gördük.

Gelenektir bir de tahmin yapalım. Bence mücadelede ilk golü Beşiktaş bulur ancak üç puanı alan taraf Fenerbahçe olur.