Süper Lig - İbrahim Altınsay: Feda Samet Aybaba ile anlaştıklarında bitti

Fikret Orman'ın başkan seçilmesinin ardından Beşiktaş'ta futbolun başına geçen ama kısa süre sonra istifasını veren İbrahim Altınsayi Haber 1903'e verdiği röportajda önemli açıklamalarda bulundu.

Röportajdan satırbaşları:

“Bizim yapılanma olsaydı açıkçası kaçıncı bitirirdik bilmiyorum ama kartal çok erkenden havalanıp gelecek yılları da kazanabilirdi.Şimdi yine yeniden takım oluşacak ama bir yıl kaybedilmiş olacak. Kaybedilen her yılla birlikte Beşiktaş özelliklerini yitirip, sıradanlaşıyor."

"Samet Aybaba, Beşiktaş'a teknik direktör olmak istiyordu. Benim Samet Aybaba'nın Beşiktaş Kulübü teknik direktörü olup olamayacağı konusundaki görüşlerim belliydi. Burada eleştirilecek olan Samet Aybaba değil yönetimdir. Niye göreve getirdiniz, niye gönderiyorsunuz?"

"Feda", taraftar bağlılığını harekete geçirmenin en büyük simgesiydi. Anladığım kadarıyla başkan da bunu anlamamış. Boşta olan Samet Aybaba'ya hayatında aldığı belki en yüksek ücreti verip üzerine Feda tişörtü giydirdiklerinde bu iş bitti.”

"Beşiktaş İnönü Stadyumu’ndan çıkmadan tribünlerin parça parça inşasıyla yenilenmeliydi stat. Galatasaray Stadı'nı yapan inşaatçılara bunu sordurdum; onlar da "18 aydan önce bitmez" diyorlar. Beşiktaş'ın iki sezon oradan ayrı kalması büyük bir risktir. Nerede oyanayacağı belli değil. Takım bir sezon sora mutlaka Dolmabahçe'ye dönmeli.”

“Oğuzhan Özyakup yeniden yapılanma projesinin ilk adımlarından biriydi, bizim futbolcu profilimize fazlasıyla uyuyordu. Çok kapasiteli biri ama o bunu sahaya tam yansıtamadı. Tabii bu başındaki hocaya da bağlı. Bu her oyuncu için geçerli."

"Salih Uçan transferi herkes işin içine karıştığı ve zamanında karar verilmediği için olmadı. Bucaspor'da renklerimize katmak istediğimiz başka oyuncular da vardı.”

"Ne var ki bu olumsuzlukları o zamanki başkanın bir ifadesi yüzünden yaşadığını düşünüyorum. Ancak bununla hesaplaşmayı da gerekli görmüyor. Tabii kendi tercihidir. Bütün bunlar Serdal Adalı ile çalışmamı ortadan kaldırıyor.”

"Önder Özen'i fazla tanımam. Teknik direktör olarak Hacettepe Oftaşspor'da çalışmış ama bu zamana kadar hiç sportif direktörlük yapmamış. Bunu Beşiktaş'ta deneyecek, öğrenecek. Umarım iyi öğrenir, uygular ve Beşiktaş kazanır. Ne var ki, kulüp seçim sürecine girmişken 3 yıllık bir anlaşmaya imza atmasını profesyonel etiğe uygun görmüyorum. Bunu da söylemek zorundayım.”

"Gezi Parkı Direnişi patlak verdi. "İnsanlar, bunun Beşiktaş ile ne alakası var?" diyebilir. Bence ilgisi var. Sadece Çarşı gurubunun bu süreçte etkin rol alması ve olgun açıklamalarla Beşiktaş'a karşı toplumda bir sempati yaratması yüzünden değil bu. Ayrıca orada çok sayıda Feda tişörtlü, formalı genç birer yurttaş olarak bulunuyor."

"Gezi Parkı'ında her gün biraz zaman harcarsanız, her türlü fırsatçı yaklaşımın dışında, kendini siyasi partilerle ve örgütlerle bağımlı görmeyen genç, özgürlükçü, farklılıklara saygılı ve enerjik bir topluluk görürsünüz orada. Ülkede ekonomik durumun, demokrasinin gelişmesi, barış sürecinin başlaması ile birlikte toplum kendi sosyal hayatı ile, şehirleri ile, ülkeleri ile, dünya ile daha fazla ilgilenmeye başladı ve tavrını doğrudan gösteriyor. İnsanlar 4-5 senede oy kullanmakla yetinmeyip, kendi sözünü söylüyor. Bu çok önemli bir şey. Zaten gerçekten demokratik ve dinamik toplumlarda bu gücün harekete geçmesi ve genişlemesi lazım.”

"Beşiktaş, toplumsal bir organizma. Maalesef geçen yıllar içerisinde sosyal organizmalar kendi taraftarına kapalı bir hale geldi. Artık Türkiye'de genç yurttaşlar her şeyle doğrudan ilgilenirken büyük kulüplerin Kongre'leri ve yönetimleri bu kitleye kapılarını kapatamaz. Yoksa güç peşinde koşanların siyasi ve ekonomik nüfuz oyunu alanlarına dönüşürler bu kurumlar. Ya da büyük sermayenin birer reklam mecrasına, TV şovuna dönüşürler."

"Oysa büyük kulüplerimiz, taraftar bağlılığıyla, tarihleriyle büyükler. Toplumsal bir varlık olarak büyükler. Milyarlarca dolar dökseniz bir Fener, bir Galatasaray, bir Beşiktaş yaratamazsınız. Bu yüzden kapıların gerçek taraftar kitlesine açılması lazım

“Beşiktaş için geçen sezon küresel bir semt takımı olma fırsatı vardı. Bana tam yetkili olduğum söylendi. Ben de çok mütevazi bir bütçe garantisi istedim. Süreç uygulanmaya başladığı zaman maalesef bunun tersi uygulamalar yapıldı. Şener Özbayraklı, Ferhat Kiraz, Ahmet İlhan, Musa Nizam gibi bu ülkede yetişmiş futbolcuları transfer etmek istedik. Çok inandığım Hakan Calhanoğlu'nun transferini sona getirdik ama kulübüne yapacağımız resmi teklif günlerce bekletilip imzalanmadı."

"Van Gaal ve Fred Rutten ile de bir randevu aldık. Ayrıca, bu isimlerin dışında bir takım genç hoca ile de şartları konuştuk. Daha toplantıya gitmeden Van Gaal ile telefonda görüşmüşler. Van Gaal "Futbolcuların ödemeleri zamanında ödenecek mi?" sorusunu sormuş. Cevap olarak "elimizden geleni yapacağız" denince van Gaal "verdiğiniz cevap benim için bir yeterli değil, toplantı yapmamıza gerek yok" demiş."

"Son noktaya gelmiş transferler için gerekli girişimler yapılmayınca, hoca adaylarına cevap verilmeyince ve buna karşılık bütün itirazlarıma rağmen Erickkson ile anlaşılınca benim yapacağım başka bir şey kalmadı."

"Seçim son derece yanlış ve fırsatçı bir seçim. Fikret Orman 3 yıl daha yetki almak istiyorsa bu seçimi geçen Mart'ta da yapabilirdi. Yarım yamalak alınan stat yıkım kararının arkasından 16 Haziran gibi bir tarihte yapılacak seçim kulübü belirsizliklerin içine atıyor. Burası spor kulübü, inşaat şirketi değil.Takımın ne olacağı, nerede oynayacağı belli değil, stadın temeli atılıyor. Onu da ne zaman atacağı belli değil."

"Çoğu insan pasif kalıyorsun diyor. Haklı olabilirler ama bu iş kişiler üzerinden işleyecek bir şey değil. Başta bu işe gir ve başkan ol diyenler, Serdal Adalı ve Fikret Orman'ın ardından yönetimlerine girmem için baskı yapmaya başladı Sonuna kadar kayıtsız destek veren bazı arkadaşlarımdan özür dilerim.”