Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Süper Lig - 24. haftanın panoraması

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 05/03/2013 - 10:23 GMT+2

Beşiktaş'ın, İnönü'de oynadığı son derbide Fenerbahçe'yi mağlup ettiği Süper Lig'in 24. haftasını Efe Yılmaz kaleme aldı.

samet aybaba, olcay şahan, beşiktaş

Görsel kaynağı: AA

Mevcut İnönü Stadı'ndaki son derbi, Beşiktaş'ın son yıllarda oluşturduğu en büyük sinerji, iki takım için de lider ile farkı kapatma şansı. Kaybetse belki Beşiktaş için daha büyük yıkım. Sondan başlayalım. Lig 80 dakika olsa Beşiktaş şampiyon olurdu önermesi pek tabii saçma ancak, ligin son bölümde en fazla puan kaybeden takımlardan birisi olan Beşiktaş, santrası olmayan maçı kazandı. Beşiktaş santrası olmayan maçı, Trabzonspor maçında kaçırdığı golle bütün takım arkadaşlarını yere seren Olcay Şahan'ın attığı golle kazandı. Şimdi başa dönelim.
İnönü Stadı bu sezon ilk kez böylesine dolu, takım otobüsü maça giderken bile zorlanıyor. Fakat şampiyonluk yarışı içinde bulunma tecrübesi pek de fazla olmayan takımı sanki kötü etkilemişti bu. Üzerine bir de Fenerbahçe'nin sezonun en iyi ilk yarım saatlerinden birini çıkarması eklendi. Maçtan yaklaşık 24 saat sonra bir televizyon kanalına konuşan Beşiktaş Teknik Direktörü Samet Aybaba "Kara kara düşünüyordum Fenerbahçe karşısında ilk yarım saatin sonunda ne yapacağımızı, sonra arada gol yedik de işler düzeldi" dedi. O gol sahadaki takımı uyandırdı. 90 dakikanın neredeyse 80 küsurunda Beşiktaş'ın sol kanadı aksadı, Fenerbahçe ise oradan bir gol bulmasına rağmen çok da faydalanamadı bundan.
Attığı gole kadar sahada olmayan bir Niang, sonrasında galibiyet golünün pasındaki incelik akıllara "Form geçicidir yetenek kalıcı" cümlesini getiriyor. Bir ayrı paragraf da Manuel Fernandes'e. İstanbul'a geldiğinden beri Süper Lig'deki hiçbir büyük maçta sahada fark yaratamayan Portekizli, dün özellikle 30. dakikadan sonra sazı eline aldı ve maçtan önce "Artık Fernandes de böyle bir maçta oynamalı" diyen hocasına selam çaktı.
Fenerbahçe cephesine de birkaç sorum olacak, cevabının gelemeyeceğini bildiğim. Aykut Kocaman, sezonun en şık ilk yarım saatini oynayan takımın ayarını nasıl bozdu? Beşiktaş'ın bitmiş haldeki sol kanadından nasıl bu kadar az faydalanabildi Fenerbahçe? Aykut Kocaman niçin ikinci yarıda yaptığı değişikliklerle orta sahayı rakibine verdi? Oyundan o şekilde çıkan Cristian'a bir yaptırım uygulanacak mı? Raul Meireles'in hâlâ takıma katkıda bulunacağına inanan Fenerbahçeli var mı yoksa Aykut Kocaman, kendisini bonservisi iyice düşmesin diye mi oynatıyor?
Bu arada maçla ilgili daha geniş kapsamlı bir yazı için topu bizim siteden Atilla Nesipoğlu'nun yazısına gönül rahatlığı ile atıyorum ve haftanın diğer maçlarına geçiyorum.
picture

beiktaş, olcay şahan, fernandes, holosko, fenerbahçe

Görsel kaynağı: AA

Dar alanda kısa paslar
-Galatasaray deplasmanda Eskişehirspor ile 0-0 berabere kaldı. Bu sonuç iyi mi kötü mü şimdi kestirmek güç. Ancak güç olmayan sarı-kırmızılı takımın oynadığı futbolun kötü olduğunu söylemek. Bu sezon Şampiyonlar Ligi dışında lig deplasmanlarına bakınca, sarı-kırmızılıların pek de etkileyici performansları yok. Geri döndükleri Akhisar ve Ordu maçlarında da pek iyi değillerdi özellikle de sahaya bir oyun planı yansıtma konusunda. Büyük ihtimalle Fatih Terim ve kurmayları bizden daha net bir şekilde farkındadır durumun ancak kısa süre içinde çözülebilecek bir sorun yok ortada.
-Bu hafta derbi vardı ancak süksesi onun kadar olmasa da sahaya çıkacak takımlar için önemi daha fazla olan bir maç oynandı Akhisar Belediye ile Elazığspor arasında. Maçı üç bölümde incelemek istiyorum müsaadenizle.
Bu maç niçin Eskişehirspor-Galatasaray maçı ile aynı saatte olur? Yukarıdan aşağıya yazsan haftanın en iyimser ihtimalle ikinci en önemli maçı, en kötümser ihtimalle üçüncü. Ve ülke futbolseverinin yaklaşık üçte birini temsil eden Galatasaray taraftarı başta olmak üzere milyonlar saçma bir tercihe mahkum ediliyor. Marka değerini icat edenlere söylemek lazım, böyle yükselmez. (Futbol maçlarının saatleri konusunu ayrıca masaya yatıracağım.)
Maçın bir diğer boyutu ise Akhisarlı futbolcuların mücadele içindeki tavrı. Sürekli penaltı kovalamışlar maç boyunca. Benim kanım, kıyametin koptuğu Gekas pozisyonunda hakemin kararı yanlış, pozisyon penaltı olmalı. Ama maça bakınca Kenan bir kez hakemi aldatmak için kendini bırakıyor rakip ceza sahasında. Onun dışında da çok pozisyon var Akhisarlılar'ın penaltı beklediği. Yargılamak için demiyorum olanı söylüyorum.
Bir de olayın Cüneyt Çakır boyutu var. UEFA yahut FIFA'nın verdiği derecelerden bağımsız konuşmak gerekirse kendisi bence Türkiye'nin en iyi hakemi değil. Hatta yurtdışına endekslersek, derecesi paşa gönlümde Howard Webb kadar olmasa da en az bir Chis Foy. Keşke ülke sınırları içinde hem bu konularda bilgiye sahip hem de televizyon programlarında dejenere olmamış birisi çıksa da anlatsa bize, Cüneyt Çakır'ı biz burada eleştirirken nedir bu uluslararası futbol örgütlerinin kendisine bayılması.
-Kayserispor Şota ile yollarını ayırdıktan sonra göreve Robert Prosinecki'yi getirdi. Aslında kendisine ait olmayan bir takımda göreve başlayan Prosinecki, sarı-kırmızılıları küme düşürmedikçe eleştirmemek niyetindeydim ama bu onu övmeyeceğim anlamına da gelmez. Hırvat teknik adamın takımı sezonun ikinci yarısına harika başladı. Son altı maçta hiç yenilmediler ve sadece bir kez berabere kaldılar. Bu şaşalı tablonun içinde iki önemli deplasman zaferi de bulunuyor. Hem düşme hakkındaki Akhisar'ı hem de üst sıraları zorlama iddiasındaki Eskişehirspor'u mağlup etti. Fikstürlerinin kötü tarafı hâlâ sezonun ikinci yarısında dört büyüklerden hiçbiri ile oynamadılar. Ancak zaten şu geride kalan süreç bile Prosinecki'nin Kayseri'ye alışmasına ve ülke futbolunu tanımasına yeterli olmuştur.
picture

robert prosinecki

Görsel kaynağı: AA

-Orduspor üç hafta aradan sonra maç kazandı. Üç hafta aslında pek de uzun değil gibi ama bu Karadeniz ekibinin son 14 haftada kazandığı ikinci maç. Ben Hector Cuper'e geldiği günden beri saygı duyuyorum, umarım takım iyi giderken "Bizim hocamızla hedefimiz bir gün şampiyon olmak" diyenler de hâlâ Arjantinli kurt adamın arkasındadır.
-Trabzonspor'un puanı 24. hafta sonunda 30. Lider ile arasında 17, lig sonuncusu ile arasında 10, ligde 16. sırada bulunan Elazığspor ile arasındaki puan farkı ise üç. Başka sözüm yok.
-Ligin ilk üç sırası, konumları belli olmasa da isim olarak artık belli. Son koltuk için çetin bir yarış var. Yarışın içindeki bazı takımlar aynı zamanda Avrupa biletini Türkiye Kupası'nda da kovalıyor. Gerçi kimsenin üç maç üst üste kazanamadığı düşünüldüğünde daha bu köprünün altından çok su akar.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam