Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

ege ersoy manchester

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 19/09/2012 - 14:37 GMT+3

Okurlarımızdan Ege Ersoy 1993'te oynanan Manchester United-Galatasaray eşleşmesine dair anılarını yazdı.

galatasaray taraftar 1993

Görsel kaynağı: Reuters

Kimileri için geçmişin takvim yaprakları arasında sıradan bir gün, kimileri için unutulmaya yüz tutmuş gençlikleri, kimileri içinse Ali Sami Yen’in 20. Yüzyılın başından günümüze gelen o meşhur, “Maksadımız İngilizler gibi toplu halde oynamak, bir renge ve isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmek” sözünün aslan yüreklere yeniden kazındığı tarih.

Yeşilköy’de, Florya’nın yanıbaşında doğmak. Erdal Keser ve Simoviç ile aynı apartmanda büyümek...
İçimdeki çocuğu yokluyorum; Ekim 1993’de Old Trafford’da 3-3 biten ilk maçtan sonra olduğu gibi yine geceleri uyuyamıyor, ikinci maçın başlamasından saatler öncesinde olduğu kadar heyecanlı ve gergin. Hatta bir yerlerde dizlerinin titrediğini, Manchester zaferinden tam 18 yıl 10 ay 29 gün sonra bile hala 10 yaşında ve capcanlı olduğunu hissediyorum.

Okuldan gelişini, ödevlerini “bitsede gitsek” edasıyla yapışını, babasını stada yollarkenki hayal kırıklığını ve erkenden yemeğini yiyerek kendince maça hazırlanışını görüyorum. İlk düdükle birlikte ayağa kalkışını, her pozisyonda zıplayışını, Manchester geldikçe gözlerini yumuşunu yaşıyorum...
İlk yarının bitiş düdüğünü duyuyorum, skor lehimize ancak rahatlayabilecek gibi değil. Yapılabilecek tek mantıklı hareket: 100 numarayı ziyaret,çıkan vücut ısısının normale dönüşü...
Ve ikinci yarının başlangıç düdüğü...

Herhalde kendimi bildim bileli bu kadar uzun bir 45 dakika izlemedim. Hala salonun şeklini, koltukların dizilişini ezbere hatırlıyorum. Nasıl hatırlamayayım ki, hepsini tek tek gezişim daha dün gibi gözlerimin önünde.
Ve sonra o ilahi düdük, salondan antreye koşuşum. Sanki tribünlere koşuyorum, sanki bütün dünya sevincime tanık oluyormuş gibi bir his. Apartman kapısının önüne yığılışım ve gözlerimden akan yaşların tatlı sıcaklığı... Bütün sinirlerim o an boşalmış, ne varsa strese ait sarı kırmızı, sel olmuş akıyor...

Sonra gözlerimi açtığımda bir arabanın bagajında, elimde sarı-kırmızı bayrak, Polat Otel’in önünde konvoya katılmışım. Yanımda kuzenlerim, benden en az 10’ar yaş büyükler ve ikisi de koyu Fenerbahçeli. Serhan ve Buğhan Aksoy, o gün 10 yaşındaki bu çocuğa ilk konvoy deneyimini yaşatırlarken kim bilir daha yüzlerce Fenerli ve Beşiktaşlı aynı duygularla sokaktaki coşkuya katılmışlardı.

Bugün olsa aynı şeyi yaparlar mı(ydı) bilemiyorum. Ancak o gün yaptıkları şey çok özeldi ve aslında bizim jenerasyonun maçları yan yana seyreden rakip taraftarları dinlediğimizde duyduğumuz şaşkınlığı düşündüğümde, bugünkü yeni jenerasyonun da bu hikayeyiokuduğunda aynı şaşkınlığı duyacağına eminim.

Hepimiz zamanla değişiyoruz ancak zaferlere alışmış olduğumuzdan mıdır bilinmez sabırsızlıkla yenilerini bekliyoruz...
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam