Rejimin yıkıldığı maç

Ajax’ta total futbol manifestonu yazan futbol filozofu Rinus Michels ile onun sahadaki beyni Johan Cruyff’un yolları bu sefer Barcelona’da kesişmişti. İspanya’da o tarihe kadar aradığını bulamayan Hollandalı teknik adam, vatandaşıyla birlikte tekrar yükselişe geçmişti. Aslında kader ağlarını örüyordu. Sonradan baba kontenjanından bordo-mavili formayı giyecek Jordi’nin doğumunu bekleyen Cruyff ailesi, gelen bir teklifle şaşırmıştı. General Michels, albayına yaklaşmakta olan El Clasico’yu hatırlatarak doğumun öne çekilip çekilemeyeceğini sormuştu.

Emir büyük yerden gelince, Jordi dünyaya 9 Şubat’ta gözlerini açtı, Sarı Fare de takım arkadaşlarıyla birlikte başkentin yolunu tuttu. Artık destan yazılabilirdi…

17 Şubat 1974’te taraflar Bernabeu’da yerini almıştı. Ev sahibi Real Madrid’in başında, iki yıl önce yitirdiğimiz Luis Molowny bulunuyordu. 14 sezon takımın başında bulunup müzeyi dolduran efsane Miguel Munoz’un yerine gelen futbol adamı, göreve geldikten bir ay sonra ne yapacaktı…

El Clasico'da dakikalar 30'u gösterirken perde açılıyordu. Asensi fileleri bulmuştu. 39’da Hollanda’nın yazgısını değiştiren Sarı Fare, farkı ikiye çıkarmıştı. İkinci yarıya yine Katalanlar hızlı başlamış, 52. dakikada fark üçe çıkmıştı. İlk golün sahibi Asensi, sol kanattan yardırmış, sol pabucuyla zarif bir vuruş yapmıştı. Beyaz Şimşekler toparlanma emaresi gösterdiler, hattâ fileleri bile buldularsa da kalkan bir ofsayt bayrağına takılmışlardı. 65'te Cruyff, zarif bir mühendislik harikası pasa imza atmıştı. Ceza sahasının biraz dışında meşin yuvarlakla buluşan Juan Carlos, çizgiyi geçtiği anda topun altına o kadar güzel girmişti ki...

69'da fark beşe çıkıyordu. Cruyff'un sağ kanattan kullandığı serbest atışa kafayı vuran Sottil, maçın sonucunu ilan ediyordu. 25 Ekim 1953'te Real'in Barça'yı beşlik simide çevirdiği maçta fileleri bulan Molowny'nin takımı aynı tarifeye teslim oluyordu: Manita!

Aceto Balsamico ustanın da anlattığı gibi İspanyol futbolunda beşlenenlere, elden yola çıkarak 'Manita' deniyor. 16 yıl sonra gelen 29 Kasım 2010'daki bir tarafa, 17 Şubat 1974'ün Manitası alsa unutulmuyor. Franco'nun ertesi yıl vefat ettiği düşünülünce, bazı Katalanlara göre generalin ölümünden önce tabutuna çakılan beş çivi, bugün bile göz kamaştırmaya devam ediyor. Kulübün müzesinde o güne dair özel bir köşe bulunadursun, kimileri mübalağa ediyor, Franco rejimi o gün bitmişti diyor.