İtalya Ligi - Panaroma: Gol atan zirveye

Gök gürültüsüyle karışan tribün sesleri… Yeşil bir su örtüsü üzerinde çırpınan futbolcular… Her golü atanın yüzünde okunan heyecan ve o sahaya rağmen ancak bir futbol filminde yaşanacak eksantrik goller…

Çok acayip bir Roma Derbisi’ni geride bıraktık. Ligde son üç maçtır kazanamayan, son hafta Alejandro Gomez’in gazabına uğrayarak Catania deplasmanında hezimet yaşayan Lazio için bu galibiyetten öte moral kaynağı, Şirin Baba’nın Sihir Kitabı’nda dahi yazmıyordur herhalde!

Candreva’nın her hangi bir barut yardımı almadan, çok uzak diyarlardan yolladığı ve de kalecinin üzerine gelmesine rağmen çaresiz bırakan şutu görülmeye; hatta akla estikçe tekrar tekrar izlemeye değerdi. Zeminin azizliğine uğramamak için kalesini fazla terk eden Marchetti ve o gafleti sezen Pjanic ortaklığıyla; bir başka ‘çok acayip’ gole daha tanıklık ettik.

Roma ise gün geçtikçe daha bir “Zeman takımı” havasını veriyor… Son 5 maçlarında en az 5 gol görülürken; Palermo ve Genoa karşısında o gollerin fazlasını atıp, kazanan taraf oldular. Bu sezonki Roma kaderi de genellikle bu yönde çizilecek; az atarlarsa kaybedecekler, çok atarlarsa kazanacaklar…

Lider Juventus; Inter karşısında kaybedilen yenilmezlik unvanının acısını Pescara karşısında çıkarttı. Aslında sadece Pescara’ya değil; Pescara gibi ‘savunma ve orta saha arasında’ boşluk bırakan her takıma karşı içten içe kin besliyormuş gibi görünebilir Juventus… Zira siyah-beyazlıların Conte dönemiyle birlikte yaptıkları en iyi iş; rakibin boşluk bıraktığı yerlerde kısa ve hızlı paslarla önce topa hâkim olup, sonra da kalabalık şekilde kaleye inmek…

Plansızlık döneminde “plan dışı” kalan Giovinco, döndükten sonra bir Batuhan olmadı; Yeni Juventus’un sahadaki projesine hemen dâhil oldu… ‘Varlık görünümlü yokluk’ çekilen santrafor pozisyonunda ise Quagliarella; son hat trick’le birlikte yerini sağlama alacağa benziyor. Zaten sırf perdeyi kapatan o vole golünün hatırıyla bile, formasına birkaç hafta dokunmamak gerekir; çarpılma riski söz konusudur zira…

Serie A, Avrupa Ligi, Giuseppe Meazza, deplasman, namağlup dinlemeden; çok iyi bir ritim yakalayarak 10 maçtır kazanan Inter, ligin bir başka formda takımı Atalanta karşısında durdu. Hem zihin hem de beden olarak yorulan takımın; Atalanta gibi tempolu bir rakibe karşı, kötü de sayılacak bir zeminde puan kaybı yaşaması doğaldı aslında. Ancak bu durmanın her hangi bir “duraklama dönemine” dönüşmeyeceğini; Inter’in tekrar kazanmaya başlayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Milan’da ise; geçtiğimiz sezon sonunda veda eden eski oyuncularını “gösteri maçı” bahanesiyle toplayıp, bir lig maçına çıkarmanın zamanı geldi de geçiyor… Jovetic’siz Fiorentina, son maçlarında tutturduğu kompakt futbolunu bir nebze San Siro çimlerine yansıtmasıyla bile kolayca kazandı. El Hamdaoui’nin şalteri indirirken; hiç adım atmadan topu çatal diye tabir edilen noktaya plaselemesi harikaydı…

Son haftaların ilaç takımı Genoa, bu kez iki haftadır kazanamayan Napoli'yi güldürdü. Zirvedeki tüm maçlarda olduğu gibi daha fazla atanın kazandığı karşılaşmada; Cavani'nin attığı feykle kaleciyi bir durak önce indirip, ağları bulduğu pozisyon derslikti.