Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

real mourinho el clasico

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 07/10/2012 - 11:48 GMT+3

El Clasico öncesi Jose Mourinho cephesini Efe Yılmaz yazdı.

Familia Mourinho rueda de prensa FOTO: EFE

Görsel kaynağı: Eurosport

“Yenilsen de Yensen de” adlı televizyon programının El Clasico’yu konu alan yabancı konuklu programlarından birinde “Aslında İspanya’da bu derbiye bu kadar önem atfetmiyorlar, Türkiye’de biz daha fazla abartıyoruz” tadında bir mesaj verilmişti. Eğer gerçekten de İspanyollar için bu maçı kaybetmek o kadar önemli değilse akıl sağlıklarından şüphe etmek lazım. Bizim ülkemizde hayatın kendisidir lacivert ile kırmızının derbisi. Çocukluğundan beri sayısız defa hasta numarasıyla okuldan kaçmış, telefonlara çıkmamış, gerekirse geyikleri bitene kadar berberle dahi selamı sabahı kesmiş birisi olarak bu denli mühim maçlara başka boyuttan bakılmasını pek anlayamam. Aslında belki de İspanya’da kesin durumun ne olduğunu öğrenmek için iki telefon etmem yeterliydi ama aklıma geç geldi.
Emin olduğum tek şey Jose Mourinho’nun da bu derbiye aynı bizim gibi baktığı. Kaybetmek onun gibi birisi için ne kadar ağır bir yük ise ezeli rakibe yenilmek iyice içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Öyle ki bütün bunların sonunda bir El Clasico’da aklını ciddi manada yitirip, bu gece Barcelona’nın başında sahaya çıkacak olan Tito Vilanova’nın gözünü parmaklamıştı. Bu Portekizli gibi futbolun saha dışı oyunlarını fazlasıyla seven ve başarıyla uygulayan birisi için bile çok büyük bir günah ve utançtı. Ama daha önce Inter ile Barcelona’ya kök söktürmüş ve biraz da onun etkisiyle Real Madrid’in başına geçen “Özel biri” (Burada “Allah bir ben tekim” videosu izlenecek) iş El Clasico’ya gelince uzunca süre asık suratla gezdi. Öyle ki geçen yıl İspanya Kupası’nın ilk maçında rezil, ikinci maçında ise harika bir takım yaratacak kadar dengesizleşiyordu en iyi bildiği işi yaparken. Rakibin mabedi Camp Nou’da Katalan kibrinden nasibini alarak “Tercüman Tercüman” (sanki adam La Rambla’da biracı kılığına girip ot satıyor) aşağılanmasına uğramıştı.
Sonra işler değişti. İspanya Kral Kupası’nda ikinci maçı iyi oynayan takım, aynı performansı La Liga’ya yansıttı ve Barcelona’yı mağlup edip, hem kendisinin hem de rakibinin tarihinde kırılma yarattı. Geçen sezon belki Real Madrid, Katalanlar’ı mağlup etmese de şampiyon olurdu ama ben eminim şampanyalar içilip çılgınlar gibi eğlenildikten sonra evine dönen Mourinho, boynundan çıkardığı kravatı eline doladıktan sonra salonundaki siyah koltuğa oturup kendisine “Neden yenemedim Barcelona’yı?” sorusunu soracaktı. Sonuçta hiçbir galibiyet şampiyonluktan daha önemli değildir ama bazı zaferler şampiyonlukları daha anlamlı kılar.
Kibir konusunda bir Katalan’dan eksiği olmayan “Kara Şövalye”mizin bu sezon şampiyonluk  ve El Clasico’daki zaferler konusundaki en ciddi rakibi ilk kez kendisi olacak. Teknik direktörlük tecrübesi konusunda kendisinden çok deneyimsiz olan Tito’yu hafife almak, geçen yıl yendiği Barcelona’yı küçümsemek gibi hatalar yapmaması lazım. Bunun için ise yapması gereken basit. Bir gece uykusuz kalacak. Uyumak için o kadar çaresiz bir hale gelecek ki uyduda kanalları gezerken Habertürk’e rastlayacak ansızın. O sıra her şeyi bilen yegane insan Murat Bardakçı’nın ağzından şu cümleleri duyacak: “Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var...”
Peki bu cümleyi neden mi Portekizce duyacak? Eh zaten Türkçesini duysa Mourinho olmazdı.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam