cristiano ronaldo

O şüphesiz dünyanın en yetenekli ve çalışkan futbolcularından biri ve kimse buna itiraz etmiyor. Lionel Messi’yle adının yan yana anılıyor olması dahi onun hakkında yeterince şey anlatsa da hem bu rekabetin gereği, hem de saha içinde yansıttığı özgüven ve hırsın olumsuz bir geri dönüşü olarak saygı duyulduğu kadar sevilen bir isim değil belki de. Fakat özel bir yıldız olan Cristiano Ronaldo, zor bir geçmişten geliyor ve bu geçmişten en güzel dersi çıkarak kadar da özel bir insan.

Manchester United forması giyerken henüz 20 yaşında babasını kaybeden, hemen ardından annesi Dolores Aveiro’nun ise göğüs kanseriyle mücadelesine şahit olan Ronaldo, o günden bu yana kanserle mücadele adına her türlü bağışı yapıp etkinliklerde yer almaktan çekinmediği gibi zaman zaman basına yansıdığı şekilde çocukların tedavilerine de ettiği yardımlar da duyuluyor. 27 yaşındaki Portekizlinin 17’lik bir futbolcu adayıyla yaşadıkları ise üçüncü bir kişinin ağzından anlatılınca Ronaldo’nun bu konulardaki hassasiyeti gözler önüne seriliyor.

Portekiz U-23 milli takımında kısa bir süre görev yapan Dan Gaspar, sahibi olduğu Star Kaleci Okulu’nda kendisiyle birlikte çalışan John Moreira’nın oğlunun kemik kanseri olduğunu duyunca çok üzülüyor. Çok iyi bir futbolcu olan Brandon ardı ardına dizinden sorun yaşamaya başlayınca yapılan testler sonucu öğrendiği kanserin tedavisi için iki yoldan zorlu olanını seçiyor: Kemoterapi.

Bacağının ampüte edilmesine karşı çıkan ve futbolcu olmak adına şansını denemekte ısrarcı olan Brandon’ın hastalığı ne yazık ki hızlıca yayılıyor ve kanser genç oyuncunun başka organlarına sıçrıyor. Brandon’ın babası ise oğlunun hayranı olduğu Ronaldo’ya haber ulaştırmak için arkadaşını arıyor. Ancak Gaspar, Ronaldo’yla samimiyetinin olmadığını ve sadece bir kez kamp yapabildiklerini, buna rağmen arkadaşına elinden geleni yapacağını söylüyor.

Dönemin Portekiz Teknik Direktörü Carlos Queiroz üzerinden Ronaldo’ya ulaşan Gaspar, yıldız oyuncudan Brandon’la bir telefon görüşmesi yapacağının sözünü alıyor ancak hikayenin gerisi kendiliğinden şekilleniyor. Yaşına ve durumuna göre çok olgun bir çocuk olan Brandon’la konuşan Ronaldo, genç arkadaşını yarın da arayacağını söylüyor. Sözünü de tutuyor. Birkaç gün sonra durumunun ne olduğunu soran bir mesaj atıyor. Brandon ise ailesine şu sözleri söylüyor: “Az önce idolümle konuştuğuma inanamıyorum, ben dünyanın en mutlu çocuğuyum!”

Brandon’la yaptığı konuşmalardan etkilenen Ronaldo, 2008 Eylül’ünde Chelsea maçında giydiği formayı çerçeveletip, ayakkabılarını imzalayıp yanına bir de küçük not ekliyor: “Gerçek şampiyonlar son nefesine kadar savaşanlardır ve benim Brandon denince sahip olduğum izlenim bu!”

3 Ekim 2008’de son nefesini veren 17 yaşındaki Brandon’ın cenazesinde hediyeleri baş köşede dururken, yaklaşık bir yıl sonra ailesinin de izniyle Ronaldo’ya ait eşyaları geri alan Gaspar yıldız oyuncuyu ziyaret ediyor. Tüm bunları anlattıktan sonra Gaspar, Brandon’ın günlüğündeki son satırları Ronaldo’ya okuyor: “Ben Ronaldo’yla konuştum, artık cennete gidebilirim!”

Tüm bunlarla birlikte bugün çıkan Ronaldo’nun 9 yaşında bir kanser hastasının masraflarını üstlenmesi haberi daha bir anlam kazanıyor.