Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

malaga la liga pellegrini, sampiyonlar ligi

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 27/10/2012 - 20:37 GMT+3

Kerem Sefa Gökbuget, battı denilirken hem La Liga'da hem de Şampiyonlar Ligi'nde harikalar yaratan Manuel Pellegrinili Malaga'yı yazdı.

malaga

Görsel kaynağı: AFP

Son on yılda Avrupa'nın büyük liglerindeki birçok takım multi-milyonerlerin aksesuarı haline dönüştü. Abramovich'in Chelsea'yi almasıyla başlayan akımın son zamanlarda nispeten başarılı diyebileceğimiz diğer örnekleri Manchester City ve Paris Saint-Germain oldular. Bu tip kazanca döndürülebilen örnekler gösteriş yapma meraklısı birçok futbolsever işadamını da haliyle harekete geçirdi. Hint, Amerikan, Çinli, Rus ve tabi ki Arap sermayedarlar Chelsea örneğini referans alarak oldukça kötü, gülünç ve bir o kadar da trajik örneklerin ortaya çıkmasına sebep oldular. Suudi iş adamı Ali Al-Faraj'ın oldukça köklü ve dünya futbol mirası için önemli bir değer kabul edilen Portsmouth'u düşürdüğü durum ortada. Son zamanlarda şuursuzca alınıp satılan kulüplerin sayısındaki artışı görünce Portsmouth örneğinin daha da çoğalabileceğini seziyorum.

İngilizlerin “Git-satın al-zirveye çıkart” olarak adlandırdığı bu sistemin uzun süre İspanya liginde çalışmayacağı konuşuldu. İspanya'da popüler futbol kültürünün oldukça yerel yaşanması ve federasyonun kulüp sahibi olma şartnamesini son derece katı tutması, iş adamlarını bir İspanyol kulübünü satın alma yolunda epey caydırdı. Son zamanlarda bu tezi doğrulayan ve İspanya'dan kulüp almanın pek de akıl kârı olmadığını gösteren en büyük örnek de Hint sermayesinin Racing Santander'i satın alması oldu. Ancak son zamanlarda İspanya topraklarında karşımıza çıkan bir örnek, aslında İspanya futbolundaki gelenekselciliğin bu sistem içerisinde kulübe ne kadar büyük kazanç sağladığını gösteriyor. Hintlilerin İspanya'nın kuzeyinde Santander'de uygulayamadığı sistemi, İspanya'nın güneyinde Malaga'da Abdullah Al Thani adında bir Katarlı şeyh başarıyla uyguluyor.

Al Thani bile "feda" dedi
Al Thani kulübün başına 25 Haziran 2010 tarihinde ilk kez geldiğinde Malaga taraftarının yoğun protestosuyla karşılaşmıştı. Ancak o günden beri Al Thani bilindik Arap sermayedarı çizgisinden çok farklı bir portre çizdi. İlk icraat olarak, “Endülüs bölgesi medeniyetlerin buluştuğu, eşitliğin olduğu ve farklı etniklerin birlikte yaşadığı kutsal bir yerdir” diyerek formadaki sponsorla olan sözleşmeyi fesh etti ve UNESCO ile yeni bir sözleşme imzaladı. Barışçıl tavrı ve taraftarla kurduğu sıcak ilişki kısa zamanda tepkilerin de azalmasına sebep oldu. Takımın başına Real Madrid'in eski teknik direktörü Manuel Pellegrini'yi getiren Al Thani, o yaz içlerinde Santi Cazorla ve Joris Mathijsen gibi isimlerin de bulunduğu kalabalık bir futbolcu listesine 80 milyon euro para ödedi. Futbol sosyologları ve yorumcular Malaga gibi bir takımın ödenen bu paranın altından asla kalkamayacağını ve kulübün ligden düşürülmeye mahkum olacağını iddia ettiler. Geçen sezon Malaga tarihinde ilk kez La Liga'yı dördüncü sırada bitirip Avrupa'nın en büyük kupası için ön eleme oynama hakkını elde edince herkes onun doğru yolda olduğuna inandı. Ancak yaz aylarında yeni bir dedikodu aldı başını gitti; Malaga'nın futbolcularına paralarını ödemediği ve kulübün UEFA'nın finansal fair-play kurallarına uymadığı iddia edildi. Hatta ligi beşinci sırada bitiren Atletico Madrid, Malaga'nın yaptığı futbolcu kontratlarında usulsüzlük olduğunu iddia etti ve ligden düşürülmesi için federasyona baş vurdu. Al Thani'nin bu iddialar üzerine kulübü satacağı ya da kendine borçlandırarak ülkesine kaçacağı bile konuşuldu.

Fakat Katarlı iş adamı soğukkanlı bir şekilde bir nevi “FEDA” yaparak gerçekleri su yüzüne çıkardı: “Nistelrooy, Rondon, Mathijsen ve Cazorla'nın maaşını ödememiz mümkün değil. Bu futbolcular takımdan ayrılacak. Ancak ben daha uzun süre buradayım. Bu kulübü heves olsun diye satın almadım. Kazanmak için buradayım ve kazanana kadar bir yere gittiğim yok”. Bu açıklamanın ardından bahsi geçen futbolcular kulüpten ayrıldı ve Malaga altyapıdan yaptığı takviyelerle yeni sezonu açtı. Eski yönetimde yer alan Francisco Martin Aguilar da futbol direktörlüğü görevine getirilerek transferlerden ve futbolcu kontratlarından sorumlu oldu. Al Thani bu hamlesini ise şöyle özetledi, “Kulübe ilk geldiğimde sonsuz param varmış gibi hissediyordum. Bir futbolcuyla masaya oturduğumda pazarlık etmeden direkt olarak en yüksek rakamı kabul ediyordum. Aguilar bu işlerde benden daha tecrübeli ve kulübüne benden daha çok bağlı, o yüzden onu görevlendirdim. Üstelik artık param da cebimde kalıyor”. Teknik direktör Manuel Pellegrini ise daraltılan ve gençleştirilen kadronun kendisini zorlayıp zoylamayacağı sorulduğunda adeta Samet Aybaba'dan rol çaldı, “Takım daha genç ve daha tecrübesiz olabilir, ancak geçen sezon takım olarak nerelere gidebileceğimizi gösterdik. Aksine soyunma odası daha da hırslandı ve sahaya çıkınca 180 dakika koşmak isteyen bir oyuncu grubuyla bir aradayım. Bu kadar başarıya aç ve yetenekli futbolcuların bir araya gelmesiyle sadece başarı ortaya çıkar” dedi.
Hem tecrübeli hem başarıya aç
Tekrardan yakalanması güç bir başarıyla tamamlanan 2011-1012 sezonu ve yaz aylarındaki kaotik ortamın ardından Pellegrini'nin gençleşen kadronun tekrardan başarı getireceğini ve istikrarın sağlanacağını iddia etmesi bir tür ütopya olarak yorumlandı. Ancak 2012-2013 sezonunun başlama düdüğüyle birlikte Şilili teknik adamın ne kadar da haklı olduğu ortaya çıktı. Halihazırda Joaquin, Baptista, Demichelis, Toulalan, Weligton gibi tecrübeli oyuncuları bünyesinde bulunduran Malaga, bu oyuncuların arasına Saviola ve Iturra gibi iki önemli Güney Amerikalıyı bonservis ödemeden kadrosuna kattı. Altyapıdan kadroya katılan Olinga, Juanmi, Recio ve Portillo gibi isimler de bu sezon daha fazla süre alarak hırslarını sahaya koydular ve sahada daha dinamik bir takım görüntüsü yarattılar. Bütün bu isimler bir yana takım adına gerçek mücadeleyi ortaya koyan ve tipik bir Endülüslü ruhunu yansıtan portreyi ise Portekizli Eliseu gösterdi.

Başarısız Lazio serüveninin ardından, “Malaga'dan başka bir yerde oynayabileceğimi zannetmiyorum” diyerek tekrar mavi-beyazlı formayı sırtına geçiren Eliseu, Malaga'nın son iki sezondur çıktığı resmi maçların tamamında forma giyen tek isim oldu. Hırs ve mücadelenin tecrübe ve istikrarla buluştuğu Malaga'da, Pellegrini gibi işkolik bir teknik direktör ve Aguilar gibi işinin ehli bir futbol adamının görev alması da büyük bir şans. Kulüp sahibi Al Thani yeni oyuncağından sıkılmaz ve görevi işini bilen adamlarla sürdürmekte ısrar ederse Şampiyonlar Ligi ve La Liga'daki başarı da artarak devam edecektir. Kim bilir belki bir gün Endülüs'te şampiyonluk şarkıları dinleriz...
picture

Manuel Pellegrini

Görsel kaynağı: AFP

Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam