El Clasico'nun unutulmaz maçları

Phil Ball İspanya futbolunu anlattığı 'Morbo' isimli şaheserinde, Real Madrid için şöyle der, "Birisi Barcelona'dan bahsettiğinde aklıma karışıklık, renklerin cümbüşü ve Las Ramblas gelir. Ancak Real Madrid denilince akla gelen tek şey 'beyaz'dır."

Real Madrid'in Franco dönemindeki rengi pek çok kişiye göre kara olsa da, Phil Ball, Madrid'in pirüpaklığından söz ederek girer mâlum takımdan bahsettiği bölüme.

Barcelona'da ise farklı bir hava vardır. 'Bir kulüpten daha fazlası' derler kendileri için. Kulağa küstahça gelse de, çok da yanlış değildir bu tanım. Öyle ya, Picasso Müzesi'nden bile daha fazla izleyici çeker aylık ortalamaya vurulduğunda Camp Nou. Vardır kulübün elbet bir kerâmeti.

İki takım bir karşı karşıya geldiğinde Barça'nın sloganı birazcık evrimleşir.

Rekabete El Clasico da derler, El Classic de... Peki bu klasiğin sloganı ne olmalıdır? Elbette "Bir maçtan daha fazlası" uygun düşer!

Gelin isterseniz bu maçtan daha fazla şey vaadeden rekabetin unutulmaz maçlarına bir göz atalım!

13 Haziran 1943
Copa del Rey, yani Kral Kupası müsabakası. Elbette General Franco'nun adına düzenleniyor... Yarı final mücadelesinin ilk ayağı 3-0'lık Barcelona üstünlüğüyle bitmiş. Ancak ikinci maç öncesi büyük olaylar oluyor. İddialara göre Franco'nun talimatıyla Barcelonalı futbolcular tehdit ediliyor. İç Savaş'ta suçları silinen futbolcuların, kabarık sicillerinin tekrar başlarını ağrıtacağı, dosyaların tekrar açılmaması adına 'uygun futbol oynayın' direktifiyle sindirildiği konuşuluyor. Maçta da olanlar oluyor tabii. Pruden 5. dakikada perdeyi açıyor, ilk yarının sonucu tam 8-0 oluyordu! Evet, 8-0! İkinci yarıda Alonso, Barianga ve Botella'nın golleri skoru belirliyor, Real Madrid finale yükseliyordu... Real Madrid, şaibeli maçı 11-1 kazanıyordu.

19 Kasım 2005
Frank Rijkaard yönetimindeki Barcelona'yı o yıl tutabilene aşk olsun! Total futbolun zirve yaptığı günlerden birinde, Barça, Bernabeu'da Real Madrid'i sürklase ediyordu. Maça bir Brezilyalı damga vuruyordu. Ronaldinho... Gol perdesini Eto'o açmış, Ronaldinho iki kez ağları sarsarak devamını getirmişti. Sadece gol atmakla da kalmıyordu yıldız futbolcu; verdiği futbol resitaliyle rakip taraftarın da gönlünü alıyordu. Madridliler kendi takımlarını mendillerle protesto ederken, Ronaldinho'yu alkışlarla uğurluyordu...

29 Kasım 2010
Perez ile birlikte eski şâşâlı günlerine dönmek isteyen Real Madrid, yaptığı milyon dolarlık transferlerle Barcelona'ya kafa tutmak ister. Ancak bu işler hemen olmamaktadır. Takımın oturması gerekir... Camp Nou'da oynanan maça Barcelona yine müthiş başlar. Xavi'nin mükemmel golüyle 10. dakikada önce geçen Barça, ilk yarıyı 2-0 önde kapatır. Ancak Barcelona hıncını çıkartmamamıştır. Messi ağları sarsamasa da, müthiş oynar, Xavi savunmayı deler; Villa, Casillas'ı iki kez avlar. Sonuç 5-0'dır. Ancak o Barça için bu skor çok doğaldır.

2 Mayıs 2009
Katalanlar Bernabeu'ya son geldiklerinde Madrid şampiyonluğunu ilân etmişti. Barcelonalı futbolcular maç öncesi soyunma odası çıkışında ikiye ayrılmış, ezeli rakiplerini alkışlayarak tebrik etmiş, hatta bu da yetmemiş teker teker ellerini dahi sıkmıştı! 4-1 yenildikleri o maç sonrası köprünün altından çok sular akmıştı. Artık devir değişmiş, Barcelona uzay çağını geride bırakmıştı. Alkışlı jest sonrası ilk Bernabeu buluşmasında Higuain ağları sarsmış, Barcelonalılar 'acaba yine mi?' demişti. Ancak sahneye Henry ve Puyol çıktı. İlk 20 dakika itibarıyla skor 2-1 Barça lehineydi. Ramos'un attığı gol sonrası skor 3-2'ye geldi, Madridliler umutlandı. Ancak Barcelona çok başka bir şey oynuyordu. Messi, Henry ve Pique'nin golleri skoru 6-2'ye getiriyor, Casillas kale sahasında kafayı yiyordu. Barcelona rakibini sürklase etmişti!

24 Kasım 2002
Genelde iki takımın fevkalade mücadelesi ya da nefis futbolları konuşulur bu rekabette. Ancak 24 Kasım'da oynanan maç hâriç! Barcelona'dan Real Madrid'e geçerek 'Hainler Listesi'ne adını yazdıran Luis Figo'ya karşılama töreni düzenlemiştir Katalanlar. Paraların üstüne basılmış Figo resimleri mi ararsınız? Yoksa küfürler mi? Ancak hiç kimse sahaya kesik bir domuz kafası atılacağını düşünmemiştir! Domuzun yanında iyi gider diye düşünen bir Barçalı, Figo'ya bir de viski şişesi yollamış, ancak Portekizli hediyeyi beğenmemiştir... Karşılaşmada ne mi olur? 0-0 bitmesi dışında hiçbir şey!