Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

O geceden anılar

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 09/02/2011 - 16:07 GMT+2

Türkiye’nin bulutların üzerine çıktığı bir geceydi. Takvimler 29 Haziran 2002’yi gösterirken Türkiye, Güney Kore’yi 3-2 yenerek Dünya Kupası üçüncülüğüne ulaşıyordu. Gelmiş geçmiş en gözde Milli Takım’ın “o gününün” öyküsünü sizin için derledik.

türkiye, güney kore, 2002 dünya kupası

Görsel kaynağı: AFP

Şenol Güneş’in yönetimindeki Türkiye, 2002 Dünya Kupası’nda hem çok eleştirilmiş hem de çok heyecanlandırmıştı. Gruptan çıkışı bile büyük güçlüklerle gerçekleşen Milli Takım, yarı finalde Brezilya’ya 1-0’lık skorla elendi ve tarihinde ilk kez üçüncülük maçı oynamak üzere Güney Kore’yle eşleşti. Guus Hiddink yönetimindeki Güney Kore de benzer bir patlama yapmıştı ancak en önemli farkı ev sahibi olma avantajını da yanına almış olmasıydı. Asya temsilcisi de yarı finalde Türkiye’nin kaderini paylaşarak, Almanya’ya 1-0’lık skorla elenmişti.
29 Haziran 2002 tarihinde Dünya Kupası’nın tadını doyasıya çıkaran iki takım Daegu Dünya Kupası Stadı’nda karşılaştı. İki taraf da yapacağını yapmış ve sanki müthiş bir gösteriyi canlandırmak üzere karşı karşıya gelmişti.
Güney Kore-Japonya ortaklığında düzenlenen 2002 Dünya Kupası’nda Türkiye’nin ev sahibi gibi destek görmesini sağlayan Güney Kore-Türkiye dostluğu şüphesiz ki Kore Savaşı’na dayanıyor. Bu üçüncülük maçında da tribünelerde ve saha içinde oluşan güzel görüntülerin kaynağında da bu yatıyor.
Dönemin komplo teorileri
Güney Kore, ikinci turda İtalya’yı, çeyrek finalde İspanya’yı elerken, Türkiye’de konuşulan konu tabii ki her zaman olduğu gibi evsahibi ekibin kollandığı ve maçın Güney Kore’ye hediye edileceği üzerineydi. Medyadaki komplo teorisyenleri bu maçın ardından ağız değiştirmek zorunda kalacaklarından habersizdi.
En hızlı Şükür, “en Beckham” İlhan
Maç son derece hızlı başladı. Kelimenin tam anlamıyla. Maçın henüz 11. saniyesinde Hakan Şükür’ün attığı gol aynı zamanda kırılması çok zor bir Dünya Kupası rekoru oldu. Dünya Kupaları tarihindeki en hızlı gol bu oldu. Maç aynı hızla sürdü: 9. dakikada Lee Eul Yong, 13. dakikada İlhan Mansız ve 32. dakikada tekrar İlhan Mansız fileleri havalandırdı. Maçın uzatma bölümlerinde Song Chong Gug’un attığı gol, 3-2’lik skoru belirledi. Tabii bu maçtan en çok kârlı çıkan isim İlhan Mansız oldu. İlginç saç stili, spektaküler futbolu, bu maçtan sonra Mansız’ı, Asya’nın Beckham’ı olma yoluna soktu. 2004 yılında bu popülariteden yararlanmak isteyen Japonya’nın Vissel Kobe takımı, golcü oyuncuyu sükseli bir şekilde kadrosuna kattı.
Fair Play’de son kalite
Maç sonrası görüntüler de maçtaki futbol kadar güzeldi. Maç boyunca ellerinde hem Türkiye hem de Güney Kore bayrakları taşıyan taraftarlar, maç sonrasında gösterdikleri karşılıklı centilmenlikle isimlerini fair-play tarihine altın harflerle yazdırdılar. Tabii maçın galibi Türkiye olmasaydı, Güney Kore bugün Trabzon’da böyle sevilen bir takım olarak karşılanır mıydı, bunu tahmin etmek güç. Nitekim Milli Takım’ın fair play adına en çok hatırlanan maçı bu müsabaka değil, meşhur İsviçre maçı oldu.
Bu maç, Şenol Güneş adına da büyük önem taşıyor. Bu büyük başarı Güney Kore’de sadece İlhan Mansız’a değil, Şenol Güneş’e de büyük kredi açtı. Deneyimli teknik adam 2007-2009 yılları arasında Seoul takımıyla önemli başarılar kazandı. Yani o gün takımlarının başında olan iki teknik adam da G.Kore’deki futbolseverlerin gönlünde taht kurmuş iki isim oldu: Guus Hiddink ve Şenol Güneş.
Üç ülkenin Trabzon buluşması
Şenol Güneş’in Trabzon’da oynanacak G.Kore maçından önce Hiddink’i ziyareti bu anlamda da üç futbol ülkesinin simgesel buluşması oldu. Türkiye, G.Kore ve bu iki ülkenin futboluna yön veren Hollanda ekolü.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam