PSG'de homurdanmalar başladı: Merhaba kaos

Futbol tarihinin tozlu sayfalarına yazılan her başarı hikayesi bir şekilde sona eriyor. Art arda gelen başarıların yarattığı doymuşluk, rakiplerin seni yakalama arzusu ve gelişen dış etkenler, zirvenin sürekli el değiştirmesindeki başlıca sebepler. Bir yandan da işleri kendi kendine bozanlar var. Katar sermayesinin 2011 yılında piyasaya girdiği Fransız futbolunda da o tarihten bu yana PSG hegemonyası köklerini ülke futbolunun en ücra köşesine kadar ulaştırdı. Ta ki kulüp sahipleri geçen sezon sonunda yarattıkları ihtişamlı yapının dibine dinamitleri kendi elleriyle yerleştirene kadar…

Carlo Ancelotti’nin ayrılmasından sonra göreve gelen Laurent Blanc, kuşkusuz 2000’li yıllarda Fransız futboluna yön veren teknik adamların başında geliyor. 2008/2009 sezonunda Bordeaux’yu çalıştırırken Lyon’un 7 yıllık şampiyonluk serisine son vererek suyun akışını değiştiren Blanc, milli takım serüveninden sonra PSG’nin çılgın projesinde ipleri ele aldı. Görevde kaldığı üç sezon boyunca lig şampiyonluğunu sıradanlaştıran ve Ligue 1’i Avrupa’nın en rekabetsiz ligi hâline getiren Fransız teknik adam, takımına oynattığı karakterli oyunla yaratmak istediği futbol ütopyasına doğru yelken açmaya başlamıştı. Topun hakimiyetini asla rakibine bırakmayan ve bazı maçlarda bunu abartarak topla oynama oranlarında %80’i gören başkent ekibi, özenle hazırlanmış hücum şablonlarıyla sonuca varmayı başarıyordu. Geçtiğimiz sezon inanılması güç bir şekilde mart ayında şampiyonluğunu ilan eden Blanc’ın öğrencileri, ilk yenilgisini 28 Şubat’ta aldığı ligi sadece iki mağlubiyetle kapatarak sezonu 31 puan farkla zirvede tamamladı.

Ancak bu veriler PSG’nin doymak bilmez yönetimi için yeterli değildi. Henüz şubat ayında iki yıllık sözleşme imzaladıkları Blanc’ın görevine Avrupa kupalarındaki yetersiz performansı sebebiyle son veren başkan Al-Khelaifi, Sevilla ile üç sezondur Avrupa Ligi’ne ambargo koyan Unai Emery’yi takımın başına getirdi ve Blanc’ı tazminata boğarak üç sezondur oluşturdukları düzeni paramparça etti. Blanc’ın futbolu bazıları tarafında durağan ve sıkıcı olarak tanımlanıyordu. Veliahtı Emery ise rakip yarı alan amansızca baskı yapan bir takım vaat ederek Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu hedef gösterdi. Emery yönetimindeki takım hazırlık maçlarında ve Süper Kupa’daki Lyon maçında oynadığı futbolla heyecan dozajı yüksek bir sezonu geride bırakacağının emaresini verdi. Ancak İspanyol teknik adamın geride kalan sürede takımda beklenen evrilmeyi gerçekleştiremedi.

Blanc’ın kontrollü ve sınırları belli planının yerine PSG’de şu anda bir kaos hakim. Zlatan’ın ayrılığı hücum varyasyonlarında önemli bir kayıp olarak gösteriliyor ancak Emery’nin elinde alev alan bir Cavani var. PSG’nin asıl problemi orta saha ve Cavani-Di Maria ikilisini tamamlayacak üçüncü hücumcuda. Geçtiğimiz sezon makine gibi işleyen Motta-Verratti-Matuidi üçlüsünü bozan Emery, Sevilla’dan transferi Krychowiak’ı bu ekibe dahil etmek için gereksiz bir çaba içerisinde. Geçtiğimiz hafta ligin beklenmeyen lideri Nice karşısında Motta- Krychowiak –Verratti orta sahasıyla çıkan ve Matuidi’yi ileri üçlünün solunda oynatan İspanyol teknik adam, Lucas, Jese ve Ben Arfa’dan birini ısrarla forvet hattının değişilmez bir parçası yapmıyor. Bu kafa karışıklığının sonucunda da takım şu anda liderin 7 puan gerisinde ve henüz 17. haftada geçen sezonki mağlubiyet sayısını geçti.

Emery’nin koltuğu şiddetle sallanıyor ama puan kayıplarının işin doğasında olduğu Ligue 1’de PSG’nin Nice ile arasındaki 7 puanlık farkı kapatması hâlâ mantıklı bir senaryo. Ancak ligdeki rakiplerinden fersah fersah fazla para harcayan PSG için lig şampiyonluğu tek başına yeterli bir kutlama sebebi değil. Blanc’ın son üç sezonda çeyrek finalde veda ettiği Şampiyonlar Ligi’nde Emery’nin takımı bu sezon grubu Arsenal’in gerisinde tamamladı ve son 16 turundaki rakibi Barcelona… Geride kalan 6 aylık sürecin ardından, Blanc ile sakin sularda ilerlemeyi sıkıcı bulan ve Emery hamlesiyle heyecanlı bir hikayeyi tercih eden PSG yönetiminin kendi eliyle kaosu seçtiğini söylemek zor değil.

Sargın Tekşal