Fransa: Mahşer yeri

Rene Girard'i taniyor musunuz? Tanistirayim, kendisi Montpellier'nin teknik direktörü, liderligi Paris Saint-Germain'in ellerinden alan, son dokuz haftada sekiz kez sahadan galip ayrilan o takimin basinda. Hiç olmadi, ligde firtina gibi esen ve dipteki takimlarin attigi kadar golü tek basina filelere yollayan Olivier Giroud’yu duymussunuzdur.

Montpellier, bu hafta Valenciennes'a yenildi. Hiç kimsenin beklemedigi sekilde, hiç kimsenin beklemedigi yerden. Teknik direktör Girard maç sonunda netti: "Savasi kaybetmedik, bu sadece bir cepheydi". Girard, ismiyle müsemma bir sair olabilirmis, yanlis meslek seçimi. Fakat güven telkin eden açiklamasi Valenciennes'i galibiyete tasiyan Foued Kadir’in golü kadar degerliydi. Montpellier, yerli/yabanci herhangi bir medya organina "Balon patladi" basligi attirmamaya yeminli gibi. Sadece bir cepheydi kaybedilen, bir de üç puan. Liderlik hâlâ cepte.

Karsi cephede ellerini ovusturmus bekleyen bir takim vardi, bir de adam. Kevin Gameiro, tek gollü galibiyetlerin liginde rutini bozmayip Sochaux'yu 1-0 geçen Paris'in zaferindeki imzaydi. Bunun islak imza oldugunu söylemek zor çünkü Gameiro son kez fileleri havalandirdiginda takvimler 10. haftayi gösteriyordu. PSG'nin yürüyüsüne devam ettigi, kimsenin teknik direktör Antoine Kombouare'nin koltuguyla ilgili endiselenmedigi günler. Baskent ekibine "Oldies but Goldies" partisinden üç puan degerinde bir bilet aldi Gameiro. Puanlar esit, liderlik artik aslanin agzinda.

Kahramanlarin haftasinda üçlemeyi tamamlayan Umut Bulut oldu. Herkesin eli kulaginda Montpellier ve Paris'ten gelecek haberleri takip ettigi anlarda sahneye çikan Umut, takimini son dakikada üç puana tasidi. Alti günde iki gol. Umut Bulut için “Adaptasyon” bir Charlie Kaufmann filminden fazlasi. Tek kötü yani, Evian için bu hafta kimsenin "ligin flas skorlar alan yeni takimi" ibaresini kullanamayacak olmasi. Hem alistik, artik kimse için yeni degiller. Hem de bir gidiyorlar, bir geliyorlar. Biri istikrarsizlik mi dedi?

Destan arayanlar için bir güzel aksam da Stade Marcel Picot’daydi. Küme düsme potasinin iki sanli temsilcisi, Nancy ve Ajaccio bol skorlu bir maçta kozlarini paylasti. Daniel Niculae, 10. dakikada Bakar’a asist yapti, Andre Luiz ve Cavalli’nin golüyle geriye düsen Nancy’i 90’da da attigi golle kurtardi.

Haftanin Takimi
Lyon: Karisik bir haftaydi, önce mucizevi sonra tartismali olarak anilan bir Dinamo Zagreb maçi oynadilar. Devler Ligi’nde garip bir “Yola devam” hikâyesi yazdilar. Tüm bu hengâmenin akabinde evinde bu sezon hiç yenilgi yüzü görmeyen Lorient’a karsi zorlu bir deplasmana çiktilar. Lacazette, 54’te yazdi, “Para, sike, iste Lyon iste” tezahüratlari arasinda üç puan geldi.

Haftanin Oyuncusu
Umut Bulut: Kendine güven, bir golcüyü basariya ulastiran en önemli detaylardan biri. Rüya gibi bir yil geçiren Robin van Persie, “Her maç gol atacakmisim gibi hissediyorum, kaçinci dakikada olursak olalim, bir noktada fileleri havalandiracagimi düsünüyorum” demisti. Umut Bulut da ayni hesap. Tekrar edelim, alti günde iki gol. Toulouse Teknik Direktörü Alain Casanova, “Asla geri adim atmiyor, asla cesaretini yitirmiyor, herkesin onu bu kadar sevmesinin nedeni de bu” ifadelerini kullandi. Takim arkadaslari da ayni fikirde. Karakteri, oyunculugu kadar övülüyor. Saha disinda kendini sevdiren Umut, saha içine da damga vurmaya basladi. Dedik ya, adaptasyon ve kendine güven...