Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

İkiz kardeşler

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 02/10/2011 - 15:04 GMT+3

PSG - Lyon bu akşam karşı karşıya gelecek. Eski günlerini arayan ve sezon başı itibarıyla bulmuş gibi görünen iki takımın merakla beklenen mücadelesine saatler kaldı. İnan Özdemir, PSG-Lyon rekabetini yazdı...

FOOTBALL - 2009/2010 - PSG-Lyon - Hoarau - Toulalan

Görsel kaynağı: AFP

Büyük rekabetler büyük karşıtlıklardan doğar. Mevzunun biraz altını kazıdığınızda karşınıza çıkan tarihi, dini, sosyolojik kökenler çoğu zaman yeşil sahaya yansıyan şeyin özünü oluşturur.
PSG- Lyon biraz bunların dışında. Belki iki kulübün "heyday" dönemlerinin farklı zamanlarda olması, belki coğrafi açıdan alakaları olmaması bunun "La Classique" haline gelmemesinin en büyük nedeni. Son senelerde Lyon'un kafasını uzatmasıyla önemi artan bu rekabetin 2011 itibariyle koskocaman bir benzerlikler gösterisine dönüşmesi enteresan olan. Karşıtlık arayanlar, sınıfsal bir ayrılığın damga vurduğu Marsilya-PSG derbisine bakabilirler, gün "ikiz kardeşler" günü.
Neden mi böyle? Fransa Ligi'nde sekizinci haftadayız. Bilanço: 5 galibiyet, 2 beraberlik, 1 mağlubiyet. Hem Paris, hem Lyon böyle. İkisi de 14 gol atıp, 7 gol yemiş. Kendi aralarında yaptıkları maçlar bile yakın. 64 maçta Paris 22 galibiyet alırken Lyon 21 kez gülmüş, 21 de beraberlik var. "Bu sabahların bir anlamı olmalı" deyip Ömer Çelakıl'a danışmak mümkün. Fakat filmi biraz geriden, 80'lerden itibaren sardığınızda gördüğünüz hikâye rakamlardan daha etkileyici.
Aulas bizim, kız bizim
Kovboy filmlerinden alışık olduğumuz bir mit damgasını vurdu son senelerde Fransa futboluna. "Bir gün bir adam bir kasabaya gelir ve oranın çehresini tümüyle değiştirir"
Jean-Michel Aulas beyefendinin Lyon'la ilişkisi bunun en büyük kanıtı. Kentin 15 kilometre uzağında L'Arbesle'de doğan Aulas, 87'de komutasına geçtiği Lyon'la müthiş bir başarı hikayesi yazdı. Mali açıdan sıkıntılı, ikinci ligde mücadele eden kulübü iki senede tekrar Ligue 1'a çıkarmak, akabinde 2000'lerde kupalara ambargo koyan bir ekip haline getirmek onun eseri. Kolay değil futbol tarihinde adı olmayan bir kulübü 7 kere üst üste lig şampiyonu yapmak, 12 kere Şampiyonlar Ligi'ne katılmasını sağlamak.
Aulas da bunun farkında. Kendini Don Kişot'a benzetiyor. "Savunulmayacak şeylerin arkasında durdum" diyor. 68 öğrenci hareketlerine katılan, "Yasak demek yasaktır" sloganının hayatını değiştirdiğini ve Daniel Cohn-Bendit'ten çok etkilendiğini söyleyen biri için talebelik günlerine duyulan bir özlem belki de.
"Paris'te bir Katarlı"
Şimdi değişim sırası PSG'de. Onlar da kendi diriliş hikayelerini yazmakla meşguller. 96'da Kupa Galipleri Kupası'nı kazanarak Marsilya'dan sonra Avrupa zaferi olan ikinci Fransız kulübü haline başkent ekibi, uzun süredir vasatlığa mahkum. Kentin içinden takımı eski günlerine götürecek biri çıkmayınca imdada Katar sermayesi yetişti ve kulübün hisselerinin yüzde 70'i petrolden başlayıp Miramax'a uzanan bir imparatorluk kuran Qatar Investement Authority'e satıldı.
Hedef, Şampiyonlar Ligi'ne katılacak ve iki-üç yıllık bir zaman dilimi içerisinde Fransa Ligi'ni kazanacak bir ekip kurmaktı. Gaza bastılar: 42 milyon avroluk Pastore, Fenerbahçe'den son anda kapılan Lugano, Lorient'da parlayan Gameiro, ilk haftalar itibariyle kalesinde devleşen Sirigu ve daha birçok isim kadronun yeni üyesi oldular.
İlk hafta aldıkları Lorient mağlubiyeti beklentileri büyüten taraftarları "Yine mi olmayacak?" hezeyanlarına sürüklemişti fakat zamanla işler yoluna girdi. Avrupa Ligi'nde Differdange 03 karşısında alınan farklı zafer, dönüm noktası oldu. O günden beri hiçbir kulvarda bileği bükülmeyen Paris'e tek kötü sürpriz perşembe akşamı Athletic Bilbao'dan geldi.
Lyon'un serüveni de göz kamaştırıcı. Takımların sürekli parçalı bulutlu bir performans göstermesiyle tanınan Ligue 1'da daha ilk haftadan farklarını hissettirdiler. Zirvenin çevresindeler ve bugün alınacak üç puan onları lider yapacak.
Bu maçın Jean-Michel Aulas açısından başka bir önemi de var. Le Parisien'e verdiği röportajda Paris ve yeni sahipleri hakkında kıskançlık ya da korku hissetmediğini söyleyen ve her zamanki iğneleyici ifadesiyle "Paris'in bizim önümüzde bitirdiği bir sene hatırlamıyorum" diyen Aulas için bu maç sadece bir futbol maçı olmayacak, güç savaşı da olacak.
Belki ilerleyen yıllarda buradan yeni bir klasik bile doğar, "Sen mi büyüksün ben mi?" ismini taşıyan.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam