Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Deli dolu bir adam: Klopp

Eurosport
TarafındanEurosport

Yayınlandı 01/05/2012 - 17:29 GMT+3

Borussia Dortmund'u üst üste ikinci kez zafere ulaştıran Jürgen Klopp alışılmışın dışında bir teknik adam. Alman çalıştırıcının hikayesini İnan Güzelgün yazdı.

2012 Borussia Dortmund Juergen Klopp

Görsel kaynağı: Reuters

Geçen hafta sonu izlemiş olmalısınız... Dortmund üst üste ikinci kez ulaştığı şampiyonluğu sahasında doyasıya kutladı. Kupa sevincini Jürgen Klopp gibi yaşayan bir hocayı ise daha önce gördünüz mü bilmem… 44 yaşındaki Alman, her zamanki gibi yine alışılmadık bir teknik adam portresi çizdi. Her daim eğlenceli Klopp ya da Almanların onu çağırmaktan hoşlandığı haliyle Kloppo, yeşil çimler üstünde bir çocuk misali oradan oraya koşturuyor, oyuncularıyla bir arkadaştan farksız, şakalaşıyordu. Litrelerce birayı başından aşağı boca ettiklerinde bile hiç bozuntuya vermedi. Durup saçlarını geriye itti ve bıraktığı yerden tam gaz partiye devam etti.
“Klopp tüm övgüleri hak ediyor. Teknik adam, takım ve taraftarlar arasındaki olağanüstü birliktelikten çok etkilendim” diyordu milli takım patronu Löw. Sahiden de o gün Vestfalya’da kimin hoca, kimin oyuncu; kimin yönetici, kimin taraftar olduğunu anlamanın imkanı yoktu. Önemi de... Hem sadece şampiyonluk günü değil, sezon boyunca her hafta sonu aynı manzarayı vermişler, aynı birlikteliği göstermişlerdi.
Berliner Zeitung bir keresinde Klopp için ‘Vestfalya’nın Mourinho’su yakıştırmasını yapmıştı. Portekizli meslektaşı gibi onun da ‘özel biri’ olduğuna şüphe yok. Ancak yalnızca teknik başarısı değil onu özel yapan. Poker suratlı teknik adamların kurt hoca olarak anıldığı bir dünyada, samimiyeti ve içtenliği ona bu sıfatı yakıştırıyor.
Oyuncularından evlatlarım diye bahseden Klopp’un onlarla özel bir bağı var. Hatta aileleriyle bile... Önceki sezon şampiyon oldukları gün stadyumdan ayrılırken, oyuncusu Kevin Großkreutz’un babası da arabasına atlıyor, gidecekleri yere beraber gidiyorlardı. “Ailelerin çoğu benimle aynı yaşlarda” diyor ve ekliyor Klopp: “En hoş tebriği bir oyuncumun annesinden aldım.” Şurası kesin ki Vestfalya’da başını çektiği birlikteliğin kökleri bu samimi ilişkilerde saklı. Herkesle içli dışlı olup aynı zamanda takım disiplinini de kusursuz bir biçimde sağlaması onun saha dışındaki etkinliğine ve farklılığına işaret ediyor. Genç teknik adamın mental açıdan güçlü kalmasına yardımcı olan sıra dışı alışkanlıkları da var. ‘Life-Kinetik’ adı verilen egzersiz bunlardan biri. “Futbolla pek ilişkisi yok gibi görünüyor ancak kesinlikle algıları ve beyin ile vücut arasındaki koordinasyonu güçlendiren bir egzersiz” diyor Klopp bundan bahsederken.
Dortmund macerası başlamadan yıllar önce ülke çapında tanınması yine hocalık dışında farklı bir yönüyle gerçekleşmişti. ZDF kanalı için 2006 Dünya Kupası sırasında yaptığı televizyon programı, onu Mainz’dan bilenler dışında çok daha geniş bir kitleyle tanıştırdı. Dağınık saçlı bu futbol öğretmeni çok hızlı konuşuyor, espriler yapıyor ve taktik analizleri herkesin seveceği ve anlayacağı dilde aktarıyordu. O yaz çok beğenilen Alman milli takımı gibi Klopp da bir anda herkesin sevgilisi olup çıktı. Üstelik yıl sonunda en iyi spor programı ödülünün sahibi olarak farklı bir alanda zirveye yükseliyordu.
2008’de Dortmund’u Thomas Doll’den devralırken ise takım mali ve sportif açıdan sıkıntılı geçen yılların ardından tam anlamıyla dibe vurmuş, son 20 senenin en kötü performansını gösterip ligi düşme hattının yalnızca 9 puan uzağında 13. sırada bitirebilmişti. Yeni sezonla beraber temiz bir sayfa açmayı ve altyapıya dayalı ofansif bir takım kurmayı hedefleyen Dortmund, hoca olarak da Klopp’u gözüne kestirmişti. Zira genç teknik adam Mainz’a oynattığı hücum futbolu ve gençlere önem verişiyle ün yapmış, Dortmund’u hedeflerine ulaştırma yolunda biçilmiş kaftandı. “Jürgen Klopp benim en iyi transferim. O ve Dortmund hep birbirlerinin özlemini duydular ve sonunda birbirlerini buldular” diyor sportif direktör, Michael Zorc. Kulübün 90’lardaki altın çağında forma giyen Zorc, yıllar sonra gelen şampiyonluklarla yeniden eski parlak günlere dönüldüğü için mutlu görünüyor.
picture

Juergen Klopp

Görsel kaynağı: Reuters

Pek çok otoriteye göre de Dortmund bu yeniden doğuşu herkesten çok Klopp’a borçlu. Çünkü tek tek çok yetenekli ancak hepsi toy olan oyuncuları mental ve taktik açında zirveye çıkarabilmek herkesin harcı olan bir iş değil. Düşünün önceki yıl şampiyonluk kupasını kaldıran Dortmund aynı zamanda ligin yaş ortalaması en küçük olan takımıydı. Adeta bir 23 yaş altı takımı andıran Dortmund’un değişmezlerinden stoper, Mats Hummels 21; sol bek, Marcel Schmelzer 22; orta saha oyuncuları Kevin Großkreutz 22, Mario Götze ise 18 yaşındaydılar. Takıma bu yıl katılan İlkay Gündoğan da 21 yaşında ve hocasının genç oyuncuların yeteneklerini ortaya çıkarmakta uzmanlaştığını söylüyor aynı zamanda müthiş bir motivasyon üstadı olduğunu da...
Hemen her maçı taç çizgisinden takip eden Klopp, kapşonlu siyah sweat-shirt’ü, üç günlük sakalları ve dağınık saçları ile maçtan çok bir grunge rock grubunun konserini seyretmeye gelmiş gibi. Onun saha kenarındaki canlı, deli dolu duruşu, takımının sahadaki yüksek tempo oyunuyla uyum sağlıyor. Takımı gaza bastıkça onun harareti artıyor, havayı yumrukluyor. Hatta zaman zaman gol coşkusunu ta korner direğine kadar koşup oyuncularıyla yaşıyor. Sports Illustrated’den Raphael Honigstein, dahi-deli olarak nitelediği Klopp’u, bu görüntüsüyle Disneyland’da şeker peşinde koşan hiperaktif bir çocuğa benzetiyor.
Her haliyle ilham verici biri Klopp. Etkileyici olan ise yalnızca üst üste kazandığı şampiyonluklar değil, bu başarılara izlemekten keyif aldığımız, atak bir futbolla ulaşması. Tamamı alt liglerde geçmiş futbolculuk kariyeriyle dalga geçecek kadar kendisiyle barışık, aklına eseni yapıp dilediğini söyleyecek kadar da cesaretli biri. Adını daha sık duyacağımıza hiç şüphe yok... Daha geçen aylarda Ada basını Chelsea için gündeme getirdi onu. Futbol felsefesinin benzerliği itibariyle Wenger sonrası Arsenal’e yakıştıranların sayısı da hiç az değil. Öte yandan Löw sonrası milli takım için de en güçlü aday olduğu konuşuluyor Almanya’da. Onun gönlünde yatan aslanın da bu olduğu biliniyor... Ancak Klopp şimdilik bu dedikodulara kulak tıkayarak Dortmund’la kazanılacak hala çok fazla şeyin olduğunu ve başladığı işi yarım bırakmayacağını söylüyor. Kuşkusuz bu sempatik Alman, daha uzun yıllar müstesna bir figür olarak parlamaya devam edecek ve elbette biz futbolseverlere ilham vermeye de.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam