Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

La Vuelta'dan 10 hatıra

Eurosport Türkiye

Güncellendi 12/09/2016 - 22:01 GMT+3

Sezonun son Büyük Tur'u olan La Vuelta, Nairo Quintana'nın zaferiyle sona erdi. Editörlerimizden Sargın Tekşal üç haftalık heyecanı 10 başlıkta derledi...

Nairo Quintana, Chris Froome - Vuelta 2016

Görsel kaynağı: AFP

Bisikletin üç Büyük Turu arasında küçük kardeş olarak gösterilen La Vuelta, bu sene rekabet açısından turların en büyüğüydü. Froome ve Contador gibi devlerin genel klasman rekabetine sahne olan İspanya'da zafer Quintana'nın olurken, hafızalardan çıkmayacak gelişmeler tıka basa olsa da 10 başlığa sığdı...
Gesink’in dönüşü
İspanya’daki geri dönüş hikayelerinde Robert Gesink’in serüveni şüphesiz ilk sırayı alıyor. 2014’te strese kaynaklı yaşadığı kalp problemlerinin ardından ameliyat olan Hollandalı bisikletçi, geçtiğimiz yıl Tour de France performansıyla dikkatleri üzerine çekmişti. Fransa’da genel klasmanı 6. sırada bitirerek yeteneklerinden bir şey kaybetmediğini ispatlayan 30 yaşındaki Gesink, La Vuelta kraliçe etabındaki etkileyici performansıyla finişi ilk sırada geçti ve uzun kariyerinde ilk kez Büyük Tur etabı kazanmayı başardı. Vuelta boyunca toplam 3 etapta podyumda yer alan Gesink, kendisinin de söylediği gibi; önümüzdeki yıllarda genel klasman liderliği için hayli hazır göründü.
Superman’den şanssız başlangıçGiro’da Vincenzo Nibali ile gülen Astana, Fabio Aru’nun silik performansı ve takımın harika(!) stratejileri sayesinde Tour de France’dan eli boş ayrıldı. Kazak ekibinin La Vuelta için yollara süreceği yeni silahı açıkçası uzun süredir bekliyorduk. ‘’Superman’’ lakabıyla beklentileri artıran ve son olarak İsviçre Turu’ndaki genel klasman zaferiyle umutlarımızı yeşerten Miguel Angel Lopez, kariyerindeki ilk Büyük Tur olan La Vuelta’ya Astana gibi bir takımın lideri olarak geldi.
Ancak Kolombiyalının Büyük Tur serüveni şansızlıklarla başladı. İlk etapta koşulan takım zamana karşı yarışında zinciri kopan ve daha ilk günden yaklaşık bir dakika geriye düşen 22 yaşındaki bisikletçi, üçüncü etapta geçirdiği kaza sırasında üç dişini kırdı ve bisiklet gibi insan üstü efor gerektiren bir sporu yaparken katı yiyecekleri dahi tüketemediği bu zorlu duruma üç gün dayanabildi. Altıncı etapta yarıştan çekilen Angel Lopez, büyüleyici tırmanış yeteniğini sergileme fırsatını da başka bir bahara bırakmış oldu.
İspanyol dağları Fraile’den sorulurLa Vuelta’da son iki yıldır puantiyeli mayonun sahibi değişmiyor. Geçtiğimiz yıl Caja Rujal takımıyla katıldığı kariyerindeki ilk La Vuelta’da ‘’dağların kralı’’ mayosunu sırtına geçiren Omar Fraile, bu yıl yeni takımı Dimension Data’yla bu başarısını tekrarladı. Cep herkülü Keny Elissonde ile son güne kadar süren kıran kırana mücadeleyi kazandı ve kariyerindeki ikinci La Vuelta’dan da puantiyeli mayoyla ayrılarak zorlu yolları kolaylaştırdığını tekrar gösterdi.
26 yaşındaki İspanyolun 10. etapta Quintana ve Contador’un peşine takılarak eğimin adeta bir duvarı andırdığı anlarda ritmini bozmaması ve Contador’un Nairo’nun temposuna dayanamayıp denize döküldüğü anlarda pes etmemesi takdire şayandı. Artık Fraile’in en büyük eksiği La Vuelta’da bir zirve finişini ilk sırada geçmek…
Valverde de insanmış!Alejandro Valverde… Son yıllarda İspanyol bisikletinin zirvesinde istikrarıyla yer alan El Bala, bu sene gösterdiği performansla insan fizyolojisinin sınırlarını zorlamaya devam etti. Bahar klasiklerinde yarışan ve Fleche Wallonne’u dördüncü kez kazanan 36 yaşındaki bisikletçi, arasının pek iyi olmadığı Giro’ya çeyrek asıra yaklaşan kariyerinde ilk kez uğradı. Movistar lideri olarak katıldığı yarışın sonunda kürsünün üçüncü basamağında yer alan deneyimli İspanyol, Tour de France’da ise genel klasmanı 6. sırada tamamladı.
Araya Rio 2016’yı sıkıştıran Valverde, La Vuelta’ya da gelerek kariyerinde ilk kez bir sezonda üç Büyük Tur’a katılmış oldu. Normal bir bisikletçinin bacaklarının iflasa zorlanacağı bu yoğun takvimin ardından La Vuelta’ta ilk iki hafta boyunca podyum mücadelesi veren Valverde, Operasyon Puerto’daki sicili nedeniyle insanların aklında soru işareti yaratmaya başladı. Ancak son haftaya girilirken dağlık etaplarda eriyip giden Valverde tam dört yıl sonra bir Büyük Tur’da ilk 10 sıranın dışında kaldı. Son olarak Tour de France 2012’de genel klasmanı 20. sırada tamamlayan İspanyol, bundan sonra katıldığı dokuz Büyük Tur’un hepsinde ilk 10 sırada yer alıp, söz konusu yarışların beşinde podyumda boy göstermişti.
Etixx’in turuBelçika takımı olmasından mütevellit bahar klasiklerinde podyumlarda görmeye alıştığımız Etixx-Quick Step mayosu, La Vuelta’da tam dört kez podyumun zirvesinde boy gösterdi. Turun ilk haftasında Gianni Meersman’ın zayıf sprint kadrosundan faydalanarak iki etap kazanmasıyla iyi bir başlangıç yapan Etixx, dokuzuncu etapta ise turun sürprizlerinden David De La Cruz ile bir zafer daha yaşadı ve İspanyol bisikletçi bir etaplığına olsa da kırmızı mayoyu giyme şerefine nail oldu. Belçika ekibinde kapanışı yapan isim sezonun formda isimlerinden Gianluca Brambilla oldu. 15. Etapta zirveyi alan İtalyan, Giro’dan sonra La Vuelta’da da etap zaferi yaşayarak kariyerine önemli bir başarı ekledi.
Etixx için 2016’nın bir diğer önemi genel klasmanda üst sırayı zorlayan isimler çıkarması oldu. Tour de France’da Dan Martin’in ilk 10 sırada yer almasının ardından La Vuelta’yı genel klasman 7. olarak tamamlayan David De La Cruz önemli bir başarı elde etti. İspanya’daki dört etap zaferiyle bu sene Büyük Tur’larda dokuz kez bunu başaran Belçika ekibi, bu alanda da zirveyi kaparak 2016 sezonunu mutlu kapatacak.
Titanların savaşı
2 ay önce koşulan Tour de France’da genel klasman mücadelesini Chris Froome’un domine etmesi heyecan dozajını hayli düşük tuttu. Son yılların en düşük TV ratinglerini alan Tour’un ardından La Vuelta’da nefes kesen zirve etapları bisikletseverlerin yaz aylarındaki can simidi oldu.
10. etapta Quintana-Contador ikilisinin atağı ve Froome’un aniden arkalarında bitivermesi, 11. etapta Froome- Quintana ikilisinin finişi yan yana geçmeleri, 15. etapta Tinkoff-Movistar ortaklığının Froome’a ‘’pes’’ dedirtmesi ve Brambilla’nın ustaca atağıyla günü zaferle kapatmasının tadı damaklarda kalırken, yaşanan keyifli etapların ardından Pireneler'de çiçekler açtı!
Uzun yıllar unutulmayacak sahnelerden birisi de 17. etapta yaşandı. Mathias Frank’ın zaferiyle sonuçlanan etapta genel klasman mücadelesi için son danslarını yapan Quintana, Froome, Chaves ve Contador dörtlüsü uzun süre birbirlerini deneyek izleyenlere keyifli anlar yaşattı. Hiçbir favorinin geriye düşmediği günde dörtlü finiş çizgisini yan yana geçerek heyecan dolu etaba noktayı koydu.
Contador’dan buruk veda
2015’te elde ettiği Giro zaferinden sonra geçirdiği iki Tour de France macerasından da aradığını bulamayan Alberto Contador, Tinkoff mayosuyla katılacağı son Büyük Tur’a Vuelta a Burgos’ta gösterdiği performansla umutlu gelmişti. Fransa’da yaşadığı sakatlığın ardından 9. etap yarıştan abandone olan İspanyol bisikletçi, Burgos’taki zaferine rağmen hâlâ La Vuelta’ya %100 hazır olarak gelmediğini defalarca söyledi. Ancak 33 yaşındaki bisikletçi tur boyunca oldukça hazır göründü ve neredeyse her zirve etabında rakiplerini ataklarıyla yokladı.
10. etapta ön grubu alevlendiren ilk etabı yapan Contador, Quintana’dan sert bir cevap aldı ve Kolombiyalının 1 dakika 5 saniye ardında günü tamamladı. Bu senaryoyu sonraki etaplarda da sıkça görünce, Contador’un artık Quintana-Froome ikilisinin bir tık altında kaldığının kabul edilmesi gerektiği gün yüzüne çıktı. Ancak pes etmeyen karakteriyle enerjisinin son damlasına kadar mücadele eden Contador, 17. etapta ikiliye ayak uydurdu ve bireysel zaman karşı yarışına sahne olan 19. etaptaki performansıyla Esteban Chaves’i geride bırakarak podyumda üçüncü sıraya yükseldi.
Sezon sonunda kepenkleri kapatacak Tinkoff’tan ayrılıp, Trek Segafredo’ya gidecek olan Contador’un takımın Rus sahibi Oleg Tinkov’u Madrid’de podyumdan selamlayacağı düşünülürken, 20. etapta Orica ve Chaves’in akıl dolu stratejisine yanıt veremeyen deneyimli bisikletçi, etap zaferi yaşayamadığı La Vuelta’da genel klasman dördüncü olarak tamamladı.
Chaves podyumu bırakmadı
Pelotonun gülen yüzü Esteban Chaves geçtiğimiz sene son haftada kaybettiği podyum şansını bu yıl yakaladı ve 2016’da katıldığı iki Büyük Tur’da da ilk üç sırada yer alarak ileriki yıllar için sağlam bir mesaj verdi.
La Vuelta’da dört etap zaferi yaşayan başka bir takım olan Orica’nın Kolombiyalısı, başta Damien Howson olmak üzere takım arkadaşların büyük destek aldı. 26 yaşındaki Chaves bu yıl etap zaferi yaşayamasa da, 20. etaptaki şapka çıkarılacak performansıyla kariyerine bir Büyük Tur podyumu daha ekleyerek önümüzdeki yıllarda vatanadaşı Quintana’nın en büyük rakiplerinden biri olacağını ispatladı. Artık Chaves için sırada hiç katılmadığı Tour de France var…
Froome’un yalnızlığı
Öncelikle Froome’un kariyerinin altın senesini geride bıraktığı söylemek lazım. Üst üste ikinci kez sarı mayoyu sırtına geçiren ve sonrasında Rio 2016’da bronz madalyanın sahibi olan Froomey, La Vuelta’da son güne kadar Tour de France’dan sonra istirahate çekilen Quintana’yı kovaladı. Hem de Fransa’daki gibi fantastik bir domestik kadrosuna sahip olmadan…
31 yaşındaki bisikletçi La Vuelta boyunca Quintana’nın ataklarını savuşturmaya çalışırken, sadece 20. etapta atak kollayan taraf oldu. Turun ilk gününden beri bireysel zaman karşı mücadelesine sahne olacak 19. etapta Quintana’ya büyük üstünlük sağlayacağı tahmin edilen Britanyalı, o güne kadar beklemediği derecede fark yedi. Özellikle 15. etapta Tinkoff takımın Contador için yıllardan sonra takım hâlinde yarışması ve kaçış grubu yaratarak oldukça fit durumda olan Quintana’nın ekmeğine yağ sürmesi Froome’un sonunu hazırladı. Söz konusu etapta Kolombiyalıdan 2 dakika 37 saniye fark yiyen Froomey, bireysel zaman karşı etabında Quintana’ya 2 dakikadan fazla fark atmasına rağmen istediği sonucu elde edemedi ve tur boyunca yalnızları oynadığı La Vuelta’yu genel klasman ikincisi olarak tamamladı.
Nostalji köşesinde ise Froome’un Pena Cabarga ile olan özel ilişikisini hatırlatmakta fayda var. Kariyerindeki ilk Büyük Tur etap zaferini 2011 yılında Pena Cabarga’da alan Froome, bu sene 11. etapta aynı noktada bulunan finiş çizgisini yine en önde geçerek izleyenleri 5 sene öncesinde götürdü.
Quintana’nın tek eksiği kaldı
Tour de France boyunca Froome’un tekerine takılan ve oldukça pasif bir görüntü vererek eleştirilere maruz kalan Nairo Quintana’nın cevabı La Vuelta’da fazlasıyla sert oldu. 10. etapta kırmızı mayosunu bir günlüğüne teslim ettiği David De La Cruz’dan geri alan ve her geçen gün genel klasman liderliğini perçinleyen Kolombiyalı, neredeyse tüm zirve finişlerinde patlayıcılığını gösterek adeta gövde gösterisi yaptı.
Quintana’nın zaferinden bahsederken Valverde faktöründen bahsetmemek olmaz. Özellikle son iki Tour de France macerasında takım arkadaşına destekten çok köstek olan Valverde’nin ikinci hafta sonunda genel klasman iddiasını kaybetmesi kesinlikle Quintana’nın avantajı oldu. O günden sonra sadece takım arkadaşı için çalışan ve onun ataklarında Froome’un yer aldığı pelotona tempo veren İspanyol bisikletçinin silik bir tur geçirmesi Nairo’ya yaradı.
Takımı Movistar ile sözleşmesini 2019 yılına kadar uzatan Nairo Quintana’nın önümüzdeki sezon tek hedefi sarı mayo olacak. Bugüne kadar tamamladığı sekiz Büyük Tur’da altı kez podyum gören ve iki kez zafer yaşayan Kolombiyalının henüz 26 yaşında bir delikanlı olduğunu unutmamak gerekiyor. En büyük rakibi Froome’dan beş yaş küçük olan Nairo’nun yolu fazlasıyla aydınlık!
Sargın Tekşal / @sarginteksal
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam