Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

“İnanç başarıyı getirdi"

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 29/11/2011 - 11:21 GMT+2

Galatasaray taraftarının en sevdiği isimlerden olan Preston Shumpert, İtalya macerasından geçen sezonki play-off serisine; Oktay Mahmuti'den bu seneki hedeflerine kadar birçok konuda Eurosport.com Türkiye'ye özel açıklamalar yaptı.

sumpert

Görsel kaynağı: Eurosport

Sarı-kırmızılıların antrenmanının bitmesini beklerken bir gözümüz de Shumpert’ın üzerindeydi. O çok sevdiği sol dipten üst üste yaptığı isabetli üçlüklerin nedeninin sürekli çalışmasında yattığını anlamamız çok da uzun sürmedi. Çalışmanın sonrasında Ayhan Şahenk tribünlerinde sorularımıza içtenlikle cevap veren Shumpert, hem geçmiş kariyeri hem de Galatasaray macerasıyla ile ilgili pek çok önemli açıklama yaptı.
Asseco Prokom maçıyla başlayalım. Kenardan gelerek 13 sayı ve 7 ribaundluk bir performans ortaya koydun. Bireysel oyunun hakkında ne düşünüyorsun?
Bireysel olarak iyi bir iş çıkardığımı düşünüyorum. Daha iyi olabilirdim. Oyununuzu geliştirmek için her zaman bir yol vardır. Kenardan gelmek konusunda ise yılların verdiği tecrübeyle diyebilirim ki yedek başlamak konusunda bir sıkıntım yok. Bu takımdaki görevimi biliyorum ve bundan mutluyum.
Prokom karşılaşması beklenenden daha zor geçti. Özellikle genç uzunları Donatas Moteijunas sizi çok zorladı. Bu konuda neler söylemek istersin?
Bu seviye basketbolda bütün basketbolcuların kendine özgü oyunları var. Bizle oynadıkları karşılaşmada iyi bir ritim yakaladı. Euroleague’de skor bulan ya da iyi oynayan isimlere şaşıramazsınız. Prokom, Barcelona, burada olmalarının bir nedeni var.  Her maç birbirinden zorlu geçiyor. Yapmanız gereken onları olabildiğince durdurmaya çalışmak.
Galatasaray bu sezon ilk defa Euroleague’de oynuyor. Sene sonu için hedefiniz nedir?
Söylemek zor, Top 16 ya da Top 8 başarı demek için çok erken. Sizden beklenen oyunun beraber başarmanız lazım. Şu an için Top 16 için avantaj yakaladık. Adım adım sezonu değerlendirmemiz lazım. İlk olarak hedefimiz bu gruptan çıkmak olmalı. İlerisi için şansa da ihtiyacınız var. Şu an için gayet iyi oynuyoruz, belki en iyi basketbolumuz bu değil ama umarım hedeflerimize ulaşabiliriz.

En zor maçınız hangisiydi?
Deplasmanda oynadığımız Siena karşılaşmasında bir türlü oyuna giremedik. İyi oynuyorduk fakat bazı dönemlerde saha içinde yavaşlıyoruz. Bizim için iyi bir ders oldu. Her karşılaşmada sonuna kadar mücadele etmeliyiz. 

Galatasaray ile geçen sezon finale çıktınız. Camia için çok önemli bir sene geçirdiniz. O sezonu anlatır mısın?
Finale çıkabileceğimizden emin değildim. Pek çok tecrübeli oyuncumuz vardı. İyi oyunculardan kurulu bir takımdık. Ama önemli olan kimleri getirdiğiniz değil, takım olarak nasıl oynadığınızdır. Çok özel bir sezondu. Herkes takım olarak birlikte oynuyordu. Birbirimiz için fedakârlıkta bulunduk.
Kolej takımı gibi değil mi?
Evet öyle de diyebiliriz. Profesyonel sporcularız ama takımda birlikteliği hissedebilirdiniz. Bazen ikinci planda da oyuncularınız olmalı. Skor yükünü üstlenen, ribaundları toplayan oyuncularınız yanında bu tip basketbolculara da sahip olmak önemli. Finale çıktık çünkü bir konseptimiz vardı. Teknik ekibimize güvendik, onlar da bize güvendi. Her maçımızda kendimizi zorladık.
İtalya’da Ergin Ataman ile tanışman kariyerinin gidişatını değiştirdi. Onun hakkında neler söyleyebilirsin?
Bologna’da oynarken onunla tanıştım. Ergin Ataman gelmeden önce takımdan ayrılmam konuşuluyordu. Hemen benimle ilgilenmeye başladı. Gerçekten çok iyi bir koç. Birbirimizle saha dışında sürekli konuşuyorduk. Bunu Beşiktaş’a da taşıdık. Bologna’dan itibaren olaylar iyi yönde gelişti.
Oktay Mahmuti ile aralarında ne gibi farklılıklar var?
Her koçun kendine özgü bir stili var. Evet birbirlerinde farklılar ama Ergin Ataman ya da Oktay Mahmuti daha iyi diyemem. Her takımın kendine has bir yönetim şekli vardır. Mahmuti Beşiktaş’ı çalıştırabilir miydi ya da Ataman Galatasaray’da başarılı olur muydu bunun cevabını veremem. Hangi oyuncuları takıma dahil ettiğin, nasıl bir sistemle oynadığın önemli faktörler.

NBA’de lokavt sona erdi ve Zaza Atlanta Hawks’a dönüyor. Onun kaybı sizi nasıl etkileyecek?
Lokavtın bitmesiyle pek çok oyuncu Amerika’ya dönmek zorunda. Zaza takıma katıldığında ufak bir sakatlığı vardı. Son haftalarda daha rahat oynama başlamıştı. Bu olay basketbolun parçası. Orada kontratları var ve dönmek zorundalar. Kendisini özleyeceğiz ama biz yapmamız gerekenleri yapmalıyız. Her maçta sonuna kadar mücadele edip sahada eksiklerimizi kapatmalıyız. 

Geçen sezon Galatasaray ligin favorilerinden biri değildi. Fakat bu sene şampiyonluk için önemli adaylardan biri. Bu değişim saha içine nasıl yansıdı?
Geçen sene de iyi bir takımımız vardı. Fakat bu sezon herkes bizden daha iyi olmamızı bekliyor. Diğer takımlar en iyi oyunlarını bize karşı oynamak istiyorlar. Bunu da bekliyorduk. Güçlü bir takımla oynadıktan sonraki karşılaşma kolay geçecek diye düşünemeyiz. Sahada gücünüzü kanıtlamanız gerekiyor.


picture

preston shumpert

Görsel kaynağı: AA

Ligde pek çok güçlü takım var. Onları nasıl değerlendiriyorsun?
Fenerbahçe de Efes de her zaman çok güçlü oldular. İkisi de iyi basketbol organizasyonuna sahip camialar. Önemli olan bizim ne yaptığımız. Tabii çok kaliteli oyuncuları var ve onları düşünmeniz gerekiyor fakat parkede efektif oynamaya konsantre olursak onları geçebiliriz. 

Galatasaray’a bu sezon katılan Furkan Aldemir hakkında neler düşünüyorsun? Geleceğin en önemli uzunlarından biri olması bekleniyor.
Furkan gerçekten çok çalışıyor. Yapılı bir oyuncu ve ribaund almayı seviyor. Hâlâ çok genç ve öğreneceği çok şey var. Tecrübeyi antrenmanda koçunuzdan alamazsınız ya da çalışarak elde edemezsiniz. Sadece oynayarak kazanabileceğiniz bir şey. Karşıyaka’da oynarken bize karşı da sahaya çıkmıştı. Şimdi burada antrenmanlarda üst düzey uzunlarla çalışıyor, Euroleague’de süre alıyor. Her gün yeni bir şeyler öğreniyor. Takımımızın büyük bir parçası.

Kendisi bir gün NBA’de oynayabilir mi?
Bence evet. Uzun olmayı birisine öğretemezsiniz. Her gün gelişiyor, her gün yeni tecrübeler ediniyor. NBA’de oynayabileceğine inanıyorum. 

Prokom maçı öncesi taraftarlar Shipp’e tezahürat yaparken ona takıldığın dikkatlerden kaçmadı. Onunla ilişkin nasıl?
Shipp benim küçük kardeşim gibi! Galatasaray’a ilk geldiğimde biri “Onun adı Shipp fakat ona Sheep diyorlar” dedi. Onunla sürekli dalga geçiyorum. Sürekli gülen biri Shipp. Aynı zamanda kendisi benim oda arkadaşım. Sürekli içecek yiyecek almaya onu yolluyorum. Sürekli beraberiz. Artık veteran bir oyuncuyum. Yakında kariyerim bitecek. O ise henüz yolun başında. Ona basketbol hakkında bildiklerimi, profesyonel olmayı öğretiyorum. Shipp karşısındaki dinleyen ve bir şeyler öğrenmeye çalışan tipte bir oyuncu. Bütün sezon dikkatli seyrederseniz her zaman onunla eğlendiğimi görürsünüz. Bazen bana kızsa da bu çok uzun sürmüyor. 

Aktif kariyerinin sonuna yaklaşıyorsun. Koçluk yapmayı düşündün mü?
Bir takımın koçu olmak mı? Benim için çok zor bir ihtimal. Egoya sahip oyuncularla uğraşabileceğimi düşünmüyorum. Çocukluğumdan beri bu oyunu oynuyorum. Çok uzun bir yolculuk oldu. Belki genç takımlarda çalışabilirim. Hâlâ öğrenecekleri çok şeyleri var ve bu beni çekiyor.
Kolej kariyerin sonrası Amerika’da kalmak yerine Avrupa’ya gelmeyi seçtin. Adaptasyon sürecin nasıl oldu?
İlk olarak İtalya’ya gittim. İnanın İtalya ve İstanbul arasında çok fark var. Burada olmak New York’ta yaşamak gibi. Bütün dükkanlar her saat açık. Aradığınız her şeyi bulabiliyorsunuz. İtalya daha farklıydı. Fakat oraya da alışmıştım. Kültür ve yaşan stili de gayet güzeldi. Ama Türkiye’ye de çok alıştım. Amerika’daki arkadaşlarım ilk olarak buraya geleceğimi duyduklarında şüphelerim olup olmadığını sormuşlardı. Hiçbir şüphem yoktu. Ben, kendim tecrübe etmeden hiçbir şeyi yargılamam. Buraya gelene kadar iyi mi kötü olacak bilme şansım yok. Eğer kötü bir tecrübe yaşamış olsaydım bu benim tecrübem olurdu. Bunu genele yaymak çok yanlış. Burada trafik dışında her şey çok güzel.

Türkiye’de geçirdiğin beş yıl sonrası seni hala şaşırtan bir şey var mı?
Aslında kalmadı. Hemen hemen her şeyi gördüm. Artık hiçbir şey şaşırtmıyor. Sokakta at arabası kullanan insanlara bile rastladım!
Abdi İpekçi’de kazanılan her maç sonrası aynı yere gidip seyirciyle iletişime geçiyorsun. Özel birileri mi var orada?
Evet oradaki seyircilerle sürekli etkileşim halindeyim. Kimi zaman bana destek oluyorlar, kimi zaman şakalaşıyoruz, kimi zaman da bana takılıyorlar. Taraftarlar bizim için her zaman itici bir güç oluyor. Galatasaray taraftarı gerçekten harika. Deplasmanda olsun içeride olsun sürekli bizi destekliyorlar. Prokom maçı gibi durumlarda çok önemli bir rol üstleniyorlar. Asla pes etmiyorlar. Efes maçını kaybettik. Bizi parkeden alkışlarla uğurladılar. Bu sahadaki oyuncular için çok önemli. Taraftarlarla diyaloga girmeyi seviyorum. O köşede biri var. Her maç sonu beni çağırıp formamı istiyor. Haftaya da maça çıkacağım her formamı veremem.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam