Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

savas birdal portland trail blazers nba sezon oncesi

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 25/10/2012 - 14:59 GMT+3

NBA'de yeni sezon öncesi farklı bir yapılanmaya giden Portland Trail Blazers'ı, Savaş Birdal değerlendirdi.

portland trail blazers, widescreen

Görsel kaynağı: Resmi Siteden Alınmıştır

Portland Trail Blazers, yeni sezona yepyeni umutlar ve geçen seneye oranla çok farklı beklentilerle giriyor; ancak Portland şehrinin benzersiz bir sadakatle desteklediği bu garip takımın hikayesini tam olarak kavrayabilmek için filmi biraz geriye sarmakta fayda var.
1970’te NBA fotoğrafına adım atan Blazers, o tarihten bu yana her dönemde birbirinden keskin çizgilerle ayrılmış devirlerin takımı oldu. Bill Walton’la 70’lerde başlayan serüveni, 80’lerde Clyde Drexler, 90’ların sonunda ise Rasheed Wallace’ın önderliğinde kurulan ve yolun sonunda Jail Blazers’a evrilen takım devam ettirdi. Üç devrin de ortak özelliği ise büyük umutlarla başlayıp daha büyük hayal kırıklıklarıyla sona ermeleriydi. Bu sebeple geçmişiyle arası hiçbir zaman iyi olmadı Portland’ın. İronik bir şekilde, barışçıl ve ütopik Portland şehrinin Amerika’nın 4 büyük spor organizasyonundaki (MLB, NFL, NBA, NHL) tek takımı olan Trail Blazers, tarihi boyunca yıldızlarıyla hep kırgın ayrıldı, açık kalan hesapları kapama fırsatını bir türlü yakalayamadı.
Bill Walton’ın sakatlıklarla biten Portland kariyeri kazandığı şampiyonluğa rağmen keşkelerle anıldı, Clyde Drexler denildiğinde ise şehirde geçirdiği 12 yılda bir efsaneye dönüşen; ancak 1995’te takasını isteyip ayrıldıktan sonra tek şampiyonluğunu Houston’da kazanan bir oyuncu geldi akıllara. 2007’ye gelindiğinde ise “bu defa” şans Portland’ın yüzüne gülmüştü. Yüzde 5’lik bir şansa sahip olmasına rağmen lotaryayı kazanarak bir numaradan Greg Oden’ı seçme hakkını elde eden Blazers, 2.13’lük pivotu yılın çaylağı Brandon Roy ve bir diğer potansiyelli uzun LaMarcus Aldridge’in yanına ekleyecek, NBA’in 2010’lu yıllardaki yeni hanedanına sahip olacaktı. Ancak yine olmadı, sakatlıklar Roy ve Oden’ın yakasından bir türlü düşmedi. 2011’de basketbolu bırakan Roy’un yanına 2012’de takasın son gününde sözleşmesi feshedilen Oden eklendi ve Portland bir dönemi daha keşkelerle başlayan cümlelerle anabilme şerefine nail oldu.
Roy ve Oden dönemi esasen Roy 2011 yazında basketbolu bıraktığını açıkladığında fiilen sona ermişti; fakat vurucu noktayı koyan, Oden’ın 15 Mart 2012 itibariyle kontratının takım tarafından feshedilmesi oldu. Aynı gün içerisinde önce takımın 7 yıllık koçu Nate McMillan’ı kovan, ardından ise Oden’la beraber Marcus Camby ve Gerald Wallace gibi veteranların da gönderilmesini “arzu eden” Blazers’ın milyarder sahibi Paul Allen, takımı yeni bir dönemin beklediğinin sinyallerini çoktan vermişti. Takımın bir genel menajere dahi sahip olmadığı bu dönemde yapılan Wallace takasıyla gelen 6 numaralı draft seçimi Damian Lillard’la Portland’ın yüzüne biraz olsun gülünce, Blazers’ın eline yeni sezon öncesi izleyenlere vaat edebileceği en azından bir geçmiş oldu: Umut.
picture

steve blake, brandon roy, greg oden, portland trail blazers

Görsel kaynağı: AFP

Yazın başında genel menajerliğe getirilen Neil Olshey’in ilk işi, lokavt dönemi boyunca kebapçılarda sabahladığı rivayet edilen Raymond Felton ve şut yüzdesi Portland’ın 2011-12’de yakaladığı galibiyet yüzdesinden düşük olan Jamal Crawford’ın kontratlarını uzatmamak oldu. Bu iki isimle beraber Batum’un da kontratının bitmesi sebebiyle Olshey elindeki beyaz sayfaya istediğini yazabilecek konuma gelmişti. NBA gibi finansal esnekliğin her şey manasına geldiği bir ortamda Olshey elindeki bu kozu iyi kullandı ve serbest oyuncu dönemi açılır açılmaz aynı Minnesota’yla anlaşan Batum gibi kısıtlı serbest olan bir başka isim Roy Hibbert’a imza attırdı. Indiana’nın Hibbert’ın Portland’la imzaladığı maksimum kontratı karşılamayabileceğinin konuşulduğu birkaç gün boyunca Portland bir playoff takımı oluşturabilmenin hayalini kısa süreyle de olsa yaşadı; ancak sonunda Indiana Hibbert’ı tutmaya karar verince çiçeği burnunda menajer Neil Olshey’in de Batum için aynısını yapmaktan başka bir çaresi kalmamıştı.
Yaz boyunca koç arayışının kadronun son durumuna göre şekilleneceğini ısrarla yineleyen Paul Allen ve Neil Olshey ikilisi, yeniden yapılanmaya giden Portland’ın yeni bir numarasını ise Dallas’ta buldu. Şampiyon olan Dallas takımında Rick Carlisle’ın hücumdan sorumlu asistanı olarak görev yapan Terry Stotts, 2000’lerin başında Milwaukee ve Atlanta’da geçirdiği kısa ve başarısız serüvenlerin ardından koçluk konusunda şansını bu defa Portland’da deneyecek.
picture

rick carlisle, terry stotts

Görsel kaynağı: Resmi Siteden Alınmıştır

Portland’da yaz döneminde Batum’un takımda tutulması da dahil olmak üzere yapılan eklemelerin ortak özelliği hiçbirinin şimdiki zaman odaklı olmaması. Weber State gibi adı pek duyulmamış bir kolejde 4 senesini geçiren ve draft’ın en büyük sürprizlerinden olan guard Damian Lillard, Blazers’ın an itibariyle geleceği dair en büyük umudu. Yine 2012 draft’ında seçilen ve Lillard’a eşlik edecek olan bir diğer çaylak ise Meyers Leonard. 2.16’lık pivot henüz basketbolun en üst seviyesine Lillard kadar hazır olmasa da fiziği ve atletizmi ile Portland’ın Oden’da arayıp da bulamadıklarının bir kısmını Stotts’a sunabilir. Madem bir iş yapıyoruz, onu da tam yapalım düşüncesiyle iki Amerikalı çaylağına uzun süredir Avrupa’da oynayan iki eski draft hakkını da ekleyen Blazers, Joel Freeland ve Victor Claver’e de NBA’e uyum sağlayabilmeleri için bu süreçte sabır gösterecek.
Takımın görünürdeki problemleri saymakla bitecek gibi değil. Koç Stotts’ın sezonun başlamasına bir haftadan az bir süre kala pivot pozisyonunda ilk beş başlayacağını açıkladığı JJ Hickson’a sezon boyunca ligin iri kıyım pivotlarının çektireceği işkence bunların en başlıcası. Kadroda 5 çaylağın bulunmasıyla gelen tecrübesizlik ve bunun doğal sonucu olarak yapılacak hatalar da Portland’ın bu sezon playoff’tan ziyade lotaryayı düşünmesi gerektiğini işaret ediyor.
Genel tablo karamsar gözükse de mevcut kadroyu dikkat çekici kılan etmenler yok değil. Halihazırda bir all-star’a LaMarcus Aldridge’te sahip olan Portland, Wesley Matthews ve Nicolas Batum gibi iki iyi şutöre ve preseason’da fazlasıyla dikkat çeken Damian Lillard gibi bir cevhere de ev sahipliği yapıyor. Ancak bench’ten gelecek isimlerin Jared Jeffries, Ronnie Price, Will Barton, Victor Claver ve Joel Freeland gibi ya vasat, ya da NBA tecrübesinden yoksun oyuncular olması Portland’ı sezon genelinde Batı’nın iyi takımlarıyla rekabet etmekten alıkoyacak.
picture

lamarcus aldridge

Görsel kaynağı: AFP

Aldridge’in tekrar all-star seçileceği, Batum’un aldığı kontratın kısmen de olsa hakkını verecek bir gelişim göstereceği ve Lillard’ın potansiyelinin sinyallerini vereceği bir sezon, Portland’ı 2013’ün Haziran ayında fazlasıyla tatmin edecektir. Kazanma kaygısından uzak geçecek ve Ocak civarında playoff umutlarının kaybolacağı bir yılın sonunda Portland’ın en büyük kazancı ise kazanacağı 25-30 maçtan çok Aldridge-Lillard ikilisinin yanına ekleyeceği iyi bir draft seçimi olur. Güller şehri Portland’da gençlerin etrafına kurulan bu yeni projenin öncekiler gibi hayal kırıklıklarıyla bitip bitmeyeceğini ise ancak zaman gösterecek.
Tahmin: 28-54
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam