onur saygin dallas mavericks nba sezon oncesi

Bir önceki senenin şampiyonu olarak girilen sezonda beklentilerle beraber hayal kırıklığının büyümesi de kaçınılmaz son oldu Dallas Mavericks için. Tyson Chandler'ın serbest oyuncu olarak takımdan ayrılmasıyla şampiyon kadronun da aslıdan temelleri sarsılmış oldu.

Normal sezonda çok da kötü bir performans sergilemedi Dallas. Spurs ve Oklahoma karşısında alınan galibiyetler ilerisi için umut veriyordu. Fakat Batı’yı 7. sırada bitirmek onlar için sezonun sonunun da erken geldiğini gösterdi.

Belki de ilk turun ilk maçında Marion son saniyede potayı bulup deplasmanda galibiyetle başlasa her şey çok farklı gelişebilirdi Teksas ekibi için. İlk iki karşılaşmada gösterilen ekstra eforun karşılığı olmayınca tarihte şampiyon olduktan sonra ilk turda süpürülen üçüncü takım oldu Dallas.

Fakat geçen senenin en garip olayı onlar adına Lamar Odom olayıydı. New Orleans Hornets-Los Angeles Lakers takasında kullanılma şeklini öğrenen Odom Lakers’tan ayrılmak istediğini belirtirken, lokavt biraz daha uzun süre Türkiye’de Beşiktaş forması giymesi işten bile değildi. All-star arasından sonra Dallas ile üst üste üç maç kaçıran Odom, takım tarafında D-League’e yollanırken tercihlerin bir insanın kariyerini nasıl etkileyeceğini de gösteriyordu. Daha sonra tekrar kadroya dahil edilen forvet performansında hiçbir değişiklik göstermeyince Dallas tarafından sezon sonu dörtlü takas sonucu Los Angeles Clippers’a yollandı.

Ölü sezonun en büyük kaybı Jason Terry oldu. Dallas’ta kalmak istediğini söyleyen Terry’e Celtics’in yaptığı üç yıllığına 15 milyon dolarlık teklifi karşılamayan Mavericks arka alandan önemli bir oyuncusunu kaybetmiş oldu. Şampiyon kadroda yer alan ve pek çok kritik basketin altında imzası olan tecrübeli şutörün kaybı Dallas’ı çok zorlayacaktır.

Guard rotasyonundan giden isimlerden bir diğeri ise Jason Kidd. 39 yaşında bir oyuncu da olsa isim Kidd olunca elbette kayıp olarak görülecektir. Fakat bütçeyi rahatlatmak adına Dallas’ın yaptığı en iyi hamlelerden biri onunla sözleşmeyi uzatmamak oldu.

Uzun rotasyonunda bir önceki sene çektikleri işkenceyi sonlandırma isteyen Dallas, lokavt sonrası imzalanan yeni toplu iş sözleşmesindeki “Amnesty” ile Philadelphia’nın bıraktığı Elton Brand’i makul bir ücret karşılığında kadrosuna katmayı başardı.

Brand ile güçlenen pota altında bu sefer işleri şansa bırakmayan Mark Cuban, New Orleans’tan Chris Kaman’ı rotasyona dahil etmeyi başardı. Memphis’in gelen teklifleri karşılamadığı O.J Mayo da yaz döneminin en önemli hamlelerinden olarak gözüküyor.

Fakat ölü sezonun en başarılı hamlesi Ian Mahinmi’yi Indiana Pacers’a yollayıp karşılında Darren Collison ve Dahntay Jones’u almak oldu. Geleceği oldukça parlak Collison ve veteran Jones karşılığında Mahinmi’yi vermek herhalde Dallas’ın rüya takası oldu.

Yeni sezonda beklentiler tekrar büyüdü Dallas Mavericks’te. Tarihinde sadece bir şampiyonluğu, onu da 2011’de almış bir takım için söylenen garip gelebilir fakat sürekli finale oynayan bir ekip için daha azı beklenemez. Collison - Mayo - Marion - Nowitzki - Kaman ilk beşi kağıt üzerinde oldukça verimli. Kenardan gelecek Elton Brand, Vince Carter ve Delonte West gibi isimlerle 2012-2013’e oldukça iyi bir kadroyla giriyor Dallas. Batı Konferansı’nın durumu onlar için asıl problem. Lakers, Spurs ve Thunder onların önünde gözüküyor. Normal sezonu hangi sırada bitirecekleri onlar için kritik rol oynayacak. Play-off potasından uzak kalma ihtimaller çok az. Fakat 6-7-8’den girmek bazen hiç girmemekten çok daha yararlı olacaktır. İki sezon üst üste süpürülme NBA’de pek hoş karşılanan bir durum değil. Evet takımın yıldızları bir yaş daha yaşlandı fakat NBA tarihinin gördüğü en büyük profesyonellerden Dirk Nowitzki yıldızınız ise yaş her zaman ikinci planda.

Fakat Alman yıldızdan sezonun başında yararlanamayacak Dallas. Geçen sezonki formsuzluğunun da bağlı olduğu ifade edilen diz sakatlığı nedeniyle ameliyat oldu Nowitzki. İlk 13 maçta forma giymesi beklenmiyor 34 yaşındaki yıldızın. Sakatlık dönüşü ise Mavericks’in bu sezonu hangi sırada bitireceğini belirleyecek.

2011 şampiyonluğunun en büyük mimari kim diye sorula düşünmeden cevap verilecek isim herhalde koç Rick Carlisle. 2008’te dört senelik imzalanan sözleşmenin bir dört sene daha uzatılması da organizasyonun ona ne kadar güvendiğinin göstergesi. Kariyerleri boyunca final maçlarında bir şekilde şansları tutmayan isimlerden şampiyon bir takım yaratmayı başarmıştı 2011’de Carlisle. Belki “klasik basketbol” terimin son birkaç savunucusundan biri de o. Uçan kaçan mükemmel atletik bir oyun ortaya koymuyor onun takımları ama hücum merkezi Dirk Nowitzki gibi bir yıldızken Carlisle’in sihri ortaya çıkıyor. Bu sene de çok farklı olmayacaktır. Geçen seneki kadar bitik bir şekilde girmeyecekler play-off’a. Zaten Nisan’dan sonrası değil mi asıl farkların ortaya çıktığı zaman?

Tahmin: 42-40