Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

anil duman toronto raptors jonas valanciunas nba sezon onu

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 26/10/2012 - 15:29 GMT+3

NBA'de yeni sezon öncesi Anıl Duman, Jonas Valanciunas'a kavuşan Toronto Raptors'ı detaylı bir şekilde analiz etti.

jonas valanciunas, toronto raptors

Görsel kaynağı: Resmi Siteden Alınmıştır

Sezon öncesi Toronto Raptors değerlendirme yazısıyla herkese merhaba. Değerlendirmeyi 4 ana başlık altında bulacaksınız (koç, gecen sezon değerlendirmesi, ölü sezon hamleleri, yeni sezon beklentileri). Yazmaya diğer başlıkları da anlamlı kıldığını düşündüğüm koç incelemesiyle başlıyorum.
Koç: Dwane CaseyÇok uzun zaman olmuştu Toronto’yu gerçekten savaşırken, müdafaa yaparken görmeyeli. Geçen sezon takımın başına geçen Dwane Casey bu takımın da savunma yapabileceğini bize gösterdi. Toronto’ya gelmeden önceki 3 sezonunu Dallas’da özellikle savunmadan sorumlu yardımcı antrenör olarak geçirdi ve Dallas’in şampiyonluğunun 9 gün sonrasında Toronto’ya imzayı attı. Öncesi ise, daha doğrusu kariyerinin başlangıcı ise biraz sıkıntılı ve ilginç. İlk deneyimi olan Kentucky de yardımcı koçken şike yaptığı gerekçesiyle NCAA yönetimi tarafından 5 yıl ceza aldı ve bu 5 yılı Japonya’da koçluk yaparak geçirdi. Ardından NBA’e döndü ve 11 yılı Seattle Supersonics ile geçen 17 yıllık tecrübesi bulunmakta. Başantrenör olarak tek tecrübesi ise 2005 yılında başlayan 1.5 sezon süren Minnesota Timberwolves macerası.
Casey’nin koçluk düşüncesi basit; koç olarak topun potadan geçip geçmemesi durumuna müdahale edemezsin ama sahaya sertlik katabilirsin. Oyuncular içinde bu düşünce basittir aslında; hücumda kötü günün olabilir ve sokamayabilirsin ama savunma yapmiyorsan bunun mazereti yoktur. Koç Casey geldiği gün basın toplantısında bu konuda tavizinin olmayacağını “Koç olarak belirleyebileceginiz tek şey süreler. Eğer bir oyuncu savunma yapmıyorsa yanıma oturur ve niye böyle olduğu hakkında konuşuruz” diyerek açıkça belirtti. Oyun felsefesinin temelini savunmanın oluşturduğunu Minnesota günlerinde de göstermişti koç Casey. Onun döneminde Minnesota en düşük rakip takım şut yüzdesine sahip durumdaydı. Bu savunma başarısının temelini ise yüksek seviyedeki sertlik ve yardımlaşma oluşturuyor. Sabit bir savunma anlayışı yerine rakibe göre savunmayı düzenlemesi de büyük artı sağlıyor.
picture

dwane casey, toronto raptors

Görsel kaynağı: Resmi Siteden Alınmıştır

Konu hücum olunca ise koç Casey’nin en büyük eksikliği ortaya çıkıyor. Başarının savunmayla geleceğine inanan koç, hücumda ise esnek olmayı tercih ediyor ve oyuncularına özgürlük tanımayı seviyor. Böyle bir sistemin sonuç vermesi için elinizde basketbol zekâsı yüksek, tecrübeli ve birbirleriyle uyumlu oyuncularinizin olması lazım. Toronto takımına baktığımızda ise bunların varlığının yeterli olduğunu söylemek imkansız. Casey var olan bu eksiklik içinse çözümü takımın genç yapısı ve atletik özelliğinden yararlanarak topu hizlandirmakta buluyor. Sonuç olarak koç Casey kafasında yardımlaşmalı sert savunma yapabilen ve geçiş oyununu iyi oynayıp potaya kısa sürede gidebilen bir Raptors kuruyor.
2011-12 Sezon Değerlendirmesi
Sezon boyunca hiçbir Toronto maçı izlememiş veya takım haberlerine bakmamışsanız 23-43’lük dereceye göz atıp Kanada’da klasik bir sezon geçtiğini düşünebilirsiniz. Ancak işin aslı görünenden biraz farklı. Sezon öncesine bakarsak Toronto’nun toplama bir takım ve kariyeri sağlam olmayan bir koçla ligi sonuncu bitirmemesi için ancak Micheal Jordan’in bir yerlerde GM olması lazımdı diyebiliriz. Koç Casey’nin elinde Raptors formasını bir sezondan fazla giyen sadece 4 oyuncu (Calderon, Bargnani, Amir Johnson ve DeRozan) vardı. Bunun üstüne bir de lokavt dolayısıyla kısıtlanan sezon öncesi çalışma süresi eklendi. Her şeye rağmen sezona Raptors’a göre iyi bir başlangıç yapıldı (İyiden kastım 3-3’lük derece). Ardından gelen birkaç anlamsız mağlubiyeti görmezden gelirsek, Raptors’a esas darbayi Bargnani’nin sakatlığı vurdu. Bir türlü istenilen seviyede performans gösteremeyen 2006 yılının bir numaralı draft seçimi, sezona tam da istenilen gibi başlamıştı. Sonunda Raptors sahadaki liderine kavuşmuş, Bargnani de niye 1. sıradan draft edildiğini ispatlar gibi oynuyordu (ilk 14 maç sonrası 23.5 sayı ortalaması 0.476 şut yüzdesi). Ayrıca Casey’nin çokça başvurduğu alan savunmasıyla Bargnani savunmada da takıma katkı veriyordu. Benim gibi diğer pek çok insanın da bu tarz söylemleri sonrası etkilenmemesi mümkün değildi. 11 Ocak’taki Sacremento maçında sol baldırından sakatlandı. 14 gün sonra parkelere tekrar çıkıp kaldığı yerden devam etti (Suns - 34 sayı, Utah - 25 sayı) ancak Utah maçında aynı yerden tekrar sakatlanıp sezonu sadece 31 maç oynayarak tamamladı. Ayrıca malesef Bargnani’nin bu seferki sakatlıktan dönüşündeki performansı ise eskisi gibi olmadı (sakatlık sonrası 16.1 sayı ortalaması 0.403 şut yüzdesi).
Toronto’nun sezondaki tek sakatlık problem bu da değildi. Diğer oyuncuların yaşadığı ve en az 10 maç kaçırdığı sakatlıkları da bir kenara koyalım. Jarryd Bayless da sezonu sadece 31 maçla tamamlayan bir diğer oyuncuydu. Koç Casey her ne kadar Calderon’dan övgüyle bahsetse de, Bayless onun sistemi için daha uygundu, ancak benchten geldiği dönemde istikrarlı bir oyun sergileyemedi. Bayless’in ilk 5 başladığı zaman ki iyi performansına rağmen (18 sayı 6.1 asist ortalaması) Casey ısrarla Calderon’la maçlara girmeyi tercih etti. Hatta Calderon’un Mart ayındaki sakatlığıyla ilk 5’e yerleşen Bayless’in performansı iyice artarken Calderon sakatlık dönüşü tekrardan ilk 5’teki yerini aldı ve malesef yine aynı maç Bayless kalça kemiğinden sakatlnarak sezonu kapamak zorunda kaldı. Calderon’u bu sezon vazgeçilmez yapan ise onun oyun zekâsıyla topun kıymetini iyi bilmesi ve hücuma yön verebilmesiydi. Hücum yönünden bu kadar zayıf olan bir takımda 8.85 gibi bir assit yüzdesiyle oynamak ve bir de bunun yanına düşük top kaybı yüzdesi (asist-top kaybı oranı istatistiginde 1. sırada) eklemek azımsanacak bir durum değil. Ancak Calderon’un savunmadaki zaafı Casey’nin sisteminde çok belli olmasa da hala devam etmekte. Bunun yanında hücuma yeterince hız ve agresiflik katamadigi içinse Raptors taraftarının gözünden iyice düşmekte.
picture

jeremy lin, jose calderon, toronto raptors, new york

Görsel kaynağı: Resmi Siteden Alınmıştır

Kimsenin beklentisinin olmadığı sezonun geneliyle ilgili yazmak yerine daha çok oyuncuların sezondaki durumuyla yazıya devam edeceğim. Şüphesiz ki bu sezonki performansı en merakla beklenen oyunculardan biri Demar DeRozan’dı. 2010-11 sezonunda yakalamış olduğu 17.2 sayı ortalaması sonucu hücum anlamında takımın ikinci hatta zaman zaman birinci opsiyonu olması bekleniyor genç oyuncudan. Bu beklentileri kısmen yanıltmadı diyebiliriz. İstatistik olarak bir önceki yılın biraz altında (16.7) kalsa ve hala daha oyun sete kaldığında pozisyon yaratmakta sıkıntıları olsa bile, özellikle Raptors’in hızlı oyunlardaki en büyük silahı. Casey’nin ilk iş olarak savunmaya el atması DeRozan üzerinde de rahatlıkla gözüküyor. Hücum anlamında çok fazla gelişme gösteremeyen oyuncu savunma anlamında ise bir önceki yıldan çok daha iyi.
Bu sezon performansı merakla beklenen bir diğer oyuncu ise Ed Davis’di. Çaylak sezonunda yakaladığı istatistiklerle ümit veriyordu ancak ne fiziksel olarak ne de oyun anlamında yeterli gelişimi gösteremedi. Yine de tecrübe edinmesi açısından ve de Toronto’nun uzun zamandır karın ağrısı olan ribaundlar konusunda katkısı nedeniyle benchten gelip iyi süreler aldı. 23 dakika ortalamayla oynadığı sezonda 6.64 ribaunt ortalaması yakalayarak bu istatistikte takımın en iyisi oldu.
picture

andrea bargnani, toronto raptors

Görsel kaynağı: Resmi Siteden Alınmıştır

Uzun rotasyonundaki ve Davis ile benzer süreler alıp benzer istatistikler yakalayan, bir diğer oyuncu ise Amir Johnson. Bargnani’nin yokluğu ve pivot mevkiginde oynayabilmesinin yanında henüz 25 yaşında olmasına rağmen yedi yıllık NBA tecrübesi ona daha çok ilk 5 de başlama şansı verdi. Amir yine kendisinden bekleneni ne eksiğiyle, ne de fazlasıyla yerine getirdi. Ondan beklenen iyi savunma, ribaunda katkı ve mücadeleci oyunu sezon boyu gördük. Pivot mevkindeki eksikliği de mücadeleci yapısıyla elinden geldiğince kapamaya çalışıyor bu yüzden onu çoğu zaman sahada 5 oynarken görüyoruz.
Takımdaki pivot yokluğunu en iyi açıklayacak şey herhalde Aaron Gray’in çoğu maç ilk 5 başlaması olacaktır. Eğer uzun ve kalıplıysanız NBA’de kendinize yer bulabilirsiniz ama ilk 5 başlamak ancak Raptors gibi takımlarda gerçekleşir. Boyalı alana sertlik katip, ribaundlar için mücadele etmesi dışında Gray için çok fazla söylenebilecek bir şey yok. Takımda varoluş sebebininde bu işler olduğunu düşünürsek, Gray için kötü söz de söylememiz mümkün değil ama böylesine önemli bir mevki böyle bir isme emanet edilince sonuç kaçınılmaz oluyor.
Genç bir takıma geldiğinin farkında olan Casey takıma abilik yapabilecek veteran oyuncular da istiyordu kadroda. Hem abilik yapabileceği hem de gerekirse tecrübesiyle pivot mevkindeki ekşiliği doldurabileceği düşünüldüğü için Jamal Magloire eklendi kadroya. Esas görevi abilik olan Magloire zaman zaman süre de buldu Casey’nin rotasyonunda. Veteran kontejanindaki bir diğer oyuncu da Anthony Carter’di. 3. gard durumunda yer alan Carter sezon sonunu görmeden serbest bırakıldı. Takımda sezon sonunu görmeden serbest bırakılan diğer oyuncu ise yine veteran, Rasual Butler oldu. Sezona ilk 5 başlamasına rağmen önce ilk 5 deki yerinden ardından da kadrodan ayrıldı. Bu hamleler genelde genç oyuncuların süresini artmasını sağlamak için yapılan hamlelerdi.
Hazır konu takımdan ayrilmalara gelmişken, takas döneminin sonlarında Leandro Barbosa da takımdan yollandı. Barbosa Indiana’nin yolunu tutarken yerine 2012 yılı 2. sıra draft hakkı alındı. Barbosa, DeRozan’nin arkasından benchten gelip iyi katkılar veriyordu ama sezon sonu takım bütçesinde yer açabilmek adına 7.5 milyon dolarlık kontratıyla fedâ edildi.
Sezon boyunca takımı tamamlayıcı parçalardan en büyük sürprizi yapan oyuncu James Johnson oldu. Oyunun iki yönünü de etkili biçimde oynayarak bir aya kalmadan ilk 5’te yerini aldı. Oyunun iki yönünü de diyorum ama zaten vasat bir hücum yönünüzle bile Toronto’nun hücumuna katkı yapabilirdiniz geçen sene. James Johnson’i diğerlerinden ayıransa bunun yanına koyduğu savunmadaki ekstra işler. Takımın hem top çalma hem de blok istatistiklerinde zirvede. bulunuyor (1.34 top çalma 1.15 blok ortalamalarıyla) Uzun yada kısa forvet olarak oynayabilen, her koçun takımda istediği tarzda bir oyuncuyken Casey’le sezonun sonlarına doğru yaşadığı sorun oyununa yansımasa da, onun benche çekilmesinde etkili oldu.
picture

bryan colangelo, toronto raptors

Görsel kaynağı: Resmi Siteden Alınmıştır

Forvet pozisyonunun bir diğer tamamlayıcısı ise Linas Kleiza. Casey’nin defans ağırlıklı oyun düzeninde Johnson’nin gerisinde kaldı sezon boyunca. Sahada bulunmasının en önemli sebebi ise 3’luk tehditi yaratması oldu. Aksi halde yavaş ayakları ve savunmadaki yetersizliğiyle Casey’in sisteminde fazla süre alması zor olurdu.
Takımın diğer tamamlayıcı parçalarının başında ise geçen sezonu Denver’da tamamlayan Gary Forbes geliyor. Boş olan Raptors benchini doldurmak adına gelen Forbes sezon boyunca 2 ve 3 mevkiginde kenardan gelerek katkı vermeye çalıştı. Diğer isimler Solomon Alabi, Ben Uzoh ve Alan Anderson’i ise sezonun son kısmında görme fırsatı bulduk. Bunlardan Ben Uzoh sezonun son maçında Nets karşısında elde ettiği triple-double ile göze çarparken, takıma mart ayının sonlarında D League’den katılan Alan Anderson özellikle 3’lük çizgisinin gerisindeki performansıyla etkileyici gözüktü.
Neden 23-43 luk derecenin yanıltıcı olduğuna bakarak tekrar takımın genel analinize dönelim. Şüphesiz ki en büyük neden sezonun büyük bir kısmını takımın yıldız oyuncusundan yoksun geçirmesidir. Aslında Toronto taraftarının heyecanını bu skora rağmen yitirmemesini sağlayan neden ise takımın savunma ve hırs anlamında gösterdiği gelişmedir. Bir önceki sezon Toronto maç başına ortalama 105.4 sayı yiyerek lig genelinde 26.’yken bu sezon bu sayıyı 94’e kadar indirerek 9. sırada yer aldı.
Bir önceki sezon rakip takımlar Toronto’ya karşı 0.482 süt yüzdesiyle oynarken bu sezon bu oran 0.432’lere kadar düşürüldü. Casey takımın başına geçtiği ilk gün söylediği; “ilk işimiz savunma olacak” sözünü ispatlar şekilde Toronto sezonu tamamladı. Hücum istatistiklerinde ise takım genelde son sıralarda yer aldı. Kısa sürede kimseden harikalar yaratması beklenemezdi zaten. Raptors için düşünülen iki şeyden ilki kazanmayı bilen takım yaratmak digeride kaybetmeyi kabullenmeyen bir takım oluşturmaktı. Bu sezonki Raptors sahada istekli oyunu ile artık kaybetmeyi kabullenemediğini gösterdi. Bunla birlikte taraftarı heyecanlandıran ise sıra kazanmayı bilen bir takım görmeye gelmesiydi.
Ölü sezon hamleleri
Ölü sezon her zaman için Toronto’nun teknik ekibi için zor olmuştur çünkü Kanada’ya yıldız oyuncu hatta oyuncu getirmek büyük marifet istiyor. Bunun birkaç sebebi var. İlki Kanada oluşu. Amerikan’nin dibi olsa da Amerika değil işte. Ülke dışında oynamak her oyuncu için zordur, üstüne sezon boyu sürecek uzun deplasman yolculuklarını ekleyin, pek cezbedici durmuyor. İkinci sebep Kanada’daki vergilerin yüksek oluşu. Kazanılan para çok olunca, ödenen para da bir hayli çok oluyor. Son sebep ise Toronto medyası ve taraftarı diyebiliriz. Açıklama için bakınız Türk taraftarı ve medyası. Ancak Kanada’da yaşayan Avrupalı popülâsyonunun çokluğu sebebiyle uluslararası oyuncuların ilgisini çekiyordu. Colangelo durumun oldukça farkında olduğundan işi daha da garantiye almak istedi ve Kanada’ya gelmesi en muhtemel yıldız oyuncu, Kanadalı Steve Nash’i gözüne kestirdi. Ancak yüzüğün etkisindeki tek isim Smeagol değildi (Fiziksel anlamda bir benzetme yapmam söz konusu değildir). Nash Toronto’nun yaptığı 3 yıllık 36 milyon dolarlık teklifi reddetip, yüzük kazanma ihtimalinin ayyuka çıktığı Lakers’la 27 milyon dolara 3 yıllık imza attı.
picture

andrea bargnani, kyle lowry, demar derozan, landry fields, toronto raptors

Görsel kaynağı: Resmi Siteden Alınmıştır

Hâlen daha bir umut takımı şampiyon bir takım haline getircegine inandığımız Colangelo, Nash’in arkasından çok bakmayarak nerdeyse hiç birşey kaybetmeyip kadroya Kyle Lowry’i kattı. Houston’da sorunlu bir sezon geçirip ayrılmak isteyen Lowry, Forbes ve ilerki yıllar için 1. sıra draft hakkı karşılığında alındı. Yaşadığı sakatlıkları bir kenara koyarsak, Casey’nin sistemi de düşünülünce bu hamle kat ve kat anlam kazanıyor. Lowry top kullanmayı sevse de takımı oynatabilen bir oyuncu, üstelik hızlı hucumlarda daha etkili hale geliyor. Savunma da ise kısa boyunu avantaja çevirip topa baskı uygulayabiliyor. Bu sezon Calderon’u benche yollayacagi kesin. Calderon hakkında ise hem sezon boyunca hem de ölü sezonda hatta hala daha takas söylentileri yayılıp durdu. Seneye bitecek 10 milyon dolarlık kontratı bu söylentileri iyice ateşledi. Olası bir takas haberine şaşırmayacağım gibi, Casey’nin Calderon’a verdiği değer ve kontrat sezonunda göstereceği artı performans düşünülürse, en azından Raptors playoff yarısından erken kopmadıkça Calderon takımda kalacaktır. Kyle Lowry’nin takıma katılmasıyla geçen sezon beklenilenin altında kalan Jerryd Bayless’e de yapılan teklif geri çekilip serbest bırakıldı.
Geçen sezon oldukça iyi bir performans göstermesine rağmen koçla yaşadığı sorunlar yüzünden ve bütçede de yer açmak adına James Johnson 2. sıra draft hakkı karşılığında Sacremento’ya yollandı. Bu takas sonrası iyice boşalan kısa forvet pozisyonunu ise serbest oyuncular Landry Fields ile dolduruldu. Knicks’in sınırlı serbest olan oyuncusu 3 yıl için 20 milyon dolara imza attı ve bu hamlenin en çok tartışılan kısmıda bu oldu. Dedik ya Toronto’ya oyuncu getirmek zor anlayışla karşılamak lazım. Ayrıca takımda aynı paraya oynayan Amir Johnson varken itiraz etmek güç. Fields’in gelişine özellikle koç Casey sevinmiştir. Takımın hücum opsiyonları Lowry’nin katılmasıyla iyice güçlenmisken ilk 5’in eksik kısmına defansif yönü kuvvetli bir isimle takviye yapmak bu hamleyi değerli kılıyor. Bundan böyle Kobe’den, Lin’den son saniye basketleri yemek yok.
picture

toronto raptors maskot

Görsel kaynağı: Resmi Siteden Alınmıştır

Toronto’da beklenen isim geçen sezonun 5 numaralı drafti Jonas Valanciunas bu sezon takıma katılıyor. Bu taraftar Antony Davis’ten sonra adamakıllı bir pivot görmedi Raptors formasıyla o yüzden kendisinden önce coşkusu geldi Toronto’ya. Draft edilmesine karşın gectimz sezonu Rytas formasıyla geçirip, üstüne milli takımla Olimpiyat Oyunları’nda boy gösterip iyice hazır bir şekilde geliyor bu sene. Ribaunt, savunma, sertlik her konuda direk katkı sağlaması bekleniyor. Hücum yönünde ise şimdilik beklentiler çok fazla olmasa da Calderon’la kendisinden bolca ikili oyunlar izleriz bu sene.
Takımın diğer caylaklari ise Terrence Ross ve Quincy Acy. Draft döneminin Raptors için çok da iyi geçtiği söylenemez. Draft anına kadar 8. sıra hakkını bir takasta kullanmaya çalışan Colangelo üstüne bir de düşündüğü oyuncuların çoğunun (Dion Waiters, Damian Lillard, Harrison Barnes) üst sıralardan seçilmesi sonucu zor bir karar vermek zorunda kaldı. İlk turun orta sıralarında draft edilmesi beklenen Terrence Ross 8. sıradan Toronto’nun seçimi oldu. Kalabalık uzun rotasyonu ve sağlam iki oyun kurucunun varlığı bu draft hakkı için, 2 ve 3 numaralara derinlik sağlayabilecek bir oyuncu almayı gerektirdi. Terrence Ross için DeRozan’la benzer özellikleri taşıyor diyebiliriz. Üst seviyedeki atletik ozelliklekleriyle hızlı oyunu seviyor. Bunun yani sıra aynı zamanda iyi bir şutör. Uzun kolları sayesinde savunmada da aktif. Tüm bunlar Casey’nin sistemiyle direk uyuşuyor. Ross 8. sırayı fazlasıyla hakkettigini Raptors formasıyla gösterecek gibi. Diğer draft ise 2. tur 7. sıradan Quincy Acy. Hem görünüş hem de oyun olarak Reggie Evans’in kopyası. Yada genel söylenen tabirle, faul sokabilen Reggie Evans. Bir dönem Raptors forması giyen Evans gibi oyunun en büyük özelliği sahaya mücadelesini yansıtmak. Tabir bana da biraz hafif geldi, daha doğrusu sahada yapılacak ne kadar pis iş varsa yerine getirmek. Hücumu da Reggie Evans kadar kötü değil ancak bu sezon büyük bir sakatlık çıkmazsa süre alması zor gözüküyor.
Raptors benchi sağlam tutmak adına da bazı hamleler yaptı. Öncelikle takımdaki bazı isimlerle tekrar kontrat yapıldı. Pivot mevkigine derinlik katmak adına ilk olarak Aaron Gray ile bir yılı oyuncu opsiyonlu iki yıllık kontrat imzalandı. Ardından da ileriki yıllarda (hatta bu sene bile olabilir) teknik ekibe geçmesi beklenen Kanadalı veteran pivot Jamal Magloire ile de bir yıllık sözleşme yapıldı. Geçen sezonun son döneminde takıma katılan Alan Anderson da performansıyla bir yıllık kontratı kaptı. 30 yaşına gelen oyuncu kariyerinin son yıllarını NBA de geçirmek istediği belli. Geçen sezon yakaladığı şansı iyi değerlendirdi, Casey’nin sistemine uyan oyuncu bu sezon da iyi süreler bulacaktır.
picture

quincy acy, toronto raptors

Görsel kaynağı: Resmi Siteden Alınmıştır

Serbest oyuncular arasından Raptors ekibine katılan oyuncular ise John Lucas ve Dominic McGuire oldu. Rose’un yokluğun zaman zaman Chicago’da önemli işler yapan Lucas Raptors kadrosunda 3. Oyun kurucu olarak gozuksede, özellikle çift gard oynanan dönemde süreler alacaktır. Mcquire ise süre alma şansı çok olmasa da 3 ve 4 nolu pozisyonlarda bench derinliği sağlamak açısından takıma katıldı.
Yeni Sezon Beklentileri
Kadroya bakınca, Casey’nin de gazıyla heyecanlanıyor insan. En son Calderon ve Ford ikilisini Raptors’in beynini oluştururken Toronto’yu Atlantik’in zirvesinde görmüştük. Bu sezonda aynı beklentim Calderon ve Lowry ikilisinden (play-off için). DeRozan ve Ross’un forma yarışına girmesi, Bargnani’nin geçen sezon başındaki performansını bu sezonunun geneline yayması ve bu sezon drafta katılsa büyük ihtimal 2. sıradan seçileceği düşünülen Valanciunas’in yılın çaylağı ödülünü alacak performansı göstermesi benim iyimser beklentilerim arasında.
Yıllardır süren yapılanmanın artık bu yıl bittiğini yada en azından ise yaradığını görmek içinse en azından playoff, hak edilen bir beklenti sanırım. Her ne kadar böylesine genç ve kısmen yeni kurulmuş bir kadroyla playoff zor gözükse de Casey hem takımı hem de taraftarı buna inandırıyor. Geçen sezon savunma sorununu büyük ölçüde çözen Casey sırada savunma ve hücum arasındaki dengeyi kurmakta diyor. Bu yaz kampını büyük ölçüde bunun için harcayan takım bu sene kadro genişliğinin de sayesinde tempoyu daha da artırıp hücumda da etkili olmaya çalışacak. Kaybetmeyi kabullenmeyen Raptors bu sezon kazanmayı da öğrenecek ve bundan sonra umarım uzun yıllar bu takımı playoffta izleyebileceğiz.
Tahmin: 40-42
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam