Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

David Blatt: Efes'e şu anda gelseydim... / Özel Röportaj

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 31/01/2013 - 11:36 GMT+2

Avrupa basketbolunun en önemli figürlerinden David Blatt, Efes Pilsen günlerinden Steve Jobs'a, Fotis Katsikaris'ten artık iyi şarkı söyleyememesine kadar birçok ilgi çekici anekdotu Eurosport.com Türkiye'yle paylaştı.

david blatt, efes pilsen

Görsel kaynağı: AFP

Beşiktaş maçıyla başlayalım. Karşılaşmaya dair öngörüleriniz neler?
Bu bir ölüm-kalım maçı. İki takımın da hedeflerini hesaba kattığımızda... Aklıma başka tanım gelmiyor. Grupta şu ana kadar oynanan çoğu maç yakın skorlarla, çekişmeli geçti. Bugün de buna benzer hüviyette bir mücadele bekliyorum.
Beşiktaş’ı Barcelona karşısında izlemiştim ve dürüst olmak gerekirse, o maçta çok iyi iş çıkartmışlardı. Grubun en güçlü takımına karşı maçın başından sonuna kadar hep oyunun içindeydiler. Aynı şekilde geçen haftaki Siena maçında da etkileyici bir oyun ortaya koydular. Hatta bu sezon PalaEstra’da Siena’yı en çok zorlayan takım olduklarını söyleyebilirim.
Beşiktaş, Top 16’da galibiyet almakta güçlük çekiyor ama Erman Kunter’in takımı grup aşamasındaki birçok maçta sonucu elde etmek için makul bir performans sergilemişti. Onlara baktığınızda, sizi endişelendiren ne?
Beşiktaş’ın gruptan çıkıp son 16 takım arasına kalması gerçekten takdir edilesi bir başarı. Takım ve koç Kunter, şimdiye kadar yaptıkları için güzel sözleri hak ediyorlar.
Oyun planlarını ele alacak olursak, Kunter’in yetenekli guardlara sahip olduğunu söylemek mümkün. Guard oyunları üzerinden dönen çok setleri var. Curtis Jerrells, Daniel Ewing ve Patrick Christopher, hepsi fark yaratan oyuncular. Keza boyalı alanda Vidmar gibi değerli bir uzunun yanında, Cevher ile Markota gibi hareketli dört numaralar, ortaya iyi bir karışımın çıkmasına sebep oluyor. Beşiktaş tek tek değil, bütün hâlinde değerlendirilmesi gereken bir takım. Kimlikleri bu.
Maccabi Top 16’da başta savunma ve üçlük istatistikleri olmak üzere, birçok kategoride düşüş yaşıyor. Bunun nedeni ne? Sanki bu sezon bir şeyler yolunda gitmiyor gibi...
Beşiktaş gibi biz de Top 16’ya kötü bir başlangıç yaptık. Bunu inkar etmenin gereği yok. Top 16 öncesindeki grubu lider tamamlamıştık ve o dönem ortaya koyduğumuz performanstan memnundum. Takım esnek bir yapıya sahipti. Ancak Top 16’da kritik anlarda problem yaşıyoruz ve sadece bir sayıyla iki maçı acı verici şekilde kaybettik. Bu sahadan mağlubiyetle ayrıldığımız iki maçta da son top bizdeydi, kazanma fırsatı da elde etmiştik ama elimize gelen şansları değerlendiremedik. İki galibiyet daha fazlamız olabilirdi ama şimdi? İki galibiyet daha az elde etmiş konumdayız. Ve evet, bu acı veriyor.
picture

david blatt, interview, eurosport turkey, röportaj, roportaj

Görsel kaynağı: Eurosport

Herkes geçen yılki etkileyici Euroleague sezonunun ardından Yogev Ohayon’un bu yıl daha da üzerine koyarak iyice vitrine çıkmasını bekliyordu. Ancak şimdiye kadar Ohayon’un bu beklentileri karşıladığını söylemek pek de mümkün değil. Sizce neden?
İnsanların sizi tanımadan ve size karşı hazırlıklı olmadan geçirdiğiniz ilk sezon, bazen en kolayıdır. Ne zaman isim yapar ve başarıyı yakalarsınız, işte o eşikten sonra rakipleriniz sizi ciddi bir hedef olarak görür ve size karşı daha ciddi biçimde hazırlanmaya başlar. Ohayon da olağanüstü bir ilk sezonun ardından “ikinci yıl düşüşü” şeklinde açıklayabileceğimiz bu sorunu yaşıyor. Umarım Tel Aviv’de kalmaya devam edip daha çok çalışır ve yeniden zirveye çıkar. Bunu tüm kalbimle istiyorum.
Jordan Farmar, Efes kariyerine çok etkileyici bir başlangıç yaptı. Sezon başında onu takıma geri istediğiniz ancak bu transferin mali problemler nedeniyle gerçekleşmediği konuşulmuştu. Bu iddialar doğru muydu?
Evet, bu doğru. Sezon başında yeniden Jordan’ı transfer etmek istedim ama bu mümkün olmadı. NBA’deki lokavt esnasında kısa bir periyot beraber çalışmıştık ve gerçekten onun hakkında herhangi bir olumsuz kelime sarf etmem mümkün değil. Jordan, Maccabi’ye getirdiğimiz en heyecan verici, en özel oyunculardan birisi. Burada onu çok seviyorduk ve şu anda onu başarılı olurken görmek bana büyük mutluluk veriyor.
Maccabi’nin hiçbir zaman mali sıkıntıları olmadı. Bütçe anlamında diğer birçok büyük kulüp gibi fazla büyük bir havuzumuz yok ama ben bu durumu ekonomik problem olarak değil de, ekonomik sorumluluk şeklinde niteliyorum. Rusya ve Türkiye, Avrupa’daki ekonomik tablonun büyük bir bölümüne oranla daha fazla para harcıyorlar. Biz ise harcamıyoruz.
Maccabi, İsrail’de milli takım kadar önemli ve Yad Eliyahu’ya gelen oyuncuların burada uzun süre kalmalarına alışığız. Ancak son yıllarda takım çekirdeği birçok kez değişti, birçok oyuncu sadece bir sezonun ardından başka takımlara gitti. Bu bir geleneğin bozulması anlamına mı geliyor?
Bu en büyük sorunumuz. Kesinlikle, kabul ediyorum. Maccabi’de üçüncü senemi geçiriyorum, iki sezon önce Euroleague finalindeydik. Geçen yıl Panathinaikos’la olağanüstü bir serinin ardından son topla elendik. Bu sezon grup aşamasını lider geçtik. Başarılı olmadığımız tek bir konu varsa, o da kadro çekirdeğini koruyamamız.
picture

david blatt, pini gershon, maccabi tel aviv, saras jasikevicius, sarunas

Görsel kaynağı: Resmi Siteden Alınmıştır

Başarının bence dört anahtarı vardır: Kalite, devamlılık, antrenörlük ve karakter. Hangi sırayla dizildikleri önemli değil. Biz de devamlılık hususunda problem yaşıyoruz. Takımın iskeletini bir türlü oturtmayı başaramadık çünkü oyuncularım transfer dönemlerinde Türkiye ve Rusya’ya gidiyorlar.
Kısa Türkiye kariyeriniz özelinde konuşacak olursak, sizce Efes’te işler neden yürümedi? Pişmanlıklarınız var mı?
Pişmanlık demezdim ama bir şeyleri değiştirebilmeyi isterdim. İlk olarak, daha Mart ayında takımını yok eden, üç oyuncumun Belgrad’a gelmediği olayın yaşanmamış olmasını umardım. İkincisi, mevcut koşullara karşı daha farklı ve daha hazırlıklı olurdum. Yine de, bazen işler yürümez ve ben bu durumla barışığım.
Ailem ve ben Türkiye’yi çok sevdik. Efes’te bulunduğum süre içerisinde kulüptekiler bana harika davrandılar ve dışarı çıktığımızda da Türk insanı bize benzer şekilde yaklaştı. İşin sadece profesyonel kısmında durumun farklı gelişmesini umardım, hepsi bu. Belki biraz daha tecrübeli olsam ve daha fazla bilgi birikimiyle İstanbul’a gelsem Efes kariyerim farklı sonlanabilirdi.
Bu yaz Pops Mensah-Bonsu’nun sağlık kontrolleri sıkça speküle edildi. Siz önce imzaladınız, ardından fesh ettiniz...
Büyük bir hataydı. Çok büyük bir hata. Geçen sezon Beşiktaş’ta harika bir yıl geçirdi ama Pops’ın dizleri, bir yaşlı adamın dizleri gibi. Birçok muazzam sıçrama yeteneğine sahip olan oyuncuya benzer, Mensah-Bonsu da yaptığı spektaküler smaçlar sonrası yere o kadar sert iniş yapıyor ki bu durum onun dizlerini mahvediyor. Biz o dönem Pops’ın dizlerinin bu hâlde olduklarını öngörememiştik.
picture

david blatt, ekrem memnun, emir alkas, efes pilsen

Görsel kaynağı: Resmi Siteden Alınmıştır

Ünlü, aşina olduğunuz soruya geldi sıra. Bir gün sizi NBA'de görebilecek miyiz?
Bakın, Avrupa basketbolundaki en güzel işlerden birine sahibim. Geçmişten bugüne birçok NBA oyuncusu çalıştırdım. Oradan basketbol adamlarıyla görüştüm. Fakat şu anda evimde olmaktan, ailemle birlikte İsrail'de yaşamaktan oldukça memnunum. Bunun tadını çıkarıyorum. NBA mi? Bir gün neden olmasın...
Atlanta Hawks koçu Larry Drew yaz aylarında İsrail'e geldi ve sizinle çalıştı. Yine Hawks genel menajeri Danny Ferry hakkınızda her zaman güzel sözler söylüyor. İki organizasyon arasında nasıl bir bağ var?
Tamamiyle dayanışma üzerine kurulu bir ilişki var. Herhangi bir iş tarafı yok, profesyonel bir kısmı yok. İki takımın birbiriyle deneyimlerini paylaşması üzerine kurulu bir bağ. Larry Drew'le birlikte harika zaman geçirdik. Bundan öteye geçen, karşılıklı fikir alışverişinden ileriye giden bir profesyonel ilişki olmadı.
Peki Ettore Messina'nın Los Angeles Lakers'ta üstlendiği tarzda bir danışman rolü ister misiniz?
Hayır, ben bir koçum. Bunu sürdürmek, korumak tek isteğim.
picture

mike krzyzewski, david blatt

Görsel kaynağı: Resmi Siteden Alınmıştır

NBA'in Avrupa'ya açılma planı hakkında neler düşünüyorsunuz?
Bu gerçekleşecek, beyler. Hazırlıklı olun, bu gerçekleşecek. Sizin ülkenizde de olabilir. Bu fikri sonuna kadar destekliyorum. Bir NBA takımını düşündüğünüzde akıllara gelen ilk şey oyuncu draft etmek, bu gençlerin gelişimi, organizasyonun iş tarafındaki meseleler falan filan. Bunların Avrupa kulüpleri tarafından da başarıyla yerine getirilebileceğini düşünüyorum. Hadisenin "business" tarafını rahatlıkla kotarabilirler. Zor olanı profesyonel tarafı olacak. Mesela hangi oyuncu Avrupalı bir takım tarafından draft edilmek ister? Ya da hangi Avrupa ekibinin bu projeye dahil olacağını nasıl belirleyeceğiz? Ya da en basitinden ulaşım sorunu nasıl halledilecek?
Belki başka bir çözüm geliştirebilir. İlk adım olarak, Euroleague'den bir takım play-off seviyesinde temsil edilebilir NBA'de. Şu aşamada 10 yıl içerisinde ilk yapılacak hamle bu olabilir.
Rusya Milli Takımı'na ve basketboluna çağ atlattıktan sonra neden görevden ayrılma kararı verdiniz?
Milli takımda 7 sene görev yaptım. Onlar benimle çalışmaya devam etmek istiyordu. Ben de bunu düşündüm. Uzun bir karar aşamasıydı. Fakat, milli takım çalıştırmak göründüğü kadar kolay bir şey değil. Bir yandan da kulüp seviyesinde çalışmalarımı sürdürdüğüm için yorulmuştum. Çok yüksek seviye takımların, kendileri gibi yüksek seviye baskılarını omuzladım. Bu kolay bir şey değil. Lâkin bir de hayat dediğimiz bir şey var. Biraz yaşamak istedim. Yaz aylarında biraz olsun dinlemek istedim ve bu kararı verdim. Gerçekten de öyle...
Fotis Katsikaris, Rusya'nın yeni koçu oldu. Ona bir tavsiye verme fırsatınız olsaydı, bu ne olurdu?
Kimseye tavsiye vermek benim haddime değil elbette. En başta ona başarılar dilerim. Başarılı olmasını gönülden diliyorum. Umarım çok iyi işler çıkarır. Program, takım, ülke olarak Rusya benim için çok büyük anlamlar ifade ediyor. Onun da bu güçlü iskeleti sonuna kadar kullanacağına inanıyorum.
picture

andrei kirilenko, david blatt, vitaly fridzon, russia national basketball team, rusya milli takımı

Görsel kaynağı: AFP

Her koç, yeni geldiği takıma kendi felsefesini getirmeye uğraşır. Bir basketbol adamı için en önemli sınavdır. Fakat bir şey söylemem gerekse şunu iletirdim. Çevreni iyi tanı. Nerede olduğunu iyi idrak et. Etrafında olan biteni, ayak bastığın ülkenin kültürünü, farklı yanlarını, geçmişten gelen birikimleri anlamaya çalış. Birlikte çalışacağın, sana sadık insanlar bulmaya zamanını harca. Rusya da Türkiye gibidir ve en önemlisi o toprakları çok iyi bir şekilde tanımaktır. Bu farklıları öğrenmek, bunları tanımak başarıda anahtardır.
Kariyerinize, yaşamınıza dönüp baktığınızda kendinizi bir elçi olarak görüyor musunuz? Massachusetts'te büyüdünüz, İtalya'da, İsrail'de, Yunanistan'da, Türkiye'de, Rusya'da çalıştınız. Bütün bu ülkelerde çalışmak, yaşamak nasıldı?
Hiç şüphesiz, eşsiz bir deneyimdi. Bir basketbol adamı olarak rüyamı gerçekleştirmeyi başardım. Oyununun bir parçası oldum. İnsanlara kendi fikirlerimi sunma fırsatı yakaladım. Başkalarının fikirlerinden yararlandım. Geriye dönüp baktığımızda kariyerime dair en mutlu olduğum detay bu. Rüyamı yaşıyorum.
Üniversiteden sonra, 80'lerin başında Amerika'da Xerox firmasında çalışmanız kariyerinizin en ilginç detaylarından biri. Sıkıcı bir iş miydi?
Evet, kısa bir süre orada çalıştım. Xerox, biliyorsunuz geleneksel anlamda fotokopi makineleri üreten bir şirket. O dönemlerde yeni bir ofis açmışlardı ve bilgisayar üretmeye başlamışlardı. Kurdukları sistem, aslında Macintosh'un merkezini oluşturan sistemdi. Bilgisayarların kökeni Palo Alto'ya dayanıyordu ve bu kültürün temelleri Xerox tarafından atılmıştı. Fakat Xerox'un ürettiği bilgisayarlar ve pazarladığı sistem çok daha pahalı ve çok daha ağırdı. Bu yüzden başarısızlığa uğradık. Macintosh çok daha kullanıcı dostuydu ve bu yüzden biz pazarı kaçırırken onlar başarılı oldu. Ben de o ekibin parçasıydım.
Peki meşhur "Steve Jobs, fareyi (mouse) Xerox'dan çaldı" görüşüne katılıyor musunuz?
Biliyorsunuz, bu oldukça tartışılan bir konu. Birçok insan bunun böyle olduğunu iddia ediyor. "Çalmak" belki de çok ağır bir kelime ancak şunu söyleyebilirim. Bugün Apple başta olmak üzere bilgisayar üreten şirketler Xerox'a çok şey borçlu.
picture

david blatt, milan macvan, maccabi tel aviv

Görsel kaynağı: Resmi Siteden Alınmıştır

Siz bir koç olarak kimden esinlendiniz? En etkilendiğiniz, borçlu olduğunuz basketbol adamı kim?
Phil Smokey Moresi. O benim lise basketbol koçumdu. Basketboldan bahsettiği kadar hayattan da bahsederdi ve spor yaşamıma en büyük etkiyi yapan isim oldu.
Kızınız Ela ile Shawn James, geçenlerde Rihanna'nın Diamonds şarkısını cover'ladı. Bu performans hakkında neler düşünüyorsunuz?
Çok beğendim. Kızımın harika bir sesi var. Fakat Shawn, şanslıyız ki basketbolda müzikten fersah fersah iyi. Bu hepimiz için büyük şans.
Siz şarkı söylüyor musunuz?
Elbette. Gençken korolarda yer almıştım. Eskiden sesim güzeldi. Koç olduktan sonra sesimi kaybettim. Gerçekten. Bağırmak, çağırmak, sinirlenmek iyi gelmedi. Artık iyi şarkı söyleyemiyorum.

Uğur Ozan Sulak: @ugurozan
İnan Özdemir: @inanozdemir
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam