Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

İnan Özdemir yazdı!

Eurosport
TarafındanEurosport

Yayınlandı 21/10/2011 - 16:56 GMT+3

Euroleague'de ilk hafta bugün oynanacak bir maç dışında tamamlandı. İnan Özdemir, Galatasaray, Anadolu Efes ve Fenerbahçe ile birlikte geride kalan haftayı değerlendirdi.

oktay mahmuti

Görsel kaynağı: AA

Sözcüklerin bir temel anlamı vardır, bir de zamanla aldıkları içerik. Bunu en iyi gözlemleyen yazarlardan Raymond Williams, "Keywords" kitabında Büyük Britanya tarihinde kilit rol oynayan kavramların geçmişten bugüne geçirdiği değişimleri incelemiştir.

Galatasaray Erkek Basketbol Takımı için de bu tip bir çalışmaya ihtiyaç var, Oktay Mahmuti'nin gelişinden sonra yaşanan dönüşümü anlamak için. İlk akla gelen elbette "repütasyon". Saygınlık ve itibar arasında gidip gelen parçalı bulutlu bir anlamı var. İki yıl önce tüm sohbetlerde "Cemal-Nalga-forma-Tufan-skandal" benzeri ifadelerle anılan sarı-kırmızılı kulübün basketbol şubesinin Mahmuti ile el sıkıştığı gün tekrar lügâtına aldığı bir kelime.

İkincisi "karakter". Futbolda unutulmayan "2000 ruhu" mâlumunuz. Salt başarılardan ayrı, taraftar sahada sonuna kadar mücadele eden adamları görmeyi özlüyor. Geçen sene ligde finale çıkan takım buna sahipti. Bazen "Böyle oynayacaksak kaybedelim daha iyi" dersiniz, o takımı gören taraftar "Böyle oynayacaksak kaybetmek sorun değil" diyordu.

Saha içinde önem arz eden öteki kavramsa "rotasyon". Galatasaray MP, eski alışkanlığı olan "Sil baştan her sene yeni yabancılar alalım" anlayışını yıkmakla kâlmadı, kadroya kattığı isimlerle seviye atladı. Lakovic ve Songaila'nın kariyerleri ortada. Genç yıldız Furkan Aldemir ve her zaman kenardan katkı verebilecek Ender Arslan da kilit hamleler.

Asseco Prokom deplasmanı tüm bunların resmi geçidiydi. Yabancı basının "Kupaya yeni katılan takım profilinin çok ötesindeler" diye övdüğü Aslan'ın repütasyonu sağlamdı. Oktay Mahmuti'nin nefis kullandığı geniş rotasyonla üçüncü periyotta sağlam bir karakter sergilediler. Tek eksik vardı: "Tecrübe". 18'lere giden farktan az kalsın maçı vermelerine neden olabilecek kadar önemli bir eksik. Her şeyin bir zamanı var, Galatasaray bunu da öğrenecek.

Anılar 1: Geri getirin o günleri
Geçen sene Euroleague, Fenerbahçe Ülker için harika başlamıştı. Fakat üst üste gelen sakatlıklarla birlikte başlayan kara süreç, kulübü yüksek sesle telaffuz edilmeye başlanan "Final Four"dan uzak tuttu. Yazın futbolda başlayan şike soruşturması ise 2012 F4'ünün İstanbul'da düzenlenecek olmasıyla tekrar umutlanan taraftarın kâbusu oldu. Transfere istedikleri ölçüde yoğunlaşmadılar, Kinsey'nin Efes'e gidişiyle de kan kaybettiler.

İlk maçta Caja Laboral karşısında alınan yenilgi, bu açıdan gayet anlaşılabilir. Telafisi de mümkün. Üzücü olan geçen sene yakalanan o havanın uçup gitmesi. Abdi İpekçi'deki boş tribünler, Sefolosha'nın son çeyrekteki smacı dışında oyuna kendini sokamayan taraftar. Yıldızların formsuzluğu ve koç Spahija'nın rotasyonu oturtamaması bile pek mühim gelmiyor bu tabloda. Kulübün ilk kafa yorması gereken bu. Formda bir Gasper Vidmar'ın neden kenarda unutulduğunu sonra tartışırız.
Anılar 2: Efes'in dirilişi
Anadolu Efes koçu Ufuk Sarıca, Can İşbakan'a verdiği röportajda "Transfer ettiğimiz oyuncularda saha içi meziyetleri kadar karaktere de baktık" diyerek önemli bir şeyin altını çizmişti. Efes kültüründe hep önemsenen bu kimliğin son yıllarda erozyona uğradığını iyi bilenlerden Sarıca. Belki işin "coaching" kısmında bir deha değil fakat son yıllarda rayından çıkmaya başlayan kulübün tekrar yol haritası edinmesini sağlayabilir. Şimdilik hava olumlu.
picture

Caja Laboral Fenerbahçe

Görsel kaynağı: AA

İlk maç Partizan deplasmanıydı. Efes, zorlu atmosferde başabaş giden ilk yarıdan sonra rakibini çözdü ve rahat galibiyet aldı. Partizan, iki sene önce Dusko Vujosevic ile F4 gören o takım değil. Fakat ilk çeyrekteki boyalı alan ısrarlarının Efes'i nasıl düzenden çıkardığını herkes gördü. "Sen at, ben atayım" partisine maç boyu devam etmek istediler fakat Ersan, Kinsey, Savanovic gibi yıldızlar masaya yumruğunu vurdu ve film koptu. Son periyotta yaşanan ufak krizlere "Kaza" deyip geçelim.

İlk haftanın karnesi
Haftanın adamı: Vladimir Romanov
Litvanyalı iş adamı "Kovmalara doyamadım" isimli şiir kitabına yeni eklemeler yapıyor. Zalgris Kaunas'ı satın aldığı 2009'dan beri Gintaras Krapikas, Ramunas Butautas, Darius Maskoliunas, Darius Salenga ve Aco Petrovich'in işine son verdi. Son kurban ise Ilias Zouros oldu. Gerekçe: "CSKA Moskova'yı evimizde yenmeliydik". Liselerarası şiir yarışmasına katılan öğrenciye "Niye T.S. Elliott'tan iyi yazmadın?" demek gibi. Mantıklı.

En iyi beş: Marcelinho Huertas - Henry Domercant - Malik Hairston - Andrei Kirilenko - Mirza Teletovic

Haftanın takımı: CSKA Moskova
Fazla söze yok. Rus ekibi, "liseli takım hüviyeti" ile Litvanya deplasmanında sonuca gitti ilk hafta.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam