Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Euroleague'de bir hafta

Eurosport
TarafındanEurosport

Yayınlandı 03/02/2012 - 17:01 GMT+2

THY Euroleague Top 16 gruplarında üç temsilcimizin de mağlup olduğu bir haftayı geride bıraktık. Geriye kalanları İnan Özdemir yazdı.

0202_Anadolu Efes Spor Kulubu

Görsel kaynağı: Eurosport

Her salonun kendine has bir karakteri var. Caferağa, İsmet Badem'in "Sosisli ahanda burada yenir" başlıklı epik yazısından sonra toplumsal belleğimizde bu yönüyle yer buldu, Abdi İpekçi'yi trafik çilesiyle biliyoruz, Ayhan Şahenk'in sert potaları yedi cihana nâm salmış durumda, Sinan Erdem Spor Salonu daha şanslı: "2010 Dünya Basketbol Şampiyonası sendin aşkım".

Fenerbahçe'nin yeni salonu Ülker Sports Arena'yı daha tam kafamızda oturtamadık, iki haftadır hep bir şeylerin gölgesinde kalıyor. Muhteşem bir yapı elbette, herkesin "Emeğinize sağlık" demesi, teraziye tıklaması gerek. Fakat geçen hafta Oğuz Savaş'ın havai fişekleri geri plana atan bıyıkları, bu hafta da Panathinaikos'un ilk çeyrekten uyguladığı zulüm salona hak etttiği övgünün verilmemesine neden oldu.
Sorunu ne Fenerbahçe'nin? Çok Amerikan filmleri tadında bir giriş oldu, "Senin sorunun ne ha". Bir değil, birden fazla sorun var ki zaten bu da başlıbaşına bir sorun. Neven Spahija'nın maç içindeki tercihleri, oyuncuların sürelerini ayarlamak konusundaki eşsiz bilinmezliği, oyuncuların tamamiyle takım düzeninden kopuk bireysel tercihleri. Evet yanlış duymadınız, 2010-11 sezonun ilk çeyreğindeki yeni kurulmuş, herkesin birbirini tanımaya başladığı Miami Heat'ten değil, senelerdir Euroleague'de belirli bir istikrar yakalamış, Avrupa'nın elit organizasyonları arasına girmiş bir kulüpten bahsediyoruz. Erozyon, şu aralar en moda şarkı.

Sıradan bir Efes günü
Anadolu Efes'in son Olympiakos mağlubiyeti sonrası gündem maddeleri:
1- Milan Macvan transferi: Söylentiler, Efes 800 bin avro ödemeyi kabul ederse geleceği yönünde. "Doğruysa çok iyi transfer".
2- Donatas Motiejunas transferi: Macvan olmazsa, o gelecek deniyor. "Doğruysa, soyadı Türk basınını epey zorlayacak". Sen kısaca Yavuz Donatas de.
3-Senden daha güzel: "Zamanlama" sadece kalecilere ve reklamcılara lâzım değil, kulüpler de düşünmeli. Olympiakos'a 18 sayı farkla mağlup olunan günün ardından reklam kampanyasının gelmesi manidar oldu. Büyük yatırım olabilir, önceden böyle plânlanmış olabilir ama bunu "Anadolu Efes oyuncularından taraftarlara büyük jest" diye tanıtırsanız alacağınız cevap şudur, en azından benim nazarımda: "Anadolu Efes oyuncularının taraftarlarına yapacağı en büyük jest basketbol oynamaya başlamak olabilir".



Video'nun öne çıkanları:
- Anadolu Efes'in onlarca yıllık rock müziğin mirasına, kapüşonla, hip-hop'çı selamıyla, bol kıyafetlerle halel getirmesi.
- Kerem Tunçeri'nin şaşırtıcı derecede güzel sesi. Sonuna Kaan Tangözeesk bir "Çok sağolun" koysa dünya daha güzel bir yer olabilirmiş.
- Amerika'da yaşadığı kolej yıllarını boş geçirmediğini her fırsatta gösteren Sinan Güler'in 3. saniyedeki "Hey-Yo" selamı. Rock derken...
- Sasha Vujacic'in beresi ve gitar çalarken sergilediği dans figürleri. Biz seni Maria Sharapova'ya sevinmek için sevmedik.

CSKA'dan kaç fark yerseniz iyi?
Turnusol kağıdı, herkese lâzım. Hıncal Uluç, herkese lâzım. Oktay Mahmuti'nin "Şimdiden büyük hedefler koymamak lâzım, gün-gün, maç-maç bakmalıyız" şeklindeki demecini "Vizyonsuzluk, hedefsizlik" olarak eleştirmesi yüzlerde güzel bir tebessüm yaratmıştı. Gerçi o, Oktay Mahmudi isimli başka bir koçu eleştiriyordu ama olsun, açıklamalar aynıydı, neyse...

CSKA Moskova deplasmanından pek kimse galibiyet beklemiyordu, açık konuşmak gerekirse. Maç da öyle başladı, "Beklentiler, hayâller, muz kabuğu" eşliğinde. Daha 5. dakika dolmadan 10-0 olmuştu bile skor. İşin daha kötüsü, bırakın topu rakip potaya ulaştırmayı, aslında rakip potayı görmekte bile zorlanıyorduk.

Araya parça: Üç bisikletsevere sorduk, CSKA savunmasını nasıl tanımladılar?
a) Mur de Grammont
b) Muur de Geraardsbergen
c) Muur Kapelmuur
d) Hepsi

Doğru cevap "Hepsi" olacaktı, çünkü hepsi aynı, hepsi "Duvar". Ronde van Vlaanderen'e selam olsun. Resmini de koyalım, nasıl zorlu bir tırmanış olduğunu, nasıl bisikletçilerin hem rüyası hem de kâbusu olduğunu anlayın:

Sonra ne oldu? Duvarı aşmayı başardık, kendi karakterimizi ortaya koyduk, maçı alamasak da, ortalama bir fark yesek da prensiplerimize bağlı kaldık. Son saniyelerde bile rakip sahada baskı uyguluyordu Galatasaray Medical Park oyuncuları. Çok büyük oyunculara sahip olmamak bazen çok büyük sorun olmuyor.

Haftanın Beşi
Dimitrios Diamantidis: Fenerbahçe Ülker'i ilk çeyrekten yıkan Panathinaikos'un komutanıydı. 8 asistle takımını her zaman olduğu gibi müthiş yönettik.
Sergio Rodriguez: İki oyun kurucumuz oldu ama olsun, Real'in son dönemdeki en büyük komutanının 20 sayı, 7 asistini es geçmek olmazdı. Spahija'nın üç oyun kurucu bir arada oynattığı haftada sıkıntı olmaz.
Victor Khryapa: İlk haftalarda CSKA'nın tek hayâl kırıklığı yaratan ismi de devreye girdi, öteki takımların Final-Four hayâlleri git gide suya düşüyor.
Richard Hendrix: Harika "Rolling in The Deep" yorumuyla sevmiştik kendisini, Ketih Langford'la stüdyoya girmediği zaman Maccabi'li uzunun adresi Bennet Cantu potaları oluyor. 15 sayı, 7 ribaund, 3 blok.
Nenad Krstic: Galataray Medical Park'ın tüm direnç gösterdiği anlarda o da tecrübesini gösterdi. Haftanın şanslı CSKA'lısı, pardon MVP'si o.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam