Basketbol Süper Ligi Final: Shake It Up Şekerim

“Ülke olarak birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde…” Bu cümleyi ilk defa duyduğumda ilkokula gidiyordum ve Eurovision’un TRT ekranlarında izlendiği, halk nezdinde milli mesele olarak görüldüğü yıllardı. Yazın yaklaştığını müzik severler Eurovision’un gelmesiyle anlar, basketbol severler ise final serilerinin başlamasıyla. Kalplerimiz Hadise’nin “Düm Tek Tek”i gibi atmaya başlamışken, normal sezonu kulüp galibiyet rekoruyla bitiren Beşiktaş, sezona gümbür gümbür devam eden EuroLeaugue şampiyonu Fenerbahçe karşısına çıkıyor.

Ligin 1. ve 2.’sinin mücadelesini izleyeceğimiz seride, Sarı-Lacivertlilerin favori olduğunu söyleyebiliriz. Kişisel basketbol izleme tarihimde canlı olarak takip ettiğim en dominant takım ve bu üstün oyunu sene başından beri savunmadan gelen momentumu, Formula 1 araçlarının DRS’i gibi hücumuna aktararak sağlıyordu. Fakat EuroLeague Play-Offlarından itibaren Udoh-Vesely pas kanalını hatırladılar. Normalde bir takımın dördüncü veya beşinci hücum silahı uzunlar üzerinden paslaşmadır ancak Fenerbahçe’de ise hücumun ana planlarından biri. Maçlarda, Udoh’un perdeden sonra devrilip topu alır almaz potaya yönelmesi ve köşedeki açık şutörü bulduğu setlere çözüm bulmak çok zor. Çünkü devrilen uzuna yardım getirildiği taktirde, şutörler 3’lükle cezalandırıyor. Normal sezonda %42 ile isabet bulan takım, play-offlarda %48.36 keskinliğine ulaştı. Eğer uzunun devrilmesine izin verili ve yardım götürülmezse, bu sefer Udoh-Vesely alley-ooplarından sayı yeme riski oluyor. Pota altındaki bu tarz hücumlar Beşiktaş tarafında Stimac’ı faul problemine de sokabilir. Fenerbahçe kısalarına baktığımız zaman sahaya giren tüm oyuncular skor katkısında bulunabiliyor ve bunu sürekli çalışan bir motor üzerinden yapabiliyorlar. Sezonun son 10 haftasıyla birlikte geçiş hücumlarını da keskinleştirdiler ve David Blatt’in elendikleri maçtan sonra söylediği gibi; “Avrupa’da hiçbir takım durduramadı, elimizden geleni yaptık bizde engel olamadık.”

Fakat Ufuk Sarıca Beşiktaş’ınıni Daçka’dan farklı olarak bir şansı var. Topu daha hızlı paslaşıp, daha keskin şutörlere sahipler. Stimac da kaçan şutların ofansif ribauntlarını alıp bitirebiliyorlar. Fenerbahçe savunmasında uzunların giderek 3-sayı çizgisine çıkıp savunma yaptığı anlarda, Sarı-Lacivertlilerin yaşayacağı savunma ribaundu zaafını Beşiktaş’ın iki dakika değil 40 dakika boyunca değerlendirmesi onları maçta tutabilecek etkenlerden biri. Bunun yanında Strawberry’nin takımın süper starı gibi potaya penetlerelerinde çok yüksek yüzdeyle bitirmesi gerekiyor. Earl Clark’ın sakatlığına rağmen alacağı bir dakika bile takıma umut aşılayacaktır. Aslında bütün galibiyet formülleri, Beşiktaş’ın sahada neredeyse deli seviyede tempo yapması ama bir sufi adanmışlığında kendisini oyuna vermesiyle gerçekleşebilir.

Athena’nın “For Real” şarkısı gibi burası final ve burada her şey gerçek! Takımlar kupayı kazanmak için oyun esnasında yapabilecekleri her şeyi deneyecekler. Bakalım şampiyonluk kupası kime yâr olacak.