Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Kusturica filmi gibi

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 30/08/2011 - 14:53 GMT+3

31 Ağustos'ta başlayacak Avrupa Basketbol Şampiyonası için geri sayım başladı. Turnuvanın başlamasına iki gün kala, İnan Özdemir C Grubu' nu yazdı.

yunanistan, hellas, basketbol

Görsel kaynağı: Reuters

Klasik örnektir, ne zaman sporun etkilerinin tahmin ettiğimizden de karmaşık hale geldiği anlardan bahsedilse es geçmeyiz. Zvonimir Boban, 13 Mayıs 1990'da Maksimir Stadı'nda oynanan Dinamo Zagreb - Kızılyıldız maçında çıkan olaylar sırasında bir Yugoslav polise tekme atmış, efsaneleşmiştir. Boban'ın attığı tekmesi asla sadece bir tekme değildir ve Yugoslavya'nın fiili dağılışını sembolize ettiği söylenir.

Peki Vlade Divac? Yugoaslavya Milli Takımı olarak, 1990 Dünya Şampiyonası'nda kazandıkları altın madalyayı kutladıkları sırada sahaya dalan bir taraftarın elinden Hırvat bayrağını alıp yere atmasına ne demeli? ESPN'in 30. yılını kutlamak için çektiği "30 for 30" belgesel serisinden "Once Brothers"ı izleyenler bilecektir. En yakın arkadaşı Drazen Petrovic ile aralarındaki arkadaşlığın o bayrak olayından sonra nasıl bittiğini gözleriyle gören herkes, sporun hayatlarımıza etkisini yazmıştır aklının bir köşesine.
Belgeselinin yankılarının sürdüğü sırada çekilen Avrupa Basketbol Şampiyonası kuraları ise herkes için iki kat büyük sürpriz oldu. C Grubu, dağılan Yugoslavya sonrası ortaya çıkan ülkeleri tekrar bir araya getirmişti. Aralarına aynı coğrafyanın bir başka kadere sahip üyesi ülkesi Yunanistan gelmişti istisna olarak. Bir de Kuzey'den soğuk hava dalgası getiren Finlandiya'yı...
Yunanistan
Son 10 yılı bize "Sen en güzel duygularımın katilisin" şarkısını söyletmekle geçirdiler. Biliyorum, o maçı unutamıyorsunuz. Portekiz'in Figo'lu Rui Costa'lı Nuno Gomes'li Couto'lu altın jenerasyonunu Charisteas'ın tek golüyle harcadıkları o final maçını. Hayır, hatlar karışmadı, hâla bir futbol yazısındasınız. 2005 Avrupa Basketbol Şampiyonası finalinde Almanya'yı harcadıkları maç da aklınızda kalmıştır muhtemelen. Planlar yapılmıştı, Dirk Nowitzki sonunda milli takımlar seviyesinde hak ettiği altını alacaktı. Olmadı, "kemik kıran" Yunan Milli Takımı bir kez daha gülen taraf oldu. Peki Vassilis Spanoulis'in 8 metreden attığı üçlük? 2009 Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda çeyrek finalde 12 Dev Adam ile eşleşmişlerdi. Gruptan İspanya'yı yenerek gelen A Milli Takım'da Hidayet'in kıpırdandığı ve sazı eline aldığı o müthiş maçta, Spanoulis fişi çeken adam olmuştu. 8 metreden. Murat Murathanoğlu'nun hakeme feveranları da çare etmemişti.

Litvanya'da yine favoriler arasındalar ama ağır favoriler arasında değiller. Eksikler var. 3 Büyükler (Diamantidis, Spanoulis, Papaloukas) Avrupa Şampiyonası'nda forma giyemeyecek. Big Sofo da yok. Fakat hala nefis guardları var (Zizis, Calathes) Klasik "Vurdu mu ses getirir" uzunları da var. Maç boyu tempoyu kontrol etme konusunda hala rakipleri yok. Savunma disiplinleri hayranlık uyandırıcı. Dış atışları yüzdeli kullandıkları zaman tutulmuyorlar. Fakat kadrolarına baktığımızda takımı bir üst seviyeye çıkaracak, işler kızıştığında ve düzen dışı hücumlar başladığında eline bakabilecekleri bir isim yok. Grup birinciliği ve hatta çeyrek final garanti gibi, fakat gerisi? Bilemiyorum Altan.
Hırvatistan

Roko Leni Ukic'in sakatlığı ile sarsıldılar. Zoran Planinic'in çeşitli ve -muhtemelen- saha dışı sebeplerden ötürü tercih edilmemesi zaten sıkıntı yaratmıştı ama en çok güvendikleri ve takımı emanet ettikleri Ukic'in de şanssız sakatlığı da koç Vrankovic'i "düşünen adam" pozisyonuna soktu. Draper'a emanet edecek orayı, Amerikan asıllı Dontaye Draper'a. Bir de şapkadan ne zaman ne çıkaracağı asla belli olmayan Marko Popovic'e. Devam edelim. Fenerbahçe'nin geçen seneki en önemli isimlerinden Marko Tomas, burada da her pozisyonun adamı kimliğiyle iş yapacak. Yanında çiçeği burnunda Fenerli Bogdanovic var. Mali kriz yaşayan Cibona Zagreb'in geçen seneki tek pozitif şeyiydi. Haksızlık etmeyelim, Leon Radosevic de iyiydi. Geri kalan her şey için "Bir efsaneydi, bir efsaneydi 90'larda senle beraber olmak"

Uzunlar konusunda daha şanslılar, Stanko Barac hücumda çeşitlilik, Ante Tomic ribaund ve beklenmeyen alçak post hareketleri, Zoric sertlik ve bazen pislik, Luksa Andric ise heyecan getirecektir. (Heyecan, basketbol sözlüğünde bazen bir basket bir de faul, bazen bir hücum ribaundı, bazen de saçma ve son derece kritik bir top kaybı anlamına gelir)

Hedef ne? Kimse tam emin değil. Genelde Slovenya gibi onlar da çeyrek finale gelir, orada kalırlar. Yine orada olacaklar. Muhtemelen bir son saniye topuyla çözülecek maçın aktörü olacaklar. Kazanıp kazanmamak onlara kalmış.
Karadağ

2006'da bağımsızlığını kazanan yeni bir ülke, Karadağ. Ellerini çabuk tuttular, 2007'de efsane koç Dusko Vujosevic ile yeni bir yapılanmaya girdiler. İlk olarak Scepanovic, Drobnjak, Nikolic gibi tecrübeli, Avrupa basketbolunda uzun yıllardır forma giyen isimlerin üzerine bir iskelet kurdular. Esas büyük proje ise altyapılardan "Geliyorum" diye bas bas bağırarak çıkan Nikola Pekovic, Nikola Vucevic, Vladimir Dasic, Slavko Vranes gibi gençlerdi. Başardılar, kısa zaman içinde 700 bin kişilik bu küçük ve şirin ülke bir takım kimliği kazandı.

Pekovic ve Vucevic, beklentileri karşıladı ve Avrupa basketbolu için yıldız olma yolunda ilerliyor. Fakat geleceği çok parlak görülen Vladimir Dasic ile hayal kırıklığı yaşadılar. Beklentilerle baş edemeyen ve Real Madrid'de ve Roma'da bir türlü etkili bir parça olamayan 23 yaşındaki oyuncu, gelecek sezon için Gran Canaria'nın yolunu tuttu.

Hazırlık döneminde gördük, turnuvanın en önemli sürprizlerinden biri olabilir Karadağ. Uzun rotasyonu etkileyici. Akıcı hücum ediyorlar ve 24 saniyeyi müthiş efektif kullanıyorlar, sabrederek, zorlamadan. Zayıf nokta ise oyun kurucu ve iki numara. Omar Cook'un bu genç takımı idare etmekte başarılı olduğunu söylemek zor. Sürpriz yapıp yapmayacakları bir anlamda onun oyununa bağlı.
Makedonya
Vlado İlievski'nin Anadolu Efes'e transferinin ardından "Efes'e yeni Naumoski" manşetleri atılmıştı. Türk basını için talihsiz günlerden biriydi. Fakat İlievski'nin işini iyi yapan bir oyun kurucu olduğu ve bu mütevazi takım için fazlasıyla kilit olduğu söylenebilir. Hücumda yıldız Bo McCalebb, dev Pero Antic, tecrübeli Todor Gecevski'nin sırtında yükselecekler. Hedef ne? 2009'da Almanya'yı mağlup etmişlerdi, bir benzerine "Hayır" diyeceklerini sanmıyorum.
Bosna Hersek
Yugoslavya'yı oluşturan ulusları meydana getiren Ex-Yu hazırlık turnuvasında bol bol izleme fırsatı bulduğumuz Bosna, hiç hazır bir görüntü vermedi. Sempati puanlarımız onlarla olduğundan eleştirinin dozunu alçakta tutuyoruz fakat pivot Ratko Varda'yı da kaybettikleri şu haftada Sabit Hadzic'in öğrencileri için umutlu cümleler kurmak zor. Mirza Teletovic'in 8 metreden iyi ok atması, Henry Domercant'in hücumda biraz daha şuurlu top kullanması, Kenan Bajramovic'in de istikrarlı bir performans sunması onlara bir Makedonya galibiyeti getirebilir.
FinlandiyaBasketbol ve Finlandiya, bir araya gelmesi gerçekten zor bir ikili ama hafızayı yokladığınızda birkaç şey bulmak mümkün. Mesela bir genç çocuk: Petteri Koponen. 2007'de Nike Hoop Summit'te Derrick Rose, OJ Mayo gibi isimlere karşı nefis performans ortaya koymuş, NBA gözlemcilerinin dikkatini çekmişti. Litvanya'da da hızlı basketbol oynayacak olan takımın en önemli kozlarından biri olacak. Bir diğer genç yetenek, 91 doğumlu Sasu Salin'e de dikkat edilmeli. Kaptan Hannah Montana'yı pardon Hanno Mottola'yı unutmamak da fayda var.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam