Usain Bolt, 200 metrede yeni rekorlar için sınırlayı zorlayacağını söyledi

100 metre rekorunun üzerinden 5 yıl geçti. 100 metre Dünya Rekoru’nun böyle uzun bir süre boyunca kırılmadan kalması en son 30 sene önce gerçekleşen bir olaydı. Berlin’deki rekorunun bu kadar uzun süre kalabilmesini neye bağlıyorsun?
Açıkçası bilmiyorum. Son beş yıldır sakatlıklarla boğuşuyorum, dolayısıyla Berlin’deki rekorumu zorlamak için eski kondisyonumu kazanmak zor. Londra’da kendimi iyi hissettim ve rekoruma çok uzak değildim ama her şey sizden yana olmak zorunda – kondisyonunuz, hava, pist ve bütün bunlarla birlikte yarışı başlangıçtan geçişe ve bitiş çizgisine kadar harika bir şekilde yarışı tamamlayabilirseniz bir şansınız olabilir.

Berlin’de Dünya Rekoru’nu saniyenin onda birinden fazla ileri taşıdın. 50 yıl önce dâhil edilen saniyelerin yüzdeleriyle ölçümler başladığından beri kimse bunu yapamadı. Senin mirasındaki anahtar nokta bu mu?
Evet, kesinlikle bunun da bir etken olduğunu düşünüyorum. Ama her zaman altın madalyaları mirasımın asıl görünen yüzü olarak saydım; Londra’da tekrardan üç altın madalya kazanmak ve 100 metre, 200 metre ve 4x100 metrelerde unvanımı korumak benim için asıl önemli anlardı. Şimdi Rio’ ya hazırlanıyor ve gerçekten o madalyaları tekrar alabileceğim bir konumda olmak istiyorum. Eğer başarabilirsem, bence insanlar bunun hakkında uzun bir süre konuşacak.

Berlin’deki 100 metre finalini düşünecek olursak, geceden aklında kalanlar neler?
Geceyi çok iyi hatırlıyorum, stadyumdaki atmosferi, oraya çıkışımı ve insanların seslerini... Kalabalık harikaydı. Gerçekten iyi bir formdaydım. Kendimi iyi hissediyordum ve kazanacağıma dair kendime güvenim tamdı. Pist de çok canlıydı, mavi pisti beğenmiştim. O gece çok iyi başlangıç yaptığımı ve çizgi boyunca çok iyi koştuğumu hatırlıyorum. Muhteşem bir geceydi. Oraya, dünyaya kendimi kanıtlamak ve kendi alanımda en iyi olduğumu göstermek için gitmiştim.

Peki, dört gün sonraki 200 metre finali?
O da benzer bir deneyimdi. Hararetli noktalarda bütün dikkatimle koştum dolayısıyla final için çok enerjim kalmıştı ki buna ihtiyacım olacağını biliyordum. Virajı döndükten sonra hızlı koştuğumu biliyordum ve sadece kollarımı iyi şişirip bacaklarımı açmaya odaklanmıştım. Kazanmayı istedim, ama hızlı bir zamandan koşmaktan daha iyisini yapmak istedimiştim – bitiş çizgisini geçtikten sonra kronometrede 19.19 saniyeyi gördüğümde gerçekten mutluydum.

Daha da geriye bakarsak, ilk ne zaman bir Dünya Rekoru kırabileceğine inandın?
Pek hatırlayamıyorum çünkü bu üzerine düşündüğüm bir şey değildi. Her zaman bir 200 metre koşucusuydum, bu benim özelliğimdi ama koçum 100 metreyi de denememi istedi ki yaptım, sevdim ve hızlı olduğumu gördüm. Ama Dünya Rekorları hiç hakkında düşündüğüm bir şey değildi.

New York’tan sonra olaylar senin açından nasıl değişti?
İnsanlar bana daha fazla ilgi göstermeye başladı. Sanırım asıl o zaman gerçekten yarışa ve sahaya ulaştım. O sene Olimpiyat yılıydı, bu yüzden insanların atletlerin bu sporda ne durumda olduğuna çok ilgisi vardı ve tabi bana karşı da iyi bir ilgi vardı. Ama Beijing her şeyin asıl başladığı yerdi.

Demek Usain Bolt efsanesi gerçekten Beijing’de doğdu. Hiç Jamaika’ya üç altın madalyayla geri dönme ihtimalini değerlendirdin mi?
Bunu hayal ettim ama hiçbir zaman gerçekleşeceğini düşünmedim. Seneye Dünya Şampiyonaları o stadyumda olacak ve her şeyin başladığı yere dönmeyi heyecanla bekliyorum.

Don Quarrie’den sonra 100 metre ve 200 metre rekorlarının ikisini de elinde tutan ilk koşucusun. Büyürken onun hakkında ne biliyordun, sana ilham kaynağı oldu mu?
Evet, herkes Don’u tanıyordu, küçük bir çocukken benim kahramanımdı. Jamaika’nın ulus olarak sahada ve pistte profilinin yükselmesini sağladı. 100 metre ve 200 metrelik koşularda yaptıkları olağanüstüydü. Yani onun birlikte bahsedilmek benim için gerçek bir onur.

Londra’daki Olimpiyatlardan önce bir efsane olup tekrar altın madalyalar kazanmak istediğini söyledin – ki bunu dünyaya kanıtladın da. Eğer Rio’da daha fazla altın madalya kazanacak olsaydın bu seni ne yapardı?
Bence hala bir efsane olurdum. Birisinin tekrar böyle bir başarı gösterebileceğini düşünmek zor, dolayısıyla ayrıcalıklı bir pozisyondayım. Bu kesinlikle, insanların benim hakkımda önümüzdeki yıllarda da konuşmasını sağlardı.

Baktığımız zaman, iki rekordan hangisini tekrar kırmak senin için daha mümkün?
Sanırım 200 metre. O rekoru 19 saniyenin altına taşımak isterdim ve bu gerçekten gurur duyacağım bir şey olurdu. Bu benim hedeflerimden biri ve imkânı da var. Bir sezon boyunca sakatlanmadan kalmalıyım, sezon öncesi hazırlıklarından sonuna kadar. Bunu başarabilirsem, yapabileceğimi biliyorum.

Sence 100 metre ve 200 metre rekorlarını nereye kadar indirebilirsin – harika bir günde, hızlı bir pistte, kondisyonun zirvedeyken, sınırlarını zorlayan rekor ne olurdu?
200 metrede gerçekten sınırları zorlayabilirim. Bunun hakkında biraz düşündüm, dediğim gibi, rekoru 19 saniyenin altına almak yapabileceğimi düşündüğüm bir şey. Bu gerçekten sınırları zorlamak olurdu.

Rekorlar bir yana, geçtiğimiz beş yılda başka neler kırdın?
Birçok oyun konsol kolu kırdığımı söyleyebilirim. Çevrimiçi ‘Call of Duty’ oynarken internet bağlantısının kötü olması sinir bozucu bir şey – yani evet, birkaç oyun konsol kolu kırdım.

Seni ‘Her Zaman En Hızlı’ yapan nedir?
Her şey. Harika bir slogan, beni çok güzel tanımlıyor. Ben her zaman daha hızlıyım, PUMA bu fikirle bana geldiğinde şöyle düşündüm: “Evet, ben buyum.”