Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

Kafkaslı gitti...

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 05/10/2011 - 18:18 GMT+3

Kafkaslı’nın sahaya gelip bir şampiyon olması eşine nadir rastlanan bir inat öyküsüydü. Yarışlarda 8 trilyondan fazla ikramiye kazandıran bu hikayenin başrolünde de kuşkusuz Remazan Kaya vardı. Emir İncegül, Kaya ile çok keyifli bir söyleşi yaptı...

kafkaslı

Görsel kaynağı: Resmi Siteden Alınmıştır

Geçen yıl Aralık ayı sonunda Veliefendi’de yapılan jübile töreninde şampiyon Kafkaslı’yı gözleri dolarak uğurlamıştı Remazan Kaya. Kaya, ekürisinin “Çirkin Kral” lakabını taktığı Kafkaslı, o gün son kez, gönlünde taht kurduğu yarışseverlerin huzurundaydı. Kafkaslı’nın sahaya gelip bir şampiyon olması eşine nadir rastlanan bir inat öyküsüydü. Bu hikayenin başrolünde de kuşkusuz Remazan Kaya vardı. Kafkaslı artık yarış pistlerinde yok ancak Remazan Kaya yine Arap atçılığına damga vurmaya devam ediyor. Son olarak bu yılın flaş taylarından Yürekkaya, 24 Eylül Cumartesi günü Ankara’da düzenlenen, üç yaşlı Arap taylarının en büyük sınavı Hatay Koşusu’nu (G1) kazandı ve Kaya ekürisi’nin başarılarına bir yenisi daha eklendi. Türk yarışçılığına yeni şampiyonlar kazandırmak için durmadan çalışan ve son olarak Yürekkaya’yı sahalara getiren Remazan Kaya ile Veliefendi Hipodromu’nda keyifli bir söyleşi yaptık.
Günümüz Arap atçılığının söz sahibi isimlerinden Remazan Kaya’ya önce atçılığa nasıl başladığını sordum: “Urfa’da ben okula giderken atlarımız vardı. Hem okula gidiyorduk, hem at biniyorduk. O zaman kilomuz da müsaitti. Malatya’da, Elazığ’da, Diyarbakır’da ve Şanlıurfa’da mahalli yarışlar oluyordu. Buralarda mahalli yarışlara katıldım. At sevgisi de olduğu için bu işe devam ettik.” 1985’te yarışçılığa başlayan Remazan Kaya, son yıllarda Kafkaslı’nın üstün başarıları sayesinde çok daha geniş çevrelerce tanındı. Atçılığa merakı daha önceye uzanan yarışseverler ise Yavuzca ve Börühan gibi safkanların Kaya ekürisindeki başarılarını da iyi hatırlayacaktır.
“Rahmetli Yavuz Gülerce’nin atları bana şanslı geldi.”Yavuzca’nın da Kafkaslı kadar olmasa da ilginç bir hikayesi var. Gülerce ekürisi’nin tayı olarak 1998’de sahaya gelen Yavuzca, 2000 yılının Temmuz ayına kadar parlak bir performans göstermiş ve 29 koşuda 11 birincilik almıştı. Ancak daha sonra formsuz bir döneme giren Yavuzca, takip eden bir sene boyunca sadece bir koşu kazanabilmişti. Hikaye’nin devamını Remazan Kaya anlatıyor: “O dönemde Gülerce ekürisi Yavuzca’yı gazete ilanıyla satışa çıkarmıştı. O zamanın parasıyla 85 milyara Yavuzca’yı satın aldım. Özgün – Neame.39 gibi iyi bir kan hattına sahipti ancak performansı çok iyi değildi. Şartlı 3 koşularda bile bir şey yapmadığı oluyordu. Fakat ben aldıktan sonra grup yarışları kazanmaya başladı.”
Remazan Kaya ilerleyen yıllarda Kafkaslı’da göreceği ışığı aslında önce Yavuzca’da görmüş. Yavuzca, Kaya ekürisindeki dördüncü yarışında Arap atçılığının derbisi Cumhuriyet Kupası’nda ikinci oldu, Grup2 ve Grup3 yarışlarda birinci geldi. 2002’de yine Cumhuriyet Kupası’nda ikinci olan Yavuzca, Kaya ekürisinde 104 koşuya katıldı ve bir milyon TL’nin üzerinde ikramiye kazandı. Remazan Kaya, Şu an yavruları yarış pistlerinde boy gösteren Yavuzca’nın aygırlık performansından memnun değil ve daha başarılı safkanlar vermesini umut ediyor.
picture

emir incegül, remazan kaya

Görsel kaynağı: Eurosport

Börühan da yine Gülerce ekürisinden Kaya ekürisine geçen bir safkandı. Remazan Bey’in 1998’de yine merhum Yavuz Gülerce’den satın aldığı Börühan, 1999’da Cumhuriyet Kupası’nda üçüncü olma başarısı göstermiş, Temmuz 2000’e kadar 11 koşu kazanmıştı. Remazan Kaya, rahmetli Yavuz Gülerce’nin atlarının kendisine şanslı geldiğini söylüyor.
Cumhuriyet Kupası’nda şansı tutmuyorElinden Kafkaslı, Yavuzca, Börühan gibi iyi atlar geçen Remazan Bey’in Cumhuriyet Kupası’nda şansı bir türlü yaver gitmiyor. Kafkaslı üç kez ikinci, Yavuzca üst üste iki yıl ikinci oldu. Remazan Kaya bu durum için; “Börühan da Odin ve Ağakaraca’nın atbaşı bitirdiği Cumhuriyet Kupasında üçüncü olmuştu. Cumhuriyet Kupasını hiç kazanamadım. Aynı şekilde Malazgirt koşusunu da kazanamadım. Elimden iyi atlar geçti ancak olmadı. İnşallah bu yıl kazanırım.” diyor.
Onlarca “kaya” var ama birbirine karışmıyorRemazan Kaya’nın elinde şu an yaklaşık yüz tane koşar durumda at var. Bu atların isimlerinde de “Kaya” damgası hep vardır. Hatta sondüzlükkaya, keltoşkaya, doktorkaya, benzincikaya, boksörkaya ve rambokaya gibi ilginç isimler de göze çarpar. Remazan Bey, bu kadar “kaya”lı atı hiç karıştırmıyormuş: “Kaya ile başlayan Kaya ile biten atlarımız var. Atları karıştırmıyorum. O konuda bir sorun olmuyor. Hepsinin ismi ayrı ancak bazılarının orjinini hatırlayamadığım oluyor.”
“Kafkaslı, Tunca ve Demirkır gibi şampiyon bir at.”1980’den bu yana unutamadığı şampiyon Arap atlarını sorduğum Remazan Kaya, 1981 doğumlu Demirkır’ı ve 1983 doğumlu Tunca’yı ayrı bir yere koyuyor. O yıllardan günümüze pek çok şampiyon atın pistlere geldiğini söyleyen Remazan Bey, Kafkaslı’nın da bu atlardan biri olduğunu ekliyor.
“Kafkaslı son yarışına havuzda hazırlandı.”Kafkaslı, yarış yaşamını, hiç kazanamadığı, üç kez ikinci olduğu Cumhuriyet Kupası koşusuyla noktalamıştı. Şampiyon safkan, 30 Ekim 2010’daki koşuda starttan çıkmış ancak yarışın ortalarında arızalanıp, derecesiz kalmıştı. Remazan Bey, o koşuya Kafkaslı’nın iyi hazırlanamadığını söylüyor: “Koşudan önce Kafkaslı’nın zaten sorunları vardı. O yarışı, hiç kenter yapmadan, hiç antrenman yapmadan koşmuştuk. Havuzda antrenman yapmıştık ancak o da yeterli olmadı. Yarışta da zorlama olunca koşuyu tamamlayamadı.”
Remazan Kaya, Kaflaslı’yı üç kez Dubai’de koşturma girişiminde bulunduklarını ancak bazı bürokratik engellere takıldıklarını, bir yıl da davet almadıkları için Dubai’ye gidemediklerini söylüyor.
“Burada yarış koşmak, yurtdışında yetiştiricilik cazip.”Söz yurtdışından açılmışken bir konuda daha Remazan Kaya’nın görüşlerini almak istedim. Türkiye’de atlar, özellikle de pistlerde iyi performans gösteren atlar, yurtdışındaki meslektaşlarından çok daha fazla koşturuluyor. Yüz’den fazla koşuya katılan, hatta iki gün arayla başka şehirlerde koşuya kaydedilen atlar bile var. Yurtdışında ise bunun tersi bir durum söz konusu. Bir at ne kadar başarılıysa, o kadar az koşu koşup, haraya alınıyor ve yetiştiriciliğe hizmet vermesi sağlanıyor.
Bu konuda yakın zamandaki en çarpıcı örneklerden biri; şampiyon Zenyatta’nın geçen yıl Kasım ayında, yirminci koşusunun ardından haraya alınması olmuştu. Breeders’ Cup Classic’te Zenyatta’ya ilk yenilgisini tattıran Blame de, formunun zirvesindeyken ve daha dört yaşındayken, geçen yıl Kasım ayında yarış yaşamına nokta koyup, haraya geçmişti. Remazan Bey, bu tezat örnekler için şöyle diyor: “Ben yurtdışındaki şartları da iyi biliyorum. Orada aşım ücretleri çok yüksek. Bir at kırk bin TL’ye çekiliyor. Burada örneğin en başarılı aygırlardan Caş’ın aşım bedeli yaklaşık yirmi bin TL. Yurtdışında kırk bin liraya yetmiş tane aşım yapan bir at, sahibine yaklaşık üç milyon TL kazandırıyor. Bu parayı koşuda kazanamazsın. Yurtdışında çekim kazançlı olduğu için at sahipleri atını fazla koşturmak istemiyor. Başarılı olmuş bir atın sahibi, zirvedeyken atını yetiştiriciliğe ayırmayı tercih ediyor. Ayrıca yurtdışında yarış ikramiyeleri de Türkiye kadar yüksek değil. Türkiye’de koşularda kazanç, yetiştiricilikten daha fazla.”
Remazan Kaya, Kafkaslı’nın ardından şimdi de Yürekkaya ile Arap atçılığında söz sahibi olmaya devam ediyor. Bir ay içinde dördüncü kez Grup koşu kazanan Yürekkaya, 19’uncu startında dokuzuncu kez zafere uzandı. Yürekkaya şimdi hazırlıklarını 29 Ekim’deki Cumhuriyet Kupası Koşusu için yapacak. Belki de Remazan Kaya, Cumhuriyet Kupası Koşusu’ndaki ilk zaferini yeni şampiyon Yürekkaya ile yaşayacak.
Arap atı yetiştiriciliğimizin ve yarışçılığımızın değerli ismi Remazan Kaya’ya bu keyifli röportaj için teşekkür ediyoruz ve yarış pistlerindeki başarılarının devamını diliyoruz.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam