Popüler Sporlar
TÜM SPORLAR
Tümünü göster

frankel jubile at yarisi emir incegul

Eurosport
TarafındanEurosport

Güncellendi 23/10/2012 - 16:08 GMT+3

Efsane safkan Frankel son yarışını da kazanarak hiç geçilmeyen atlar listesine adını yazdırıp, kariyerini noktaladı. Emir İncegül efsane İngiliz atının hikayesini yazdı.

frankel

Görsel kaynağı: AA

Atın kalitesi, atın form durumu, jokey, orjin, antrenman, pist, mesafe, rakipler, kilo, takılar, start numarası, yaş… Ve daha onlarca faktör at yarışlarında koşuların sonuçlarını belirlemede etkili oluyor. Bunca değişkene, bunca faktöre rağmen her yarışını kazanan atlar, tabii ki hiç unutulmayacak şekilde belleklere kazınıyor ve yarışçılık tarihine geçiyor. Bunun son örneği 20 Ekim Cumartesi günü, Royal Ascot Hipodromu’nda yaşandı. Frankel, son koşusunu da kazandı ve hiç geçilmeyen atlar listesine adını yazdırıp, kariyerini noktaladı.
20 Ekim Cumartesi günü, saatler 18.05’i gösterdiğinde yüzbinlerce kişi Frankel’ın son yarışı için nefesini tutmuş, bekliyordu. Koştuğu 13 yarışı da kazanan fenomen at, 14’te 14 yapmak için pistteydi. Otoritelerce tüm zamanların en iyisi olarak gösterilen Frankel, son yarışını kazanamasa da yine en büyük şampiyon olarak anılacaktı ama hiç geçilmemiş olmanın havası çok başkaydı.
Frankel’ın tüm zamanların en iyisi olarak gösterilmesinde; çıtayı hep daha yükseğe koymasının, daha sert rakiplerle, daha önce hiç koşmadığı mesafelerde kapışmasının payı büyüktü. Frankel, bu meydan okumalardan her seferinde, rahat şekilde galip ayrılmayı bildi. Örneğin 13’üncü yarışı için York Hipodromu’na gittiğinde 2100 metre mesafe, kafalarda soru işareti yaratıyordu. Daha önce 1600 metre mesafeden fazlasını koşmayan Frankel’ın, yenilmezlik unvanını York’ta kaybedebileceği konuşuluyordu ama şampiyon hiç zorlanmadan, kariyerinin en rahat birinciliklerinden birine uzanmıştı.


Ascot Hipodromu’ndaki son yarış için ise Frankel’ı bir başka meydan okuma bekliyordu. Cirrus Des Aigles, Nathaniel ve Pastorius gibi sert rakiplerin yanı sıra, yağış nedeniyle ağırlaşan çim pist de aşılması gereken bir engeldi. Daha önce yumuşak pistte yarışmayan şampiyon, 2000 metrelik son yarışında üç boy startta kaldı ama yine de kolay bir zafer elde etti. Böylece zaten çoktan efsaneleşen Frankel, yenilmezlik apoletiyle pistlerden ayrılmış oldu.
picture

frankel

Görsel kaynağı: Reuters

Koştuğu 14 yarışı da kazanan Frankel, yarışçılık dünyası için kısa ama çok keyifli bir film gibiydi. 13 Ağustos 2010’da başlayan hikaye, 20 Ekim 2012’de sona erdi. Başrolünde dört yaşlı Frankel’ın olduğu bu kısa filme; on tane ‘grup 1’ koşu zaferi, rakiplere atılan toplam 76.25 boyluk fark ve pek çok rekor sığdı.
Yaklaşık üç milyon pound gelir getiren bu filmin yönetmenlik koltuğunu ise üç kişi paylaştı. Bunlar; tüm yarışlarda Frankel’a binen jokey Tom Queally, kanserle savaşında Frankel sayesinde hayata daha sıkı tutunan efsane antrenör Sir Henry Cecil ile şöhretini ve milyonlarını katlayan Frankel’ın sahibi Prens Halid Abdullah.

Karayel ve Frankel aynı listede
Frankel, hiç yarış kaybetmeden kariyerini bitirdi ve aralarında bir Türk atı; Karayel’in de olduğu “geçilmeyen atlar” listesine adını yazdırdı. Eliyeşil Ekürisine ait, 1970 doğumlu Karayel, 1973 Gazi Koşusu dahil, katıldığı 18 yarışı da kazanıp, Türk Yarışçılık tarihinin en büyük efsanelerinden biri olmuştu. Türkiye’deki geçilmeyen atlar bahis konusu olduğunda, 1983 doğumlu şampiyon arap atı Tunca’yı da unutmamak gerekir. 1986 yılının sonlarında iki yarış koşup, kazanan Tunca, 1987’de de katıldığı 18 yarışta geçilmemişti. Sonrasında antrenmanda sakatlanan rekortmen safkan, pistlerden çekilmişti.
Peki Frankel şimdi ne yapacak?
Frankel artık Prens Halid Abdullah’ın harasında aygırlık yapacak. İki senede 14 koşu kazanıp, fenomen haline gelen ve sahibine ancak üç milyon pound kazandıran Frankel, asıl şimdi sahibini ihya edecek. Bir başka şampiyon Galileo’nun yavrusu, artık harada her sene yaklaşık 100 milyon poundluk aşım yapacak. Yarışçılık dünyasının önde gelen ülkelerinde sektörün en kazançlı alanı; at koşmak değil, yetiştiricilik yapmak. Bu yüzden Frankel gibi pek çok şampiyon safkan daha formunun zirvesindeyken yarışlardan çekilip, yetiştiricilik için kullanılıyor. Yine yakın zamanda Birleşik Devletlerde efsane haline gelen Zenyatta da müthiş formdayken, yirminci yarışının ardından, annelik yapması için emekli edilmişti.
Türkiye’de ise sistem farklı işliyor. Ülkemizde yetiştiricilikten ziyade, at koşmak daha kazançlı olarak görülüyor. Başarılı bir safkan, arıza göstermezse, 4-5 yıllık koşu hayatının ardından yetiştiricilikte kullanılıyor. Belki Türkiye’deki bu sistemin biz yarışseverler için iyi bir yanı da var; o da şampiyonları çok daha fazla seyredebilmek. Kısa bir hatırlatma turu yaparsak; Grand Ekinoks, Ribella, Sabırlı, Kafkaslı, Ağakaraca ve Odin gibi efsane şampiyonların hepsi elliden fazla yarış koştu. Yarışseverler Ağakaraca ve Kafkaslı’yı 120’den fazla kez izleme olanağı bulurken, Frankel sadece 14 yarış koşup, filminin en heyecanlı yerinde pistlerden ayrıldı. “Frankel Tadı” yarışseverlerin damağında kaldı.
Uygulamada 3M+ kullanıcı'a katılın
En son haberler, sonuçlar ve canlı spor yayınları ile güncel kalın
İndir
Benzer Konular
Bu yazıyı paylaş
Reklam
Reklam